Nilgün Güney

Nilgün Güney

NİMETLERİ ALLAH’TAN BAĞIMSIZ SEVMEMEK GEREKİR

NİMETLERİ ALLAH’TAN BAĞIMSIZ SEVMEMEK GEREKİR

Bu kişinin kendinde ve etrafında olan sayısız nimeti görememesinden kaynaklanmaktadır. Bazı insanlar bu nimetleri görmeye çalışmaktansa başkalarında olanı kıskanmaya, kendinde olmayanlardan dolayı hayıflanmaya odaklanırlar. Bütün ömrünü bunları düşünmekle geçirir. Bundan dolayı yanı başlarındaki nimetleri göremeyecek kadar körleşirler.

Dünya bir imtihan ortamı olarak yaratıldığından dolayı elbette eksiklikler ve acizlikler olacaktır. Bazı insanlar fakir olabilirken, bazıları zengin, bazı insanlar çok sağlıklı yaratılabilirken, bazıları çok zor hastalıklarla imtihan edilebilir. Bunların hiçbiri kişinin sonsuz yaratma sanatına sahip Rabbimiz’in nimetlerini görmezlikten gelmeye bir sebep değildir. Ki bu davranış Allah katında hiç hoş olmayan bir durumdur.

“Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür.’’ (İbrahim Suresi, 34)

İnsanı yaratan Allah kulunu en iyi bilendir. Rabbimiz her insanın kaderini bir hayır ve hikmetle yaratmıştır. Bu yüzden kişinin sahip oldukları kendisine amaçsızca verilmemiştir. Kişi elindekilere şükretmediği sürece Allah kendisine fazlasını verse dahi bu ahlakı benimsemediği için sahip olduğu nimetleri hakkıyla takdir edemiyecek, yine mutluluğu yakalayamayacaktır. Çünkü mutluluğu veren nimetler değil, Allah’ın verdiğini bilerek, şükür içinde olmaktır.

Rabbini gönülden seven, O’nun insan üzerindeki merhametini ve lütfunu farkeden Müslüman için tek bir nimet dahi şükretmek için çok büyük bir güzelliktir. Sahip olduğu nimetlerden aldığı haz, Allah’ın yakın takibini hissetmesi Müslümanı ömrü boyunca şevkli kılar.

“Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.’’ (Nahl Suresi, 18)

Her insan kendisine bir ikramda bulunulduğunda yada bir hediye alındığında sevinç duyar. Ancak bunları insandan bilmek, ikramı yada hediyeyi de Allah’tan bağımsız sevip onunla mutlu olmaya çalışmak kişiyi yanıltacak, sahte bir mutluluğun içine sokacaktır. Nimetlerden alınacak hazzı ancak Rabbimiz verir. Bu yüzden Müslümanın asıl sevgisi ve şükrü Allah’a dır. Müslümanın bu konuya çok

dikkat etmesi gerekmektedir. Maddeyi bağımsızlaştırıp, bunlara kendisinde olan bilgi dolayısıyla sahip olduğunu düşünürse çok büyük gaflete kapılmış demektir.

“Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin.’’ (Bakara Suresi, 152)

Bir insanın nimetleri hangi açıdan sevdiğinin kanıtları vardır. Örneğin Allah sizdeki nimetlerini arttırdığında sevinç duyuyor, şükür içinde oluyorsanız, ancak aynı ahlakı Rabbimiz bir imtihan olarak sizden nimetleri aldığında gösteremiyor, isyankar bir tutum içerisine giriyorsanız, bu sahip olduğunuz nimetleri kendinizden sanıp, kaybetme korkusuyla yaşıyor olmanızdan kaynaklanmaktadır. Oysa Müslüman nimetlerin asıl sahibinin Allah olduğunun bilincindedir. Bundan dolayı asla böyle bir ahlakı benimsemez, sahip olduğu nimetler azalmışta olsa tevekkülünden taviz vermez.

“Andolsun, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.’’ (Hud Suresi, 9)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi