Nilgün Güney

Nilgün Güney

Kadere teslimiyet dünyevi korkulardan arındırır

Kadere teslimiyet dünyevi korkulardan arındırır

 Öyle ki bu endişe ettikleri konular bazen günlerce huzursuzluk verebilmektedir. İnsanın endişeye düştüğü konuları, arkadaşları ile katılacağı bir partide ne giyeceğini bilememek gibi basit bir konudan, “işimde kariyer sahibi olacak mıyım?” a kadar geniş yelpazede incelemek mümkündür.

Dünyevi korkular içinde yaşamaya mahkum olmuş bir bireyin endişeleri okul sıralarında başlamaktadır. Genç kızların erkek arkadaş bulamama endişesi, aynı şekilde erkeklerin de kız arkadaş bulamama endişesi, okulda hata yapıp küçük düşme endişesi, sınavdan zayıf alma endişesi, arkadaş topluluğundan dışlanma endişesi ve doruk noktası olan üniversite sınavını kazanamama endişesi gençlerin günlerce, bazen haftalarca zihinlerini meşgul eden konulardandır. Eğer dikkat edilecek olursa, günümüzde bu konular yüzünden psikolojik problemler yaşayan birçok gencimiz bulunmaktadır.

Ancak Allah’a gereği gibi teslimiyet gösterilse gençlerimizde bu gibi sorunlar olmayacaktır. Bugün gençlerin yaşadığı sorunların tek kaynağı imani zafiyettir. Örneğin kaderi bilen bir gencin üniversite sınavını kaybetme diye bir endişesi olmaz. Çünkü Allah’ı tanıyan kişinin, tüm ilmin sahibinin O’nun olduğuna kesin kanaati gelmiştir. Bu kişi, sınavı kazanmak için sebeplere sarılır ve akılcı bir çalışma ile hazırlığını yaptıktan sonra sonucunu Allah’a bırakır. Çünkü bir insan ne kadar çalışırsa çalışsın, hangi tedbirleri alırsa alsın, Allah’ın dilediği sonucun dışına çıkamayacaktır. Örneğin bir yıl boyunca hazırlandığı sınavın tarihi geldiğinde hastalanabilir, geç kalabilir yada sınava girse daha heyecanlanıp tüm bildiklerini karıştırabilir. Bu kişinin sınava hazırlık aşamasında yaptığı tüm çalışmaları, bilgisini, hafızasını ve sonucu alma vakti geldiğinde performansını ve yaşayacaklarını Allah belirlemektedir.

'Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır. (Saffat Suresi, 96)

İnsanın yaşı ilerledikçe endişeleri de değişmektedir. “Geleceğe dair yatırım yapabilecek miyim?”, “İşimde kademe atlayabilecek miyim?”, “Kendime ait bir ev ve araba sahibi olabilecek miyim?”, “İyi bir evlilik yapabilecek miyim?”, “Çocuklarım için iyi bir gelecek hazırlayabilecek miyim?” bunlardan bazılarıdır.

Örneğin insanların büyük bir kısmı gelecekte fakir kalma endişesi ile fakir olsun yada zengin olsun ömürlerini yatırım yapmaya adarlar. Rızkı verenin Allah olduğunu idrak edemediklerinden, bu planlarının içinde O’nun rızasını kazanmak için infak etme fiiliyatı yoktur. Bu insanların Allah’ın Kuran’da haber verdiği şu sırdan haberleri yoktur:

De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Sebe Suresi, 39)

Aklını ve vicdanını en yüksek derecede kullanan insanlar içinse Allah’ın izni ile hiçbir dünyevi endişe yoktur. İnançları kuvvetli olan insanlar, Allah’a güvendikleri ve her şeyden çok değer verdikleri için, O’nun yarattığı her olaydan da razıdırlar. Allah yaşamımızda meydana gelen her olayı tüm detayları ile bir hikmet ve hayır üzere yaratmıştır. Hepsi bir imtihan konusudur. Eğer insan akıllı davranıp bu imtihanlara güzel cevap verirse, Allah’ın izni ile hem dünyevi korkulardan uzak bir hayat yaşar, hem de Allah’ın rızasını kazanmış olarak dünyevi bütün eksikliklerden uzak cennet hayatı ile ödüllendirilir.

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi