Nilgün Güney

Nilgün Güney

Dinsizlik telkini

Dinsizlik telkini

 

 

Toplumun genelinde imani konularda derin düşünmenin insana zarar vereceği yönünde bir inanış vardır. Oysa Yüce Rabbimiz Kuran’da derin düşünmeyi kullarına emretmiştir:

 

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)

 

İnsanın, ayetler ve çevresindeki deliller üzerinde derin düşündüğü takdirde Allah korkusu ve sevgisi artar. Derin düşündüğü takdirde imanı artar, Allah’a yakınlaşır. Ancak imani olgunluğa ulaşan insan dünyanın geçiciliğini, nimetlerin asıl ve sonsuz olanlarının ahirette olduğunu tam kavrayabilir. Bu yüzden dünyaya olan bağlılığı ancak, Allah’ı hoşnut etme derecesindedir.

 

Din ahlakını tam anlamıyla yaşamayan kişiler, ahiretten yana bilgisizlerdir. Bu yüzden ölümü konuşmak istemez, keyif kaçırıcı bir konu olarak görürler. (Allah’ı tenzih ederim) Cehennemdeki azabın şiddetini ve cennetin sonsuz güzelliğini kavrayamamışlardır. Bu yüzden sürekli bu dünyanın nimetlerine sahip olma peşinde amaçsız koşmaktadırlar. Allah bu insanların ancak oyalanmakta olduklarını şöyle bildirir:

Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?’’ (En'am Suresi, 32)

Düşünmekten kaçan bu insanlar çok büyük bir kayıptadırlar. Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri insanın hizmetine sunan Yüce Allah’ı görmezden gelen bu insanların ölümle birlikte görüşleri netleşecek, cehennemin azabını çok derin hissedeceklerdir.

"Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir." (Kaf Suresi, 22)

Cehennemi bilmeyen bu insanlar, oranın büyüklüğüne de algılayamazlar. Bu yüzden ancak az sayıda insanın oraya sığabileceği, günahkar olan bazılarının günahlarını Allah’ın affedeceğini ve cennette gideceğini sanırlar. Allah sonsuz güç sahibidir, bu yüzden yaratmada sınır tanımaz. Cehennemi yaratan Allah’tır, makanının büyüklüğünü, azabın şiddetini de istediği kadar arttırır.

 

“O gün cehenneme diyeceğiz: “Doldun mu?” O da: “Daha fazlası var mı?” diyecek.” (Kaf Suresi, 30)

 

Allah sonsuz adalet sahibidir. Ömrünü Kendi rızasını kazanmak için adamış kulu ile nankörlükte sınır tanımamış, Kendisini düşünmeye yanaşmamış kulunu bir tutmayacaktır. Allah en küçük iyiliğimizi de, en küçük kötülüğümüzü de hıfzında tutandır.

 

“...Onlar, ‘bir hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa Suresi, 49)

 

Allah’tan uzak insanlar kendilerince geliştirdikleri mantıklarla, dünya hayatına delicesine bağlanıp, apaçık olan ölümü dahi unutacak kadar körleşmişlerdir. Bu insanlar “Hayatın bir de gerçekleri var’’ gibi çarpık mantıklarla, dinin olmadığı, sadece dünya hayatı için çalışıldığı bir yaşam belirlemişlerdir kendilerine. Din yaşandığı takdirde, dünyanın nimetlerinden yeterince faydalanamayacaklarını düşünüp, olabildiğince Kuran ahlakını kendilerinden uzak tutarlar. Oysa Allah insanı, din ahlakını yaşadığı takdirde mutlu ve huzurlu olabilecek bir ruhla yaratmıştır. Allah Kuran’la insanlara kendi şan ve şereflerini göndermiştir.

 

“Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve herşey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.’’ (Mü'minun Suresi, 71)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nilgün Güney Arşivi