Doğal sebze bir başka!
Hani şehirde bizeyerli malı diye yutturdukları sebzeler var ya, inanın onların ekserisihormonlu. Çoğu zaman Akdeniz ve Egeden getirilen domates ve biberleri yerlidiye satarlar. Ama köylü bacılarımızın getirip pazarda sattıkları tamamen doğalsebzelerdir. Zaten bunları yerken kokusundan fark ediyor ve anlıyorsunuz.
Cumartesi günü köye ziyarete gittim,giderken Yalnız Ceviz köyünden geçerek Ekeciği dolandım.Çoktandır buradan gitmiyordum, doğayı da özlemiştim. Birde benim torun küçükErdoğan hayvanları çok sevdiği için geçtiğim köylerde ona hayvanlarıgöstermekti işim.
Eski adıyla Karamehmet’ten geçip susadı yadoğru ilerledim. Çevreye baktım kuraklık son safhada, çeşmeler kurumuşmusluklardan tık yok. Yamaçtaki ağaç altlarında hayvanlar yatıyor, sular yok,ot yok.
Susadı ya girdim orada bir Selçuklu Camiivar, ne bakan var nede gören var. Aslında buranın üçte ikisi ayakta duruyortadilat görüp ayağa kaldırılması lazım. Bu caminin çok büyük tarihi ve geçmişivar. Ben bu camimizi yazdığım Aksaray tarihine alıp geniş yer verdim.
Susadı dan Tatlıca köyüne iniyorum,çocukluğum aklıma geldi. Susadı ile bizim köyün arası her yaz tamamen sebze olurdu.Ekecikten akan sular sebzeleri suladığı gibi köyün içinden de akar biz çocukkenbu sularda oynardık.
Şimdi baktım ne su kalmış ne de sebzedenbir eser kalmış. Bu bölgeye domates, fasulye, soğan, patates, nohut, mercimek,mısır bibi birçok sebze ekilirdi. Gelin görün ki, bunların yerinde sadece arpanadasları var. Hele bu bölgede öyle karpuz ve kavun yetişirdi ki anlatamam.Annelerimiz buralarda gününü geçirirdi, karpuzları toprağa gömerlerdi. Ben dahaiyi büyüsün diye köreldiklerini zannederdim, meğerse kargalar karpuz vekavunları delermiş görmesinler diye toprağa gömerlerdi.
Köyde öz bağa dediğimiz bölgeler vardıhepsi kurumuş, ağaçlar kurumaya yüz tutmuş. Sadece evlerin yakınındaki bahçelersondajlı kuyulardan sulanıp ekiliyor. Babadan kalma bir konağım var, büyüktebahçesi mevcut. Bahçedeki meyve ağaçları yeraltı suyunun yetersiz olması nedeniile kurumaya başlamış. Kuyulardan çıkan suyla ancak sebzeleri sulayabiliyorlar.
Biraderin ektiği doğal sebzelerden yedik,inanın mis gibi kokuyor. Yolda gelirken şöyle bağlara baktım, Susadının bilebirçok üzüm bağları vardı tamamı nadas olmuş kurumaya ve bakımsızlığa terkedilmiş. Bazıları da sökülüp tarla haline getirilmiş. bizim köyün yukarıgirişindeki yüzlerce bağlarda tarlaya dönüşmüş.
Hâlbuki bizim köy bölgenin üzümüyle meşhurköyü, isminde pekmezin tatlılığından almış. Soruyorum köyün altındakibağlarında ekserisi hozan olmuş bakımsızmış. İnanın hala içimde bir bağa bakmakve ara sıra oraya gidip bağdan üzüm koparmak içimden geliyor.
Hangi yakınımızın evine gitti isem bolsalatalık, domates ve biberle dolu. Tabi bize yapılan ikramları tattık, çoknefis kokusu var. Köyün içine baktım kim kimse yok, birkaç yaşlı ve boş olaninsan cami avlusunda oturuyor.
Koskoca köy belki bir araya toplasanızbir ilçe olacak nüfusa sahip, ama herkes dağılmış nüfusu azalmış. Köyünekserisi yurt dışında bulunuyor, şuanda nerede ise tamamı izindeler ama köydekimse yok. Onlarda şehirden ev almışlar şehirde oturuyorlar. Hâlbuki çoğuinsanlar şehirden köye kaçıyor, temiz hava ve oksijen alalım diye. Ben bileinanın gönlümden yazları bahçeye bir prefabrik ev yapıp orada kalmayıistiyorum.
İnsanlar temiz havayı bırakıp betonyığınları içine gelmeyi marifet saydığına bakmayın hayat artık kırsalda güzel.İnsanlar bir ay izinlerini beton yığınları içinde geçirmek yerine temiz havadageçirmeyi denemeliler. Belli bir yaştan sonra insan böyle sakin ve temiz havayıinanın özlüyor. Ben şahsen artık beton yığınları içinde sıkılıyorum.
Ben kendi köyümden misal verdim ama bütünköyler bu hale gelmiş. İnsanlar hazır yemenin peşine düşmüş, rahatlıkpeşindeler. Şu doğal sebzeleri yüz metre kadar yer olsa da ekip yemek varkenhormonlu sebzeleri yiyerek iyice sıhhatimizden olduk. Ama ben haftanın en az ikigününü böyle yerlerde geçirmeyi düşünüyorum. Tabi Cenab-ı Mevla’m sağlık sıhhatverirse.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.