Kur'ân-ı Kerim, sosyal birliğin en üstün ve sağlam şekliyle sevgi, bağlılık, merhamet, iyilik, müsamaha, yardımlaşma, doğruluk, insaf ve Allah korkusunu gözeterek aile kurumuyla ayakta tutulmasını hedef alır. Huzur, barış, sevgi ve mutluluk önce gönülde, daha sonrada evde yaşanmayınca, toplumda hiç yaşanmaz. 

Güçlü ve sağlam toplumlar: Tevhid inancı, yani hakkı hak bilip batılıda batıl olarak tanıyan, zihin ve gönlü şirk ve batıldan korunan, şirk batılı hayatında barındırmayan, fikir ve gaye birliği içinde kaynaşmış mutlu ailelerden oluşur. Bunun içindir ki, İslâm, aile kurumunu yüceltmiş ve dokunulmazlığını hükme bağlamıştır.

Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: "Onlar (hanımlar) sizin için bir elbise siz de onlar için bir elbisesiniz.”  (Bakara Sûresi, 2/ 187.) Başka bir âyette: “Ey Âdemoğulları! Size edep yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise ihsan ettik: Takvâ elbisesi ise daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın ayetlerindendir. Belki bu sayede düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).” (A'râf Süresi, 7/ 26.) Demek ki, kocası olmayan kadının elbisesi eksik olduğu gibi, karısı olmayan adamın da elbisesi eksiktir.  Ayrıca takva ve güzel ahlakın aileyi koruyucu manevi bir elbise olduğuna da dikkat çekilmektedir.

İbnu Ebi Necih (r.a.) anlatıyor: Resûlüllah (a.s.): "Kadını olmayan erkek miskindir, miskindir!" buyurdular. Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. "Evet, çokça malı olsa da!" buyurdular. Sözlerine devamla: "Kocası olmayan kadın da miskînedir miskînedir!" buyurdular. Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. Resûlüllah (s.a.v): "Evet kadının çok malı olsa da!" (K. Sitte Terc, ve Şerhi, XV, 515.) buyurdular. İşte ayet ve hadislerde bildirildiği üzere huzur ve mutluluk yalnızlık ve zenginlikle değil, Allah rızası için iki kişinin bir araya gelip bu yuvayı oluşturması; iki cihan mutluluğunun ölçüsüdür.

Tevhid ölçüsü ile evlenip Allah’ın ön gördüğü ve onayladığı hayatı kurmak ve bu şekilde devam ettiren kişilere ne mutlu. Allah’a emanet olun.