“Çok iyidiniz ilçemiz siz olmadan ne yapacak. Buyurun şu halıyı, bizden küçük bir armağan olarak kabul ediniz. Çocuklarınız üzerinde oynarken, bizi anarsınız.... ve hüzünlü mü hüzünlü bir veda.....”,
“ Vay be ne günlerdi, Eskilde görev yaptığım dönemlerde bu halıyı bana armağan etmişlerdi. Manevi değeri çok yüksek”. Dolaba bakarsınız,” bak kızım bunuda 2012 yılında Hakkari'de okul müdür yardımcılığı yaparken almıştım. Bunun manevi değeride yüksek” diyebilmeniz için. Tabi bu hediye töreni durduk yerde verilmez. Bunun için bir veda yemeği tertip etmek lazım. Bu konuda ilçemiz başarılı. Her giden kaymakam olsun, müdür olsun, amir olsun hepsine bir veda yemeği düzenliyoruz.

Birileri sayesinde tören tertipleniyor. Benim anlamadığım nokta, ilçemizde lokantalar ve tesisler varken neden kilometrelerce uzağa gidiyoruz. Aksaray'a gitmek için harcanan paralar keşke ilçemizde kalsa. İnşallah bundan sonra ki veda yemeklerini tertipleyen arkadaşlar bunu dikkate alırlar.

Evet Eskilli olma bilincini hayatın her aşamasında doya doya yaşamalıyız.

Yaşam Tarzına Müdahale mi?

Geçtiğimiz günlerde Adana Gazi Paşa İlköğretim okulunda öğrencilerin etek boyundan dolayı iki öğretmen arasında tartışma yaşanmış ve tabiri yerindeyse olay mahkemede sonuçlanmış. Okulda görev yapan bir öğretmen disiplin kurul toplantısında "Kız öğrencilerin etek boyları çok kısa. Kız öğrenciler ile erkeklerin okuldaki samimi davranışları onları dejenere ediyor. Derslere konsantre olamıyorlar. Uyarılmaları gerekir." Şeklinde bir öneride bulunmuş.
Bunun üzerinde diğer öğretmen "Böyle şeyler geçmişte kaldı. Artık bilim ve eğitim çağındayız. Burayı da Çankaya yapmaya mı çalışıyorsunuz. Çankaya yapmanıza izin vermeyeceğiz. Öğrencilerin kafalarını böyle konularla karıştırmak doğru değil" demiş.
Bu haber basın yayın organlarında öyle bir lanse edildi ki gazeteci olarak bende çok şaşırdım. Ulusal bir tv kanalı nerdeyse haberi “İran olmayamı özeniyoruz?” şekline soktu ve etek konusunda uyarıda bulunan öğretmeni yerden yere vurdu. Öğretmen büyük ihtimalle dediğine de diyeceğine de pişman olmuştur. Okulda öğrencilerin giyinebilmeleri için düzenlenmiş bir  kılık kıyafet yönetmeliği diye bir yönetmelik var. Eğer bu yönetmelikte İlköğretim öğrencilerinin türban takması yönetmeliğe aykırıysa, öğrencilerin eteklerinin boyunun uzunluğu ve kısalığı hakkında da bir  yönetmelik vardır. Eğer yönetmelik dışında bir giyim söz konusuysa burada rehber öğretmenin taşlanması oldukça mantıksız bir davranış. Hala türban sorunun devam ettiği ülkemizde birde başımıza etek sorunu çıkarmaya başladılar. Hele ki;  İlçemizde bu tür sorunlar yaşanmıyor. Öğrencilerimizin kılık kıyafetleri öğrenciye yakışır bir kılık kıyafet. Milli Eğitim Bakanlığı okullar için bir kılık kıyafet yönetmeliği hazırlamış. Bu yönetmeliğe aykırı düşmeyen giyim kuşama müdahale etmek yaşam tarzına müdahale etmektir. Ama yönetmelik dışında bir giyim kuşam söz konusu ise onada pekala müdahale edilmesi gerekir.