Bir Gün Sen de Yaşlanırsın

Bir yaşlı gördüğümüzde, sanki toplumdan dışlanması gereken bir bireymiş gibi davranabiliyoruz. Özellikle yeni neslin bir kısmı, yaşlıları bir yük ya da engel olarak görmeye başlıyor. Hatta bazıları “Ne işin var burada, otur evinde” diyebilecek kadar ileri gidebiliyor. Oysa çok azımız durup düşünür: Bir gün biz de onların yerinde olmayacak mıyız?

Bugün görmezden gelinen, horlanan o yaşlılar bir zamanlar dimdik ayakta duran insanlardı. Bizleri hayata hazırlayan, emek veren, bu memlekete hizmet etmiş bireylerdi. Kimisi öğretmendi, kimisi memurdu, kimisi işçiydi; ama hepsi bu toplumun temel taşlarını oluşturdu.

Geçtiğimiz günlerde hastanede sıra beklerken yaşadığım bir olay bu durumu bir kez daha düşünmeme sebep oldu. Yaşlı bir amcamız geldi, sıra bekliyordu fakat oturacak yer yoktu. Yanındaki gençler koltuklarda oturuyordu. İçlerinden birinin bile kalkıp yer vermemesi beni derinden üzdü. Dayanamadım, kalktım ve yerimi o yaşlımıza verdim. İşte o an anladım ki sorun sadece bireysel değil, toplumsal bir duyarsızlık hâline gelmiş.

Elbette bütün gençleri aynı kefeye koymak doğru olmaz. Ancak yaşlıya saygıyı bilmeyen gençler az da olsa var ve bu saygıyı mutlaka öğrenmeleri gerekiyor. Çünkü yaşlıya saygı, insanın kendine saygısıdır.

Bir yerde duymuştum; yolda zor yürüyen bir yaşlıya bir genç “Ne işin var dışarıda, evinde otursana” demiş. Bu söz karşısında tepkisiz kalmak mümkün mü? O gencin, o yaşlının evinde kendisine yardım edecek kimsesi olup olmadığını bilme şansı var mı? Belki de çok acil bir ihtiyacı vardı. Belki ekmeğini almak zorundaydı. Evde aç mı kalsın?

Bugün ne yazık ki evlatların anne babasına bakmadığı, yaşlıyı yük gören anlayışlar da var. Evinde horlanan, gelini tarafından istenmeyen, oturduğu yerden rahatsızlık duyulan yaşlılar az değil. Bunları insan yaşlanmadan anlayamıyor; yaşlanınca ise her şey çok geç olabiliyor.

Yaşam sonsuz değil. Kimi canlı uzun yaşar, kimi çok kısa. Kimi bir asır yaşar, kimi kelebek misali birkaç hafta. Mesele uzun yaşamak değil, dolu dolu ve insan gibi yaşayabilmektir. İnsanlık tarih boyunca ölümsüzlüğü aradı ama bulamadı. Çünkü bu dünya kimseye kalmadı.

Çocukken zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyiz. Ama bir gün gelir, herkes yaşlılıkla tanışır. O gün geldiğinde artık eskisi gibi koşamayan, yürüyemeyen, yardıma ihtiyaç duyan bir birey oluruz. Yaşlılık bir tercih değildir ve kimse yaşlanmak istediği için yaşlanmaz.

İşte bu yüzden yaşlılara saygı göstermek bir lütuf değil, insani bir görevdir. Onlara baktığımızda aslında gelecekteki kendimizi görmeliyiz. Otobüste yer vermek, hastanede öncelik tanımak, karşıdan karşıya geçerken yardımcı olmak, merdivende koluna girmek… Bunlar küçücük ama çok kıymetli davranışlardır.

Yaşlılar her yerdedir: Evimizde, sokağımızda, otobüste, hastanede… Annemiz, babamız, dedemiz, ninemiz birer yaşlı birey olabilir. Onlara sadece saygı değil, sevgi de göstermeliyiz.

Tüm yaşlıların önünde saygıyla eğilmeli, onları hor görmemeli ve aşağılamamalıyız. Çünkü unutmayın; bugün yaptığınız davranışlar, yarın size döner. İnanın, dönüp geriye baktığınızda yaşlanmanın ne zaman geldiğini bile anlayamayacaksınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdoğan Kaya Arşivi