Abuzuddin Kılfırça

Abuzuddin Kılfırça

Yağmur duası ve yemek

Yağmur duası ve yemek

 

Eskil Ziraat Odası Başkanı Necati Belgemen’in kişisel çabaları ile önümüzdeki Cumartesi günü Celil’de yağmur duası gerçekleşecek. Burada Başkan Belgemen’e söyleyecek bir söz yok kendisine teşekkür ederiz.

Ancak, burada bir kez daha gördük ki insanız, hepimize uygun olanı yapıyor, işin kolayına kaçıyoruz.

Yağmur duasına çıkıyoruz. Biz kul olarak üstümüze düşeni ne kadar yapıyoruz?

İslamiyet bize ırmaktan abdest alırken bile suyu israf etme diyor. Sen git artık vücudundaki bütün kan çekilmiş bir canlı gibi doğadan, hala böyle bir bölgede salma sulamayla, yağmurlamayla su çek, doğa can çekişsin ama hiç oralı olma. Hiç kimse de kılını kıpırdatmasın, yoncaya, pancara teşvik ver, müsaade et.

Şurada bas bas bağırıyoruz sadece Eskil’in bir köyünde sürülen mera miktarı 2.500 dönüm (6.250 dekar). Eskil’de binlerce dekar mera sürülüyor ve buraya salma sulamayla su taşınıyor bunu engellemek bile bölge adına önemli bir su tasarrufu demek. Kimseden yine çıt yok…

Haşa Allah’ın yapma dediği her şeyi yap; mera sür, suyu dibine kadar israf et, öşürden, zekattan bihaber ol, rahmet ve berekette şükür hiç aklına gelmesin, iftira, garez, kin vs...

Ondan sonra pilavın gozasına gaşşığı vurup rahmet için eller semaya!

Evet yemek mevzusu…

Biliyorsunuz Ahmet Görür Hoca gibi bazı samimi imamlar gider esnaftan, zenginden yaz dönemi hayır toplar. Bu paralarla Kuran Kursu’na gelen öğrencilere sezon sonunda çeşitli hediyeler alırlar. Öğrenci Kuran Kursu’na düzenli gelsin ve Allah’ın kelamını öğrensin diye… Ne güzel bir uygulama yapandan Allah razı olsun.

Şimdi bizim yağmur duasında da yemek var….

Dua önce yemek sonra olursa midesi kuruldayan mümin’in dua esnasında aklı yemekte olacak. Hele bir de yemek kokusu kırlara dağılır da buram buram burna gelirse ve imam biraz duayı uzatırsa inanın birçoğu diliyle amin derken, kalbiyle imam haydi bitir diye saydırmaya başlayacak

Yok önce yemek sonra dua olursa, oh ne ala kaç türlü yemekle karnını doyur, yerden bulduğun çöple dişini karıştırırken duaya başla ve hafif bir şekerleme modunda kısık gözler ve sesle yalvar.

Kardeşim duada bari birazcık özüne uygun olun… Tok karınla yalvarıp, yakarma:)

Evet organizasyon çok güzel, işin özü her şeyden önce yaradana rahmet, bereket için, dilsiz havyanlar adına, sabi çocuklar adına, borçlu dertli, garip kullar adına el açma…

Amma ben şu yemek olayını bir türlü çözemedim.

ilgili haber için tıklayınız...

*         *          *          *          *          *          *          *          *          *          *          *

Varol Bayram Dinler Hocam Varol

Guzularım öncelikle şunu belirteyim. Ben bir ilahiyatçı değilim, bir yazar hiç değilim.

Sadece bir memleket sevdalısı olarak duygularımı ifade ediyorum.

Burada yazarken çizerken de en önemli görev önce haddimi bilmek!

İşte neden bunları yazdım.

Geçen hafta Bayram Dinler Hoca güzel bir yazı yazmış ve cenaze evinde verilen yemeğin caiz olmadığını belirtmiş.

Bayram Dinler Hoca emekli bir imam bu konuya dikkat çekiyor, yazı yazıyor. Peki bizim müftümüz, imamlarımız sosyal hayatın neresinde sahi!

Onlar,gittikleri cenaze evlerinde bu konuyu görmüyor mu, bu durum sadece o buzdağının görünen yüzü…

İmamın işi tüp satmak, besiye bakmak, pancar ekmekten çok öte olmalı…

Diliyorsa daha ötesini yapsın benim haddime değil, ancak önce görevinizi bi dört dörtlük yapın kardeşim.

Bugün Eskil’de 100 kişiye gidin sorun Ahmet Görür Hoca’ya tek olumsuz kelime eden bir insanı bulabilir misiniz….

Haa burada Ahmet Hoca gibi değerli hocalarımıza daha fazla yük biniyor. Lütfen bu toplumu bilinçlendirin.

İşte bu mevzularda cenaze yemeği bunlardan sadece birisi… Dinimiz, Bir altın zekat vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevaptır. Diyor… Siz bize bunu anlatın. Bir dönem Eskil’de köyler arasında müthiş bir yarış vardı. Hatırlar mısınız bilmem. En güzel cami yarışması!

Şu köyün 3 kubbeli camisi olmuş bizim ki 5 kubbeli olacak…

Acaba aynı yarışın içindeyken işin özünü kaç kişi kavrayabilmişti. Zekat, öşür denilen müesseselerle fakirin hakkını hatırlayan!

Şimdi cenaze yemeği mevzusuna gelecek olursak. Artık benim gibi bir ayağı çukurda olanlar, nerdeyse ölümden öte ölünce arkasından verilecek izzeti ikramı, yemeği düşünüyor.

Adam sanki şehir şehir yol gidip özel davete katıldı. Daha mezardan çıkmadan başlıyor “Yav gardaşım bu kadın ya da emminin evlatları o kadar da zengin bir yemek bile ikram etmediler

İşte bu sözden çok alınan hacı anneler, hacı emmiler evlatlarına, artık benim arkamdan hayır et demiyor. Aman yavrum ben ölünce arkamdan yemek ve iyi hürmette bulun diyor.

Bu durumu artık kendisine son saygı olarak görüyor ve arkada bıraktığı evlatlarına da söz gelsin istemiyor.

Buradan bir kez daha çok değerli hocalarımızı çağrıda bulunmak istiyorum. Şu cenaze evlerindeki yemek, etliekmek olayını bitirelim. Burada hiç şüphesiz komşulara, akrabalara da önemli görev düşüyor.

Ey çok aziz ve muhterem Eskilli din kardeşlerim, bir akrabanız Hakk’ın rahmetine kavuştuğunda hemen o eve koşun, cenazenin yakınlarından en akilini tek olarak yanınıza çağırın ve maddi-manevi bir ihtiyacı var mı onu sorun. Cenaze sahipleri ve o eve gelen misafirleri evinize davet edin onlara ikramda bulunun. Göreceksiniz ki o kişi ömür boyu size büyük saygı duyacak ve dua edecek böylece samimiyetinizi de somut bir şekilde göstermiş olacaksınız.

Bayram Dinler'in ilgili yazısı için tıklayınız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Abuzuddin Kılfırça Arşivi