TEVBE FIRSATINI İYİ DEĞERLENDİRMEK

 İnsan, Allah’ın çok bağışlayan olması sayesinde her zaman günahlarından dolayı bağışlanma dileyebilir. Kişi günahlarından dolayı bağışlanma dileyip, samimi olarak hatasını telafi etmeye çalışırsa, Allah’ın bağışlayıcılığını umabilir.

“Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.’’ (Nisa Suresi, 110)

Hatalardan dolayı gerçekten pişmanlık duyup, Allah’tan bağışlanma dilemek çok önemlidir. Bu Allah’ın affediciliğini ummak için yapılması gerekendir. Zira Allah insanların kalplerindekini bilmektedir. Kimin gerçekten pişman olduğunu bilmektedir. Hata edip, bağışlama diledikten sonra sürekli hatalarına geri dönen kişinin Allah’a olan samimiyeti şüphelidir. Elbette insan aynı hataya sürekli düşebilir. Ancak burada önemli olan, aynı hataya düşmemek, Allah’a verdiği söze sadık kalmak için çaba harcamak gerekmektedir. Allah da bunu bilendir.

“Tevbe; ne kötülükleri yapıp- edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azab hazırlamışızdır.’’ (Nisa Suresi, 18)

Rabbimiz insanlara yaşamları boyunca Kendisi’ne yönelmeleri için fırsatlar vermektedir. Bu yüzden insan bu fırsatlar iyi değerlendirmeli ve Allah’ın bu nimetini görmezlikten gelmemelidir. İnsan ne kadar büyük hata işlemiş olursa olsun, Allah ona her gün dini tekrar yaşayabilmesi için fırsatlar sunar. Bu anlamda tevbe Allah’a tekrar yakınlaşabilmek için önemli bir vesiledir.

Allah hataları gücünü gösterebilmek için de yaratır. İnsan hatalarıyla ne kadar aciz, unutmaya, yanılmaya yatkın bir varlık olduğunu anlayabilir. Ve Allah dilemeden asla doğruyu yapamayacağını da görebilir. Bu yüzden kişi hatalarından ibret almalı, Allah’ın yüceliğini anlamaya çalışmalıdır.

Bir de Allah’ın merhamet sahibi olması, hataları affeden olması insanları gevşekliğe sürüklememelidir. Şeytan insanları bunu fırsat bilip samimiyetsizce sürekli günah işlemeye teşvik eder. Hayatın uzun olduğu, rahat olması gerektiğini fısıldayarak, ölüm gerçeğinden uzak tutmaya çalışır. İnsanların genelinin yanıldığının aksine zaman çok kısadır. İnsan bunu ancak zaman hızlı geçip yaşlanınca veya genç yaştaki ölümelere şahit olunca anlamaktadır. Rabbimiz hatalarından dolayı insanlara kendilerini ıslah edebilmeleri için süre tanımaktadır. Ancak kişi samimi davranmayıp, bu süreyi iyi kullanmazsa hiç beklemediği bir anda ölüm kendisini bulursa, Allah katında hiç ummmadığı bir karşılığı bulabilir. Rabbimiz kimin tevbelerinin samimi olduğunu şöyle haber vermiştir:

"Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder..." (Nisa Suresi, 17)

Ayetten de anlaşılacağı üzere, samimi tevbe eden kişiler hatalarını telafi edebilmek için acele etmekte ve hiç beklemeden bağışlanma dilemektedirler.

İnsan ölümün kendisine ne zaman geleceğini bilemez. Bu yüzden akılcı olan, vakit varken sürekli tevbe edip, kendimizi ıslah etmektir. İnsan böyle davrandığı takdirde, Allah da kuluna yardım edecek, işini kolaylaştıracaktır. Aksi taktirde Allah’ın merhametini ve gücünü görmezlikten gelirse, Allah kulunun anlama gücünü tamamen kapatabilir. Kişi böyle bir durumda en büyük günahlara şuursuzca yanaşabilir. (Allah korusun)

Bu yazı toplam 1735 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.