Yine bu ahlakı en güzel şekilde gösteren insanlar ise Peygamberlerimizdir. Hz. İbrahim’in güzel tavrı şöyle haber verilmiştir:

"... doğrusu İbrahim, çok içli, yumuşak huyluydu" (Tevbe Suresi, 114)

Resulullah (sav)’in örnek tavrı ise şöyle haber verilmiştir:

"Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi..." (Ali İmran Suresi, 159)

Samimi inananlar, Allah’ın emri olduğu için, insanlara tebliğde bulundukları vakit, sabırlı ve itidalli bir karakter sergilemelidirler. İnanmayanlara karşı da hoşgörülü bir üslup takınmalıdırlar. Onlara karşı zor ve baskı kullanmamalıdırlar. Müslüman sadece insanlara doğruyu anlatmakla yükümlüdür. Hidayeti verecek olan Rabbimiz’dir.

Ancak günümüzde bu güzel ahlakın aksine insanların bir kısmı aşırı tepkiler vermekte, toplumun huzurunu kaçırmaktadırlar. Bu insanlar bazen çok kaba tavırlar göstermekte, hatta saldırganlaşabilmektedirler. Müminler ise ters bir davranışla karşılaşsa bile Allah rızası için öfkesini yenmeli, adil, akılcı tavırlar sergilemelidirler.

"dinde zorlama (ve baskı) yoktur." (Bakara Suresi, 256)

"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir." (Nahl Suresi, 125)

Diğer konularda olduğu gibi tebliğ konusunda da inananlara örnek bir Peygamberimiz de Hz. Musa’dır. Hz. Musa, yaşadığı devrin en zalim insanlarından biri olan Firavun’a tebliğ yapmakla görevlendirilmiş bir Peygamberimizdir. Firavun, ayetlerde haber verildiği üzere, kendine ilahlık vakfeden (haşa), kavmine çok büyük baskılar yapan, azgın ve nankör bir insandı. Fakat buna rağmen Rabbimiz, Hz. Musa ve kardeşi Hz. Harun’a tebliğ konusunda ılımlı ve hoşgörülü olmalarını tavsiye etmiştir.

"İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar." (Taha Suresi, 43-44)

Ayetten de anlaşılacağı üzere Rabbimiz bazı insanların yaptığının aksine kesinlikle imalı sözleri, saldırgan tavırları, sesini yükselterek karşı tarafa doğruları kabul ettirmeye çalışmayı yasaklamıştır. Zira böyle tavırlar, tebliğ yapılan kişinin daha çok dinden soğumasına ve onun da saldırganlaşmasına neden olacaktır. Oysa ılımlı bir tavır gösterip, Allah’a teslim olmak, kişi imandan çok uzak olsa bile, kalbinin ısınmasına vesile olabilir.

Müslüman, Allah’ın izniyle tüm dünyaya örnek olan insan demektir. Bu yüzden merhameti, hoşgörüyü, muhabbetti, adaleti, bağışlayıcılığı kendine ilke edinmelidir. Bu şekilde çok fazla kişinin imanına ve kurtuluşuna vesile olabilir.