Şükrü Başarıkan

Şükrü Başarıkan

Mal Sahibi Olmak ve Mehir - 1

Mal Sahibi Olmak ve Mehir - 1

Evlenecek olan erkeğe ilk başta mehir için maddi imkan gereklidir. Fakat mehirde aşırıya kaçılmamalı maddi imkanlar dahilinde hareket edilmeli. Bu husus âyet-i kerîmede şöyle bildiriliyor: “Azâba götürecek şeyleri terk (e devam) et. İyiliği, (karşılığında) daha çoğunu umarak yapma!” (Müddessir Sûresi, 74/  5-6.) Yâni daha fazlasını talep edeyim diye başkasına hediye verme.

Durumu müsait olanlar için, Allah Teâlâ şöyle buyurmakta: (Nikâhladığınız) kadınlarla mehirlerini bağış olarak (cömertçe) verin; eğer nikâhlandığınız kadınlar ondan size gönül hoşluğu ile bir şey bağışlarsa onu da afiyetle yiyin.” (Nisâ Sûresi, 4/ 4.)

Ebu Saidi’l-Hudri (r.a.) anlatıyor: Efendimiz (s.a.v): “Hz. Âişe (r.anhâ)’yi elli dirhem değerinde ev eşyası mukabilinde nikahladı.” (K. SitteTerc ve Şerhi.C, 17. S, 198. H, No: 597) 

Hz. Enes (r.anh) buyurdular ki: "Ebu Talha, Ümmü Süleym (r.anh)'le evlendi. Aralarındaki mehir Müslüman olmaktı. Ümmü Süleym, Ebu Talha'dan önce Müslüman olmuştu. Ebu Talha, Ümmü Süleym'i istetince, Ümmü Süleym: "Ben Müslüman oldum, sen de Müslüman olursan evlenirim'' dedi. Bunun üzerine o da Müslüman oldu. Ümmü Süleym'in mehir olarak istediği şey Müslüman olması idi.'' (Nesâi, Nikâh 63, (2, 114)).

Ebu'l-Acfâ es-Sülemi anlatıyor: "Bir gün, Hz. Ömer (r.anh), cuma hutbesi verdi ve hutbede şöyle söyledi: "Sakın, kadınların mehirlerini artırmayın, zira bu, eğer dünya için bir şeref, âhiret için de bir takva olsaydı buna en çok Resûlüllah lâyık idi. Hâlbuki o, kadınlarından veya kızlarından hiç birine on iki okiyye (ağırlık birimi) den fazla mehir takdir etmemiştir''  (Ebu Dâvud, Nikâh 29, (2106); Tirmizi, Nikâh 22, (1114))

Hz. Âişe (r.anhâ)'ya, Resûlüllah (a.s.)'ın hanımlarına verdiği mehir ne idi?'' diye sorulmuştu. O, şöyle cevap verdi: "On iki okiyye ve bir neşş idi. Neşş nedir biliyor musunuz? Yarım okiyyedir. Bunun tamamı beş yüz dirhem eder." (Müslim, Nikâh 78 (1426); Ebu Davud, Nikâh 29, (2105))

Hz. Fâtıma annemizin zifafa girişini, Ümmü Seleme ve Hz. Âişe (r.anhümâ) anlatıyor: Resûlüllah (a.s.) bize Fâtıma'yı zifafa hazırlayıp Ali (r.anh)’ye teslim etmemizi emretti. Hemen gidip Batha taraflarından getirilen yumuşak topraktan Ali'nin evinin tabanına yaydık. Sonra iki yastığın içerisine, ellerimizle dikmiş olduğumuz hurma lifi doldurduk. Hurma ve kuru üzümle ziyafet hazırladık, üzerine tatlı su içtik. Sonra üzerine elbise takıp su kabı asılacak bir ağaç parçasını getirip odanın bir kenarına koyduk. Biz, Hz. Fâtıma (r.anhâ)’nın düğününden daha güzel bir düğün görmedik." (K. SitteTerc ve Şerhi.C. 17, Sh, 201. H, No: 604)

Erkeğin mehir hususunda ifrata (aşırıya) kaçması ve evleneceği hanımın ne kadar malının olduğunu sorması İslam alimleri tarafından kerih görülmüştür. Hiçbir zaman servetine göz dikerek bir  kadınla evlenmek doğru bir hareket değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Şükrü Başarıkan Arşivi