Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Faizsiz Katılım Bankacılığı Konusundaki Yazılarımın Yankıları

    Hamdolsun ki bugüne kadar hep faize karşı olup mesafe koymuş bir kardeşinizim. Faize bulaşmamak için azami gayret gösterip hiçbir zaman kredi kullanmadığım gibi, faizli bankalara hiçbir zaman para da yatırmadım. Bunun için ne kadar şükretsem azdır diye düşünüyorum. Esasında imkanı olanlar için kendi yağıyla kavrulmaları en iyisidir. Ticaret yapan Müslüman kardeşlerimizin durumlarını, karşılaştıkları sıkıntılarını İslami hükümlere göre çözme gayreti gösterip ortak aklı devreye koyup konunun aydınlığa kavuşmasına vesile olmaya gayret etmekteyiz. Yoksa bu konu şahsımı doğrudan ilgilendirmemekte, ancak kardeşlerimizin sorularına doğru cevaplar üretmek içinde konuyu doğru bir şekilde aktarıp bilgilendirmek durumundayım düşüncesiyle yazıyorum.

     Faizsiz Katılım Bankacılığı konusunda geçtiğimiz hafta yazmış olduğum iki yazıma çok olumlu destekler alırken, katılım bankacılığının yanlışlarının, noksanlıklarının olduğuna da dair yorumlarda aldım.

 https://www.haberfark.net/faizsiz-katilim-bankaciligi-30712yy.htm

      Konya’mızdaki Katılım bankacılığı yöneticilerinden de bazıları yazılarımı okumuşlar ve sonucunda çok olumlu yorumlarla birlikte yüz yüze görüşerek ayrıntılı bilgi vereceklerini beyan ederek, şahsımı kurumlarına davet ettiler. Yapılan davete icabet ederek ilgili katılım bankacılığı şubelerine gidip uygulamanın içinde olan yöneticilere, sosyal medyadan, özelden şahsıma  yazılan yorumlardaki soruları sorup cevaplarını aldım. Çok verimli görüşmeler gerçekleştirdim. Eleştirilen konu başlıkları ve sorduğum sorular kısaca şöyledir:

     Katılım Bankacılığını eleştirerek yaptıkları işlemlerin faizle iştigal eden konvansiyonel bankalardan hiçbir farkları yoktur. Katılım Bankacılığı Merkez Bankasına Yatırmış olduğu (Munzam) parasına faiz aldığı, Murabahayı ilk zamanlar yapmış olmalarına rağmen son dönemlerde yapılmadığı, kredi kartlarına faiz tahakkuk ettikleri, genel olarak işlemlerinin daha pahalı olduğu v.b. eleştiriler gelmişti. Bu eleştirilerin her birini Albaraka ve Kuveyt Türk Yöneticilerine açıkça sordum ve çok samimi açıklayıcı bilgilerini de sizlere aktarmak istiyorum:

     Öncelikle şahsıma yazım için teşekkürlerini belirttikten sonra sorularımı, eleştirileri cevapladılar. Dediler ki şayet bizler faize karşı olup İslam’a uygun ticaret için çalışmasak her gün yüzlerce kişi ferdi kredi için müracaat etmektedir. Hiçbir kişiye kesinlikle faiz olduğu için ferdi kredi verilmemektedir. Katılım Bankalarının totalde bankalar içindeki işlem hacmi oranı % 5.5 civarındadır. Hassas olmasak her önüne gelene helal-haram hassasiyeti olmadan para versek bu oranın artacağı kesindir. Ancak ilkesel olarak inancımıza uygun ticaret yapmayı önemsediğimizden yaptığımız işlemlerin faiz içermemesine özen göstermekteyiz. Murabâha (peşin alıp vâde farkı ile satma) işlemini kesinlikle uyguluyoruz. Müşterimize ne lazımsa peşin alıp taksitle belirlediğimiz kâr oranını ekleyip satıyoruz. Yani kesinlikle hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ticaret yapıyoruz. Yaptığımız işlemlerin Faiz ile yakından uzaktan alakası yoktur.

