Ramazan Mutlu

Ramazan Mutlu

Sulama Alanlarına Getirilen Su Kotası

Sulama Alanlarına Getirilen Su Kotası

1970 yıllardan itibaren İlimizde ve Konya Platosunda ağırlaşan kuraklık şartları nedeniyle kıraç alanlarda tarımla uğraşan köylümüz perişan olmuştur.

Köylümüz üst üste yaşanan kuraklık nedeniyle elde avuçta ne varsa satmak zorunda kalmıştır. Birçoğu tarlayı tapanı da elden çıkararak göç ettiği yeni yaşam alanı olan Konya ve ya Aksaray’da kimsenin beğenmediği yapmadığı işleri yaparak yaşama tutunmaya çalışmıştır. Yarı aç yarı tok bir şekilde çalışırken birçok iyi haslet ve değerlerde bu arada erozyona uğramıştır.

Bölgenin kredibilitesi yüksek örnek insanları, zaman içinde itibar zaafiyetine uğrayarak, istenmeyen insanlar haline gelmiştir. Ortada belirli insanların yaşadığı ekonomik kriz ve sosyal patlama oluşmuştur. Tarımla uğraşan insanımızın eğitimi ve başka bir mesleği olmaması iş bulmasını güçleştirmiş, gittiği yere de uyum sorunu oluşturmuştur.

Bölgede yaşanan bu elem verici fecaat halini alan durumu devletimiz uzunca bir süre seyirci kalmış, her hangi bir çözüm üretememiştir. 1980 yıllardan sonra bölgeye elektrik getirilmesi sonucu özellikle 1990 lı yıllardan itibaren yer altı sularına artezyen kuyuları açılarak su çıkarılmak suretiyle kısmen sulu tarım yapılmaya başlanması, bölgede yaşam alanını genişletmeye ve ekonomik faaliyetlerin artmasına neden olmaya başlamıştır.

Evinden barkından uzaklaşan insanlar arazilerini sulama imkanı bulduğunda tekrar köylerine dönmeye başlamıştır. Yaşam için yeniden elverişli bir ortam oluşmuş, insanımızın yüzü gülmeye başlamış çalışıp çabaladığı sürece geleceğe ümitle bakacak hale gelmiştir.

Ancak, ne var ki bu rüya uzun sürmemiş önce sulu tarımda iyi para getiren pancar üretimi özelleşen fabrikalar nedeniyle dibe vurmuş, pancar ekim kotası olmayan bu pastadan pay alamamıştır. Bu bağlamda vahşi sulama ile bilinçsizce yapılan sulamalarla ve hatalı gübreleme işlemleri sonucu tarlaların verimi olumsuz etkilenmiştir.

Fahiş yapılan sulama sonucu yer altı su seviyesi SOS veremeye başlamıştır. Yer altında birleşik kap esasına göre bulunan su alanında su kalmayınca, tuz gölündeki kalan tuzlu sular buraya dolmaya başlamış, sistem tersine dönmüştür. Bu sular tarlalarda kullanıldığı için nerede ise tarlalar çoraklaşmıştır. Bu safhada karşımıza önemli bir sususluk ve kuraklık problemi ortaya çıkmaktadır.

Devlet suyu idareli kullanmak açısından 167 sayılı yer altı suları kanunun 10 maddesine 6111 sayılı yasanın 126 maddesi ile bir ekleme yaparak ve bilahare bu hükmü 1.3.2013 tarik ve 28574 sayılı resmi gazetede yayımlanan 6427 sayılı kanunun 1. Maddesi ile değiştirerek suya kota getirilmesi ve kullanılan suyu ölçmek üzere ölçüm sistemi kurulması hususunda bakanlar kuruluna yetki vermiştir.

6.9.2013 tarih, 28757 sayılı resmi gazetede yayımlanan 5.8.2013 tarih, 2013/5279 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ölçüm Sistemi Kurulmasını Lüzumlu Kılacak Yer altı Suları Hakkında karar alımıştır. Bu karara göre Konya ve Aksaray bu karar kapsamındadır. Bu karar ile yer altı suyu kullanılan alanlara sınırlama ve kota getirilecektir.

Gündemde bir birini takip eden seçimler olması nedeniyle kota uygulaması başlatılamamıştır. Muhtemelen seçimden sonra bu uygulama devreye girecektir. Konuyla ilgili olarak JEOLOJİ Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Doç. Dr. Fetullah Arık, “ yeraltı suyu kayıplarını önlemek yeraltı suyu kullanımında sınırlama getirildiğini ve bu nedenle ruhsatlı her kuyuya 2013 yılı şubat ayına kadar herkesin ölçüm cihazı taktırması gerektiğini ifade ederek, kuyu sahiplerinin yıllık 200 ton su tüketme hakkının olduğunu, miktarı aşanlara ise cezai işlem uygulanacağını, yeraltı suyu kullanımının artmasıyla, su seviyesinin azaldığına dikkat çekerek, ruhsatlı kuyuya sahip vatandaşlarımız mutlaka kuyularının ruhsatlarını yenileyip ölçüm cihazı taktırmalarını, ruhsatı olmayanlarda ruhsat almalarını, Konya Kapalı Havzası’nda yaklaşık 70 bini ruhsatsız 100 bin kuyu bulunduğunu, yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınmasının ülkemizin geleceği açısından önemli olduğunu, tarım sektöründekiler yıllık 200 ton su kullanımının yeterli olmayacağını, hatta buğday tarımı için bile yeterli olmayacağını” belirtmiştir.

Konuyla ilgili olarak TBMM de bir önerge veren Konya Millet Vekili Mustafa Kalaycı dekar başına yıllık 200 ton su kotası getirildiğini belirttiğinden, yukarıdaki 200 tonluk su kullanımın yek pare değil dekar başına olduğu anlaşılmaktadır.

Ortada ciddi bir sıkıntı olması nedeniyle, çözüm; suyun bilinçli kullanmasının sağlanması yanın da, bölgenin ihtiyacı olan suyun, diğer bölgelerde kullanılmadan boşa akan suların bölgeye aktarılmasından geçmektedir. Ülkemiz güneydoğudaki teröre hiç harcamadı ise 500-600 milyar dolar harcamıştır. Yine GAP projesine hiç harcamadı ise 150-200 milyar dolar para harcamıştır. Bu proje henüz tamamlanmamış, harcamalar devam etmektedir. Antalya Manavgat ve Serik ilçeleri kuş bakışı ilimize ve Konya havzasına 300 km civarındadır. Buradaki su debisi yüksek Köprü Çayı ve Manavgat Irmağının suları borularla bu bölgeye taşınması takriben 2-3 milyar TL gibi bir maliyet oluşturacaktır.

KOP bölgesi yeterli su getirilerek sulanarak burada bilinçli modern tarım yapıldığı takdird, bu bölge de 10 milyondan fazla insan yaşam alanı bulabileceği gibi sadece bu bölge ülkenin tarımsal ürün ihtiyacını karşılayacaktır. Bölgenin sorunlarını çözecek bilgili, güçlü, azimli, tuttuğunu koparacak siyasilere ve siyaset kurumuna ihtiyaç olduğundan, vatandaşlarımız temsilcilerini seçerken bu olguya dikkat etmek zorundadır. Su problemi kısa sürede çözülemediği takdirde bölgede akla hayale gelmedik problemler baş göstereceği gibi bölge yaşam alanı olmaktan da çıkacaktır.

Bu nedenle iş işten geçmeden hem yetkililer hem de bölge insanı konuya gerekli önemi vermek zorundadır.

Ramazan MUTLU

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Mutlu Arşivi