Cüneyt Eskil

Cüneyt Eskil

Hey Karatepe anıları hey!

Hey Karatepe anıları hey!

    Bu onların son Karatepe macerası olmuştur.

    Gezmeye meraklı olduğu için Türkiye’nin her bölgesinde birçok yeri gördü. Ama Eskil’e olan sevgisi, muhabbeti hiç azalmadı. Ülke’nin değişik yerlerinden birçok kişi ondan Eskil’i öğrendi. Nereli olduğunu söylerken Eskilli olduğunu söylediler.

         Çocukluğunda koşturduğu, oynadığı, çalıştığı, kavga ettiği, üzüldüğü, sevindiği Eskil’in ona ilginç gelen yerlerinden biri Karatepe idi. O dönemde hayvancılık yaygındı. Tarla sulama çok olmayınca neredeyse herkesin küçük çaplı bir sürüsü vardı. Eskil kurak bir bölgede olunca bu hayvanları doyurmak için ota ihtiyaç olurdu. Bu ot ihtiyacı Karatepe denilen bölgeden karşılanırdı.

         Yine böyle yıllar. Babası bir akrabalarıyla birlikte bir hisse satın almıştır. Belediye kafasına göre traktörün arkasına takılı pulluk ile parselleyerek, kura çeker ve satar. Kuralar çekilince babası,  diğer baba ve onun kendinden bir yaş kadar büyük oğlu ile birlikte Karatepe’ye giderler. Gençliğe yeni adım atmıştır. Birkaç kişi millete parasıyla otları biçmektedir. Onlardan Mehmet Meral’ı anımsamaktadır. Galiba adına “Fır fır” denen üç tane yere paralel tel tekerden oluşan, traktörün kuyruk miline bağlı bir aletle biçiyordu. Ufak bir karışıklık olmuş, bir başkası kendine kurada çıkan yer olarak, onlara ait yeri biçtirmişti. Olsun nasıl olsa hepsi biçilecekti.

         Otlar biçildikten sonra yere serili vaziyette olduğu için, anadat ile toplanması gerekiyordu. Bu ise babalarına değil, elbette kendisi ile akrabalarının oğluna düşüyordu. Eski masallarda güzel bir kızı tarif etmek için kullanılırdı ya: “Ayın on dördü “gibi. Kız yoktu ama ay dede on dördüydü. Hani evini sorduktan sonra, yağa batırıp tavuk getirmesini istediğimiz ay. Şimdi nerede o eski aylar? Doğru dürüst evlerde, sokaklarda lamba yoktu. Ay parlardı gökyüzünde. Şimdi hocanın dediği gibi “kırpıp yıldız yaptılar.” Neyse biz konumuza dönelim.

         Ay tepsi gibi ya. Gece otları toplayıp deste yapmaya başlarlar. Bir taraftan sohbet ederler. Konusu ne olabilir ki? Elbette karşı cinstir. Yalnız akıllarına geleni dillerine dolamazlar. Söz ettikleri iki genç hanımefendi vardır. Daha çok büyük olan konuyu açar. Büyük olan hoş sohbettir. Gerçi halen öyledir ya.

         Konuşurken bazen topladıkları otların üzerine uzanırlar. Konu mankeninin ikisi de güzelcedir. Ama konuşurken diğer kişi her iki mankene kendi açısından bakar. Dayanamaz. Birini seç der. Seçtiler mi, seçmediler mi şahsi tarihin karanlık sayfalarında meçhul almıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Cüneyt Eskil Arşivi