     Munzama gelince, önceleri Katılım bankalarının merkez bankasına belli orandaki parayı yatırmaları uygulaması söz konusu değildi. Faiz ile iş yapan bankaların itirazları sonucunda Katılım Bankalarının da konvansiyonel bankalar gibi  Merkez Bankasına para yatırmaları zorunlu hale getirilmiş, bu dönemde isimlerini verdiğim katılım bankaları karşılık olarak altın vermeyi teklif etmelerine rağmen kabul edilmemiştir. Merkez bankasına zorunlu yatırılan  bedellere genel anlamda sistem faiz döngüsü üzerine kurulduğu için bir nevi repo yapıldığından faiz tahakkuk etmektedir. Ancak iki ayrı havuzlarının olduğu belirtildi. Bu havuzlardan biri helal olarak yapılan ticaretin sonucu oluşan havuz, diğeri de zorunlu olarak alınan faiz paraların toplandığı necis havuz. Kesinlikle kâr-zarar hesaplaması yapılıp gerekli dağıtımların yapıldığı meşru, helâl havuza necis olan hiçbir paranın karıştırılmadığı, necis paralarla da aldıkları fetvalara uygun olarak bazı tarihi eserlerin restorasyonunda, wc yapımında ve benzeri alanlarda kullandıklarını açıkça ifade etmişlerdir.

     Katılım Bankalarının faiz ile iş yapan bankalardan daha pahalı olduğu kesinlikle yanlıştır. Çok zaman daha hesaplı olduğu bir gerçektir. Kredi kartlarına önceleri hiçbir ceza uygulanmıyormuş. Ancak müşterilerinin büyük bölümü bu durumu suistimal etmeye başlamışlar. İlgili kişinin diğer bankaların ismini görmeden yaptığı işlemleri gördüklerini, aynı kişinin konvansiyonel bankalara ödemelerini düzenli yatırdıklarını, kendilerinin alması gereken bedeli de aylarca yatırmadıklarını gözlemlemişler. Niçin yatırmadıkları sorulduğunda bir ceza tahakkuk etmediği için yatırmıyoruz cevabını almışlardır. Bunun üzerine kartlarındaki harcamaları sonucu oluşan bedeli zamanı gelince ödemeyenlere o ay tahakkuk eden kâr-zarar bedeli kadar ceza yansıtmışlar. Bu cezalarında suistimalı önlemek amacıyla konulduğu, gerçekte faizden farksız oluşu sebebiyle biriktirilen rakamların tamamı 5 (beş) yıl sonra ilgililerin hesaplarına aktarıldığı, bundan sonra bu sürenin daha da kısaltılması üzerinde çalışıldığını yetkililer net bir şekilde bildirdiler. Buradan elde edilen cezalarında necis havuzlarında bekletildiğini özellikle vurguladılar. Beni arayıp uygulamalarını anlatan iki Katılım Bankalarının dışındakilerin genel durumunu tam bilmiyorum. Bazı ticaret yapan kardeşlerimiz örneklerini de belirterek isimlerini belirttiklerimin dışındaki bazı Katılım Bankaları tarafından hassas davranılmadığı faizli işlemlerin benzerlerinin olduğunu ifade etmişlerdir. Ticaret yapan kardeşlerimiz hassas olacaklar şüpheli gördükleri işlemleri işi bilen ehil kişilerle istişare edip ona göre davranacaklar diyebilirim. Bu sıkıntıları aşmak ve yapılan işlerde birlikteliği sağlamak için Türkiye Katılım Bankaları Birliği Üst Kurulu Oluşturulmuş 14 Eylül 2019 tarihinde Faizsiz Bankacılık İlke ve standartlarına uyuma İlişkin Tebliğ Resmi gazetede yayımlanmıştır. İnanıyorum ki önümüzde ki süreçte oturmuş alt yapısıyla yanlış yapanların uyarılacağı, faizsiz bir sistemim mükemmel işlediğinin örneğini oluşturarak uzun vadede faizden kurtulacağımızı düşünüyor, gönülden arzu ediyorum. Her şey bizim elimizde…

