Sanki bir düğün bir bayram var ufukta!

Heyecan dorukta…

Adaylardan kimisi düğün öncesi bir damat heyecanında…

Kimisi kurban bayramı öncesi kesilecek bir koç kadar masum!

İşte Eskil’deki ilk kurbanın adı da Havva İnanç…

Kendisi belki siyaseten ses getiremeyecekti,

Ancak ve ancak onun “ben Eskilliyim” diyerek bir bayan olarak yollara düşüp 7 ay boyunca koşturuşuna, çabasına, emeğine rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisine yakışır bir şekilde en azından önce teşekkür edilip ve adaylıktan vazgeçilmesi için ciddi bir gerekçesi varsa paylaşılıp yerine yeni aday Şerafettin Meral açıklanabilirdi.

Hiç şüphesiz Sayın Meral Eskil’de her zamanki gibi ilk iki de yer alacağı kesin.

Yani en kötü ihtimalle ikincilik! ama seçimin hiç şüphesiz tek galibi olacak.

Sayın Meral belki oy rekoru kıracak belki ikinci olarak seçimi tamamlayacak orasını bilemem.

Ama bildiğim tek şey 5 yıldır psikolojik olarak bu seçime hazırlanan Meral’dan beklentim Havva İnançların yerine değil, daha güçlü bir şekilde adaylığını açıklamasıydı.

Bel altı vurma olmasın

“Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez.”

Oldukça açık bir hadis!

Kimsenin ayıbını araştırmayacağız, onun yerine kendimizi sorgulayacağız!

Yani öyle tipler! var ki bütün seçim stratejisinin ötekilerinin üzerine kurmuş.

Sanki ötekinin kusurunu satır satır yazan kiramen katibin meleği.

Oysa bunları araştırmak yerine kendisinin ne yapacağını anlatsa daha etkili bir strateji izlemiş olur herhalde.

Değilse rakibinin, ailesinin ayıbını arayarak onun üstüne siyasi ikbal peşinde koşmak zaten ayıpların mertebe olarak en üstlerinden…

O nedenle aslında seçmene düşen; anlatanla, dinleyenin fifti fifti bölüştükleri günahlardan daha fazla pay almamak için bu tür sözde siyasileri susturmak, ya da dinlememek en şık olanıdır herhalde.

Hele bir de çirkinin çirkini var ki insanların 7 kuşak geçmişini, 7 göbek akrabalarının kusurlarının vebalını boynuna sarmakta yok mu ya! Bunlardan medet umanları Allah ıslah etsin.

Hepimiz beşeriz şaşarız…

O nedenle başkalarının ayıbını arayanlar yerine kendi nefsimizi sorgulasak olmaz mı?

Evet hırgürden, ayak oyunlarından, gıybetten, bel altına vuruş tekniklerinden uzak demokrasinin bayramının dolu dolu yaşandığı bir seçim süreci olması dileğiyle…