Kurban olayım yapma Necati Başkan

Burada iki yazı yazıyorsak, önceliğimiz memleket sevdası…

Doğruya doğru,

Eğriye eğri diyebilmek…

İşte geçmiş haftalarda yazılarıma bakın, Necati Başkan’ın mera işgallerine son vermek için yaptığı çalışmaların ne kadar da önemli olduğuna vurgu yaptım, karınca kararınca kendine destek oldum, yanında yer aldım.

Ama şimdi….

Sayın Vali Eskil’e geliyor.

Necati Başkan’ın talebi, “Eskil’in Adı Tuzgölü olsun.”

O anda kıyametler kopuyor….

Başta birçok muhtarla birlikte salondakiler ayakta alkışlıyor… “Yaşa başkanım yaşa…

Bu fotoğraf layık olduğumuz yönetim anlayışının net bir yansıması olsa gerek.

Sosyal medyadan birçok Eskilli buna tepki gösteriyor.

Necati Başkan’dan ertesi gün cevap, “Eskiden çocuklara 25 Kuruş para atılırdı, onun için saç baş yolarlardı ama o para kimsenin olmazdı, yolun saçınızı başınızı elinize bir şey geçmeyecek…” türünden.

Bunun üstüne bir açıklama daha, “İlçelik merkezini Bozcamahmut’a taşıtmadığıma çok pişmanım, Eskil çok gelişirdi…

Evet…

Necati Başkan ilk kez 1984 yılında bundan tam 36 yıl önce belediye başkanı oldu.

O zaman dünyaya gelenlerden dede-nine olanlar var…

Yani anlatmaya çalıştığım köprünün altından çok sular aktı.

Mesela o yıllarda koskoca Eskil’de köyleriyle birlikte PTT’de, karakolda, belediyede olmak üzere birkaç yerde telefon vardı. Bugün herkesin elinde akıllı telefon denen zıkkım var.

O zamanlar oy verirken, ailenin köyün büyüğü ne derse o olurdu. Öyle ki aşiretvari oylar kullanırdı. Peki bugün öyle mi, bugün bir aileden çok farklı siyasi partilere, adaylara oylar çıkıyor.

O zaman iletişim yüz yüze ve kısıtlıydı. Özellikle yaylalardakiler belki 5 yılda birkaç kez belediye başkanının yüzünü görüyordu. Şimdi ise sürekli sosyal medyadan, haber sitelerinden, gazetelerden takip edebiliyor.

Dün hizmetler merkez odaklıydı, bugün ise birey odaklı…

Dün köyüne kum isteyenler, bugün çocuğuna tablet istiyor…

Necati Başkan, tecrübeli bir isim. İlçemize kazandırdıklarını kimse inkar edemez.

Ancak Machiavelli’nin altın niteliğinde bir öngörüsü var.

Bir yöneticinin vasfı kurduğu ekibin kalitesinden belli olur diye.

Eskil Belediyesi’nde ve başkanın çevresinde ne kadar profesyonel bir ekip var…

Meclis Üyesi Mustafa Sanlav haklı olarak sitem ediyor, Sayın Valimizden o kadar talepte bulunuldu sıkıntılar iletildi. İnsanlar isme takıldı diye..

Sayın Sanlav, iletişim çağındayız, belediyenin iletişim işlerini sahi kim yürütüyor, bu faaliyetleri basına kim servis ediyor, sosyal medyada kim paylaşımda bulunuyor. Allah aşkına bunun için görevli birisi varsa lütfen ismini cismini iletin biz de tanıyalım.

Belediye’ye elzemden öte elzem değil mi teknolojiyi çok iyi kullanan, insanlarla iletişim kuracak isim ya da isimler…

Böyle kişiler istihdam ederken de, mutlaka işinin ehli, mektebini okumuş kişi ya da kişiler olmalı ki memleket kazansın!

Öte yandan 600 senelik bir ismi bir köşeye atıp, ad bulmakta neyin nesi Allah aşkına?

Eskil ismini kimse tanımıyormuş, o benim suçum mu?

Tanınsa ekmek mi gelecek?

“Eskil” ismi geçmişte atalarımızdan bize emanet değil mi? Kimliğinde “Eskil” yazan herkesin bunun üstüne söz söyleme hakkı yok mu?

Böyle bir iletişim şekli olur mu Allah aşkına.

Yapmaya çalıştığımıza şöyle bir örnek verelim.

Muğla’nın Bodrum İlçesi Türkiye’nin turizm cennetlerinden birisi…

Bodrum Belediye Başkanı çıksa ve bir açıklama yapsa, “Sevgili Hemşehrilerim biz aydınlık, turistlerin uğrak yeri olan ve yalan dünyanın cennetiyiz, ama bir tezat var ilçemizin adı Bodrum bu durumdan dolayı da dışarıdaki insanlar ilçemizi evin altındaki bodrum zannediyor, hatta çocuklar bulmacalar da bile arkadaşını şaşırtmak için Türkiye’nin en karanlık ilçesi neresidir? Diye soruyor, cevapta Bodrum oluyor. O nedenle ilçemizin adını daha da çok turist çekme adına iç içe olduğumuz Ege Denizi olarak değiştirilmesini talep ediyoruz…” dese.

Algı ne olursa, işte Eskil için Tuzgölü’de o.

Son olarak Sayın Necati Belgemen, Eskil ifadesi bizlerin gönlünün en müstesna yerine adeta bir dantel gibi ilmik ilmik işlenmiştir. Onun ismini değiştirmeye çalışmak, bir yaylanın yerine taşımadığıma pişmanım gibi sözler emin olun ciğerimize hançer gibi saplanıyor. Allah biliyor size son derece samimi ve içten bir itiraf ve Sayın Başkanım biliyorum pandemi sürecinde gecenizi gündüzüne katıp çalışıyorsunuz hani bütün varını-yoğunu evlatlarına veren bir baba olur da, kızınca verin bana paramı pulumu hesabı yaptığı güzellikler ötede kalır ya. İşte siz de çok güzel çalışmalar yapıyorsunuz, tecrübeniz bizler için bir şans ama bu tür çıkışlarınızla bir rüzgarın ağacın dalındaki yaprağı alıp savurduğu gibi alıp gidiyor.

Son bir not başkanım, sosyal medyadaki o bazı! alkışlayıcılara aman kanmayın….

Bu yazı toplam 2872 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum