Erdoğan Kaya
Emeklinin ve Dar Gelirlinin Sesi: Görmezden Gelinen Sessiz Çığlık
Özellikle milyonlarca emekli ve dar gelirli vatandaşımızın yaşadığı ekonomik sıkıntıları görmezden gelmek mümkün değil. Emekli hemşerilerim, asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız… Hepsi ortak bir dertten mustarip: Geçinememek.
Bu sıkıntıları giderecek olan elbette hükümettir. Ülkede güzel hizmetler de yapılıyor; inkâr etmeyiz. Ancak vatandaşın cebine dokunan konularda diğer başarıların bir anlamı kalmıyor. Ekonomik gerçekler karşısında hiçbir başarı hikâyesi vatandaşı ikna edemiyor. Zamanı gelince de vatandaş sandıkta gereğini yapıyor.
Emeklinin Durumu Her Geçen Gün Kötüleşiyor
Ben çalışırken, üstelik kirada oturmama rağmen, bugünkü kadar ekonomik sıkıntı yaşamıyordum. Emekliler de böyleydi. Fakat “eşitleme” adı altında normal emekliler memur emeklisine yaklaştırılınca, 30 yıl prim ödeyen insanlar haklı olarak sitem etmeye başladı.
Geçen seçim sürecinde piyasa aldı başını gitti. Maaşlar yerinde saydı, geçim açığı büyüdükçe büyüdü. Elbette her emekli hak ettiğini alsın, buna kimse karşı çıkmaz. Ancak seçim uğruna yapılan düzenlemeler sistemi altüst etti. 12 milyon olan emekli sayısı bir anda 17 milyona çıktı. Emeklilik yaşı 65 iken 42’ye kadar düşürüldü. Şimdi de “Bu yükün altından nasıl kalkarız?” arayışı başladı.
En düşük emekli maaşı 15–17 bin lira bandında. Memur emeklisi 22 bin lira civarında. Peki Aksaray’da bir evin kirası kaç? En az 15 bin TL… Vatandaş aldığı maaşı kiraya mı versin, faturaya mı, pazara mı?
Vatandaş Patlama Noktasında
Mazot, doğal gaz, elektrik, market fiyatları… Ardı ardına gelen zamlar vatandaşın belini büküyor. “Mazot ucuzlayacak, doğal gaz rahatlatacak” denmişti. Ne mazotta indirim var ne de doğal gazda rahatlama. Zam üzerine zam geliyor.
Geçenlerde hükümet meydanında birkaç emekliyle oturdum. Bir tanesi şöyle dedi: “Sen iyi bir Ak Partilisin, hâlimizi niye yazmıyorsun? 23 bin lira maaş aldım. 15 bini kira. Faturalar derken cebimde 500 lira kaldı. Bu parayla ne yapayım? Bu yaştan sonra hırsızlık mı yapayım? 20 senedir oy veriyorum, tövbe olsun vermem. Ama verecek parti de yok. En iyisi oy kullanmamak.”
Bu sözleri orada bulunan herkes tasdik etti.
Yan geliri olanlar, maddi durumu iyi olanlar konuşabilir. Ancak tek maaşla geçinen büyük bir çoğunluk sessiz bir çığlık içinde. “Yaptık, ettik” demenin bir anlamı yok. Vatandaş cebine bakıyor; konuşulanlara değil.
Ekonomik Gerçekler Sandığa Yansıyacak
Yılbaşı geliyor. Yetkililerin acilen maaşları gözden geçirip yeniden düzenlemesi gerekiyor. Yoksa seçimler hiç de iç açıcı olmayacak.
Yıllardır destek verdiğim partiden uzak durmam, ülkenin kötü gidişatını görmemdendir. Artık herkese eşit mesafedeyim. Çünkü vatandaşın derdi büyük.
Bugün muhafazakâr bir alternatif parti çıksa, seçim yarın olsa %50’nin üzerinde oy alır. Ekonomi bu kadar kötüyken kimse güllük gülistanlık bir tablo çizemiyor.
El sıkmakla cepler dolmuyor. Vatandaşın karnı tok sözlere doymuyor. Gereken yapılmazsa sandık zamanı her şeyin karşılığı gelir.
Bizden söylemesi… Vatandaşın hali ortada, umarız duyan olur.
Dürüstlük: Hayatımızı Yalanın Zincirinden Kurtarmak
21 Kasım 2025 Cuma 09:07Sosyal Medya Bataklığı: Ahlaki Çöküntünün Görünmeyen Yüzü
30 Ekim 2025 Perşembe 09:29Gerçek Dostluk Nedir?
07 Nisan 2025 Pazartesi 08:05Zulme Uğrayanın Sabrı ve Allah’ın Adaleti
28 Mart 2025 Cuma 08:46Nerede Eski Bayramlar?
28 Mart 2025 Cuma 08:25İnsanlara Elde Ettiğiniz Güçle Bakmayın!
12 Mart 2025 Çarşamba 08:52Vicdanla Vicdansızlığın Muhasebesi
06 Mart 2025 Perşembe 16:17Komşuluk ve Dostluklar Bitti mi?
05 Mart 2025 Çarşamba 16:16Bir bayan yazarın sitemi
18 Şubat 2025 Salı 15:19"Allah Bize Yeter"
07 Şubat 2025 Cuma 15:09
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.