Erdoğan Kaya

Erdoğan Kaya

Müftümüz ve imamlardan bir istek

Müftümüz ve imamlardan bir istek

 Yada bu yazacağım yazıyı maneviyatı açısından doğruluğuna inanmak için bunu ille de ya müftümüz yada imamlarımız camilerimizde hutbe ve vaazlarda anlatması gerekiyor. 
Konuya gelince cenazelerimiz ve hacılarımızın durumu ile ilgili. Cenazelerde eve dönüşlerde bir yemek furyası başlıyor. Adam cenazesinin acısını mı paylaşsın gelenin gidenin karnını mı doyursun? Adam acısına da yanmayı unutuyor gelen giden ne der diye taziyeye gelenlere yemek yetiştirmek durumunda. Böyle bir durum dinimizde var mı yok mu bunu Müftümüz ve imamlarımız neden cemaate anlatmazlar?
Hangi cenaze evine gitsek cenaze sahipleri taziye kabul etmek yerine gelene gidene yemek ve kıymalı yetiştirmek durumunda. Cenaze evinde bir hafta kazan kaynamadan konu komşu o evin geleni gidenini misafir eder ve ağırlar. Yemekler komşu ve akrabalardan gelir. İnsanın tencere kaynatmaya eli varmazken nereden geldiği bilinmeyen bu yeme âdetinin dinimizde yeri varmıdır?
Bizim talebeliğimizde cenaze evine hatim okumaya giderdik. Hatim sonunda komşuların getirdiklerini cenaze sahipleri ile beraber yerdik. Cenaze evinde bir hafta yemek yapılmazdı. Ya şimdi daha cenaze kalkmadan insanlar bir kıymalıcı ile anlaşıp misafir ağırlamaya çalışıyorlar.
Hadi cenaze sahibi fakir yâda dururmu iyi değil üş beş bin liralık masrafı nereden karşılasın. Adam kefen parası bulamazken birde gelenin gidenin karnını doyurmak için mi borçlansın. Yemek vermese efendim çevreden kınarlar diye borca girmesi doğru mu? Bunun dinen doğru olmadığını din adamlarımız halkımıza anlatmalı. Bu bidat adet ancak böyle yok olabilir.
Eğer kişinin durumu iyi ise vefat eden kimsenin de bıraktığı bir nakdi varsa onun hayrına fakir ve fukaralara onun hayrına bir süre sonra yemek verir ruhuna hatim okutabilir. Ama buraya gelen insanlara cenaze kalkı kalkmaz yemek vereceksin diye bir durum yok. Dinin emretmediği bir âdeti din diye insanlara dayatarak benimsetmenin bir anlamı yok.
Rahmetli babam vefat etti, herkes aynı gün yemek beklerken biz vermedik. Büyük ağabeyim bize ayıp değimli konu komşu ne der diye çıkışmıştı. Bizde aradan birkaç gün geçsin verelim diye düşünüyorduk. Hoca olan ağabeyime durumu ilettim, bana çıkıştı, “ sen hafız ben hafız bu insanlar bunu bizden daha mı iyi biliyor. Allahın emri mi önemli konu komşunun hatırı mı” demişti.
Bu adet çok yanlış, ama ne yapalım buna çanak tutan din adamlarımız da var. Adam yemek verirse burada mevlit okuyup yolunu bulacaklar buna ses çıkartmıyor. Bazıları birer ekip olmuş cihazlarla cenaze ve düğün evleri geziyorlar. Hâlbuki mevlit Peygamberimizin doğumunda yazılan bir şiir. Ama biz bunu din diye insanlara yutturup ölümlerde de okutmaya başladık. Açıkçası mevlidi kuranın önüne geçirdik. Din adamlarımız bunu da anlatarak kuran okutmalılar ve hatim yaptırmalılar. Bu konunun camilerde işlenmesi için müftümüzden istirham ediyorum.
Bir başka konu ise hacca gidenlerin ibadete değil de alışverişe gider gibi pazarlık bozup gelmeleri. Birçok hacılarımızdan duyuyorum, hele hanımı ile gidenlerden, alışveriş yapacağız diye doğru dürüst ibadet yapamadıklarından yakınıyorlar.
Hacca giden insanların ceplerine konan harçlıkların karşılığını beklemek çok yanlış. Ona ekonomik bir destek yâda kendi adına mübarek topraklarda harcaması için verilir. Onun karşılığını beklemek doğru bir davranış değildir. Ama bu bir adet haline gelmiş gidenlerde laf edilmesin diye karşılığında mutlaka bir şeyler almak mecburunda kalıyorlar.
Hele hanımlar ne kadar akrabası varsa hac masrafının iki katı alışveriş yapıyor ve borçsuz hacca gidip gelmesi gerekirken borçlu dönenler oluyor. Hediye nedir bir zemzem ve firmadır, yâda bir takke ve tespih olabilir. Buda ibadetin bir simgesi olarak görülmeli.
Bu konuda çok önem arz etmektedir bunu da Müftümüz ve din görevlilerimiz mutlaka camilerimizde anlatmalılar. Bu iki konuyu hasseten din görevlilerimizden istirham ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Erdoğan Kaya Arşivi