Kentlerde İmar İşlemlerinden Kaynaklanan Rantların Vergilendirilmesi
Hükümetin 2016 yılı programına alındığı ifade edilen gayrimenkul rantının vergilendirilmesi hususu uzun süredir gündemdedir. Ancak, amaçlanan işlem henüz kanunlaşmadığı için nasıl bir uygulama getirileceği aleniyet kazanmamıştır. İnternette konuyu araştırdığınızda, imar uygulamaları neticesinde oluşan değer artışının % 40’ı gibi bir değerinin kamuya aktarılacağı, bununda yerel yönetimlerle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında belirli oranlarla paylaşılacağı ifade edilmektedir.
Bu uygulama bize Aksaray Belediye başkanlığının imar plan notunda ve imar uygulamasında yaptığı değişikliği hatırlatmaktadır. Aksaray Belediyesi yaptığı imar tadilatında iki arsanın tevhit edilerek birleştirilmesi sonucunda alan 1000 m2 nin üzerine çıkması halinde, inşaatın kat adedini 1 kat artırmaktadır. Alan birleşme neticesinde 2000 m2 nin üzerine çıkarsa, arsaya yapılacak katı 2 kat artırmaktadır. Keza, tevhit işlemi sonunda arsanın yeni alanı 3000 m2 nin üzerine çıkarsa, arsaya yapılacak inşaatın kat adedi 3 kat artırılmaktadır. Belediye katı artırınca oluşan değer artışını hesaplayarak arsa sahibinden %25’ini kendisine almaktadır. Yani kat artışını bedava yapmamakta, oluşan rantı belediye ile arsa sahibi paylaşmaktadır. İmar uygulamasında sıkıntı yaratmamak kaydı ile bu şekilde yapılacak bir yasal düzenlemenin mantığı bulunmaktadır. Ancak; mevcut arsa 1000 m 2 nin üzerinde ise bu arsanın katı aynı kalmaktadır. Uygulamanın bu yönü mantıklı değildir. Burada 1000 m 2 ve üzerindeki arsalara da hülle yapılmasına meydan vermeden aynı kat artışı hakkının verilmesi adaletli olur.
Medyadaki haberlerde ve internette konuyla ilgili yapılan rivayetlerde imara açılan alanlarda oluşan rantların vergilendirileceği şeklinde açıklamalardan dolayı konuyu irdelemeye çalışalım. 3194 sayılı imar kanununa göre yapılan çalışmalarda yol okul, ibadethane, sosyal tesis alanları için imara tabi arsalardan zaten DOP payı alınmaktadır. Özellikle,3194 sayılı kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan imar çalışmaların da düzenleme ortaklık payı(DOP bedeli) için zayiatın oluşuna göre imara tabi arsaların % 40’ı na kadarı bedelsiz olarak alınmaktadır. Dop bedeli olarak alınan arsalar, yol, okul, cami, sağlık tesisi, sosyal tesis, karakol, park vb için vatandaşın arsasından bedelsiz cebren alınmaktadır. Hatta belediyelerin alınan dop bedellerinden kendilerine arsa payı çıkarmak gibi bir hak ve yetkisi olmadığı halde, belediye ye arsa kazandırılarak arsa sahiplerine kendi arsaları da satabilmektedir. Anayasa da mülkiyet hakkına dokunulmazlığı esası varken, 18. madde uygulaması ile bu hakka da müdahale edilebilmektedir. Bu izahtan anlaşıldığı kadarı ile imara açılacak alanlardan oluşan rantın % 40’a kadarı zaten kamuya alınmaktadır. O halde, hükümet hangi rantı vergilendirecektir? Vergilendirilmiş rant bir daha vergilendirilerek, sineğin kanadından yağ mı çıkarılmak istenmektedir? Burası çok anlaşılamamaktadır?
Gelir vergisine göre gayrimenkul de oluşan rantlar; iki şekilde vergilendirilmektedir. Alınan bir gayrimenkul parsellenerek aynı yılda veya bir birini takip eden yıllarda satılmaya devam edilirse yapılan işlem 193 sayılı G.V.K. nun 37 maddesi uyarınca( yapılan vergi incelemesinde servetin değerlendirilme olarak görülmediği taktirde )ticari işlem sayılarak aradaki oluşan fiyat farkları ticari kazanç olarak vergilendirilmekte, üstelik bu işlem 5 yıllık zaman aşımı süresi sonuna doğru yapılarak (taktire sokularak vergi ziya cezası uygulanarak) vatandaşın altından kalkamadığı vergi ve ceza uygulaması yapılabilmektedir. Bunun dışında vatandaşın aldığı veya parsellettiği arsa veya gayrimenkullerin işlem tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden satılması halin de de; alım değeri ile satış değeri arasındaki fark konuyla ilgili istisnai kazanç durumunu( 2016 yılında bu istisna 11.000 TLdir) aşarsa bu seferde 193 sayılı gelir vergisi kanunun mükerrer 82. maddesi uyarınca aradaki oluşan fark için kıymet artışı vergisi alınmaktadır. Vatandaş bu şekildeki işlemini beyan etmediği zaman 5 yıllık süre geçmeden çoğunlukla 5. yılın sonunda vatandaşa vergi ve ceza ihbarı yapılmaktadır. Uygulama bu şekilde olduğuna göre, konuyu tekrar soralım; o halde vergi idaresi nasıl bir rant vergisi almayı amaçlamaktadır? Özellikle G.V.K.nun 37 ve mükerrer 82. Maddesi uyarınca yapılmak istenen uygulamalar çoğunlukla net bir ölçü ile belirlenemediğinden, vatandaş ve gelir idaresi binlerce ile ifade edilen vergi davaları ile uğraşmaktadır. Kanımca, yapılmak istenen işlem vatandaşa ilave hak vermeden fazladan vergi alma şeklinde oluşturulursa; tekrar büyük bir karmaşa ve vergi ihtilafları oluşur. Yapılmak istenen işlem; kamuya, vatandaşa ve topluma bir fayda sağlayamaz. Toplumda oluşan sorunları artırmaktan öteye gidemez. Devlet vatandaşın vergi yükünü artırmak yerine vergi ödemeyenleri vergi kapsamına alarak, ihtiyacı olan geliri elde etmenin ve vergi adaletini sağlamanın yolunu bulmak zorundadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.