      Müslüman için ticaret (alış-veriş) helâl, faiz ise kesinlikle haramdır. Her Müslüman bu hakikate dikkat ederse olumlu sonuç alınır. Aslında her konuda helâl ile haram arasında çok ince bir çizgi farkı vardır. Bahsettiğim gibi alış-veriş, ticaret ile faiz arasında ince bir çizgi vardır. İnanan bir Müslüman kestiği kurbanını Allah (c.c.) adına keserse helâl, Allah’tan başka ilâhlara, Putlara keserse haramdır. Halbuki kesilen koyun, keçi v.b. aynıdır. Hangi niyetle yaptığının çok önemi vardır. Faize karşı olmak zorundayız. Ancak yaptığımız ticarette yanlışlarımız arzu etmediğimiz halde oluşmuşsa haberdar olunca vazgeçmeli tövbe etmeliyiz.  Şartlarını taşıyan bir erkekle bir kızın şahitler huzurundaki nikah ile meşru bir evlilik oluşurken, Nikâh olmadan yaşayacakları birliktelik ise zinadır. Aradaki fark icap kabul ve şahitlerdir. Aslında alış-veriş ticaret ile faizli muameleler arasında böyle bir fark vardır. Bir işlem; bir ticareti, alış-verişi faiz yapar veya aynı alış-verişi, ticareti helâl yapar. Şartlarını taşıyan kolay bir işlem ile haram, helale dönüşür. Ticaret ile ilgili bahsetmeye çalıştığım meseleler bu hakikatlerden ibarettir.

     İslam bankalarının kuruluş amaçlarından birinin ve en önemli özelliğinin inanan bir Müslüman’ın elde ettiği maddi imkanlarını Allah (c.c.)’ın rızasını kazanma arzusudur.

     Katılım bankaları genel olarak Müşâreke, Murâbaha, Mudarabe, İcara, Teverruk, Sukuk, Tekâfül konularında  alış-veriş ticaret yapmaktadırlar.

    MÜŞÂREKE (sermayede ortak yatırım ve teşebbüs)  Bir kişinin diğerine ortak olması; iki ve daha çok kişi arasında kurulacak sermaye ortaklığı anlamında bir İslâm hukuk terimidir. Kanaatimce Müşarekeye daha çok önem verilip ortaklık tabana en geniş anlamda yayılmalıdır.

    MURABÂHA (peşin alıp vade farkı ile satma); Katılım bankalarında en sık kullanılan İslami finansman yöntemlerinden biridir. Katılım bankası müşterisinin istediği malı, satıcıdan peşin alır, kârını ekleyerek taksitle satar. Konvansiyonel bankaların sisteminde faiz ile kredi verme vardır. Yaptıkları işlem iki kişi arasında tahakkuk etmektedir. Katılım bankacılığınca üç kişi mevcuttur. Alıcı, satıcı ve katılım bankası. Katılım bankalarının en çok tercih ettiği ve en çok para kazandığı yöntem Murabahadır.

     MUDARABE; bir tarafın sermayesini diğer tarafında emeğini ortaya koyarak meydana getirdiği emek-sermaye ortaklığı anlamına gelmektedir. Katılım hesaplarının temelinde bu uygulama vardır. İş gücüne sahip olmakla birlikte yeterli finansmana sahip olmayan ile finansmana sahip ancak yeterli iş gücüne, zamana sahip olmayanın ortaklık kurarak, kazanç elde etmelerini sağlar. Hangi oranlarda kâr- zarara ortak olacakları yapacakları sözleşmede kesinleştirilir.

     İCARA; Kiralama (Leasing) uygulaması.  Sahip olunan mülkün kiraya verilmesi işlemidir. Katılım bankaları bu yöntemle, reel varlıklarının kiralanması yoluyla da gelir elde ederler.

     TEVERRUK; vadeli olarak satın alınan bir malın vadesi dolmadan peşin olarak satılması anlamına gelmektedir. Normal şartlarda uygulanmamaktadır. Ancak istisnai olarak; ölüm, iflas v.b. mücbir sebepler sonucu teverruk yapıldığı yetkililerce belirtilmiştir.

     SUKUK; ticari bir varlığın, menkul kıymetleştirilerek sertifikalar aracılığıyla satım işlemi demektir. Tahvilin faizsiz halidir. Sertifika sahipleri, sahip oldukları sertifikalarının oranında ortak olabilecekleri bir işleyiştir. Tahvilin (borç senedi) kâr payı olarak dağıtılmasıdır. Faizsiz finans ürünleri arasında en etkili olanıdır. Katılım Bankaları bilançosunda bulunan gayrimenkullerini, leasing yoluyla portföyünde tuttuğu makine, teçhizat gibi varlıklarını ve yatırım sukuklarını dayanak varlık olarak sertifikalaştırarak varlık kiralama şirketi aracılığıyla bu varlıkların mülkiyetini yatırımcıya transfer ederek sukuk ihracı yapar. Yatırımcılar ise, söz konusu varlıklar üzerinde payları oranında hak sahibi olurlar ve vade sonuna kadar varlıkların ürettiği gelirleri elde ederler. Sukuk, farklı yapılarda ihraç edilebilmektedir. Yönetim sözleşmesine, alım-satıma, ortaklığa ve eser sözleşmesine dayalı olarak yapılanlardan bazılarıdır.

     TEKÂFÜL; Dayanışma anlamına gelmektedir. Konvansiyonel faiz ile iş yapan bankalardan farklı olarak toplanan fonlar, reel kaynaklarda işletilir ve elde edilen kâr payı dağıtılır. Tekafül sigortacılık sistemi İslami esaslara göre çalışan bir sistemdir. Ortaklık, yardımlaşma ve faizsizlik temellidir. Son yıllarda bu uygulamada  yaygınlaşmaktadır.

     Katılım bankaları, prensipleri ve çalışma sistemleri açısından faizli bankalar gibi değildir. Katılım bankaları konvansiyonel faizli bankalar gibi olur olmaz gerekçelerle para verip faize girmezler. Ancak çalışma prensiplerindeki benzerliklerin olması çok normaldir. Katılım bankaları Ehli Sünnet dört mezhebin fetvaları ile kurulmuş ve işleyen bir sistemdir. Günümüzde ortaya çıkan sorunları da zamanımızın Müctehidlerinin fetvaları ile çözüme kavuşturma çabaları aşikardır.  Bir konuda caizdir fetvası verilmişse, konu hakkında bilgisi olmayan ilgisiz kişilerin yorum yapması abesle iştigaldir. Bir şeyin caiz olması zorunlu yapılması gerekir anlamını taşımaz. Bir kişi caiz olanı değil de daha faziletli olanı tercih edip uygulayabilir. Caiz olanı niye yapıyorsun yaptığın haram dır demek çok yanlıştır. Kardeşlerimden bu hususta hassasiyet göstermelerini bekliyorum. Bu konularda; bana göre, bence diyerek görüş beyan etmeyelim. Bizlerden daha iyi bilen Âlimlerimiz bu konularda caizdir demişse onların sözlerinin üzerine yorum yapmayalım. Uygularız veya uygulamayız. O husus bizim elimizde…

    Ortaya koymaya çalıştığım katılım bankalarının çalışma usul ve esasları İslâm’ın hükümleri dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir. Sistem faiz üzerine kurulu olduğu için zaman zaman dolaylı veya zorunlu olarak şüpheli görülen işlemleri olabilmektedir. Ancak konvansiyonel bankaların yaptıkları her işlem faizdir. İslam faizi kesin olarak haram kılmıştır. Biz Müslümanlar faize karşı net tavır alırsak, ticaretimizde de katılım bankalarını kullanırsak inanıyorum ki, yakın gelecekte faiz belasından kurtuluruz. Her birimiz imtihan ediliyoruz. Haydi hep birlikte faize karşı oluş, ticaretimizi helâl yoldan yapmanın yollarını uygulayalım. Yanlış ve şüpheli gördüğümüz hususlardan dan uzak duralım.  

     Değerli kardeşlerim elbette Müslüman faizden kaçınarak, helal yollardan zengin olup zekat vermeli, infak yapmalıdır. Ancak dünyevileşerek, faizi çok rahat kullanmanın da bir bedelinin olacağı unutulmamalıdır.

     Mahkeme-i Kübra da hesaba çekildiğimiz zaman dünyada kaç fabrikan, evin, otomobilin var diye sorulmayacak, faiz yedin mi ? yemedin mi?  diye sorulacak. Rabbimiz, faize bulaşmadan huzuruna tertemiz gidenlerden olmayı her birimize lütfeylesin! Âmin.

Bu yazı toplam 3344 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.