Siyaset yada bir fikri savunmak futbol fanatizminin dışında olmalıdır.
Futbol meraklısı kişiler tutukları takım yenilse bile asla başka bir takıma geçmezler.
Fakat siyasette öyle değildir. Fikir ayrılıkları olduğu zaman partiler bile değişebiliyor.
Kişiler siyasi görüşlerini veya beraber yol aldıkları siyasileri ve yöneticileri eleştirebilmeli, hatta eleştirmelidir.
Eleştiri gerçekten çok kıymetlidir. Eleştiri esasında eksikleri tamamlamaya, yön göstermeye dönük bir şeydir, yıkıcı bir şey değildir. 
Eleştirilen kişide eleştiriyi kabullenmek ve eksiklerini kendinde aramak zorundadır. Yapılan eleştiriye ne olursa olsun iftira ve hakaretlerle karşılık vermemelidir. 
 Ama geldiğimiz noktada artık hakaret ve iftira boyutunda birtakım sistematik yalanların eleştiri adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz.
Bu şekilde yapılan eleştiri eleştiri değil, hakaret, iftira ve itibar saldırısından başka bir şey değildir. İletişim açısından bir fırsat olarak değerlendirebileceğimiz sosyal medya alanları ne yazık ki yalan ve iftira kampanyalarının ortamına dönüşebiliyor. 
Önemli olan, Kamu otoritesinin kendi vatandaşının bu tür yalan ve iftira kampanyalarından etkilenmemesi için bir dizi tedbiri almasıdır. 
Bu noktada da yasal bir düzenleme yapılmıştır. 
Hiçbir siyasi, vatandaş kim olursa olsun, eleştiri adı altında yalan, iftira, hakaretlere maruz kalmamalıdır. 
Özellikle sosyal medya aracılığı ile yapılan bu tür saldırıların cezası yüz yüze yapılan saldırılardan daha fazla cezai işlem görmektedir.
Hiç kimse bir başkasını eleştiri yaparmış gibi hakaret ve iftira saldırısına maruz bırakmak lüksüne sahip değildir.