Neden Hep Aksaray-ı Yazıyorum
Bunun cevabı çok basit, Aksaray aşığıyım, Aksaray sevdalısıyım gibi birçok cümleler kurarak uzatabilirsiniz. Ama Aksaray bütün medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir. Zaman gelmiş birçok kabileler bir arada yaşamış, zaman gelmiş bu şehir boşalmış. İnsansızlıktan kurtlar şehri istila etmiş, Eğri minarenin içine bile yavrulamışlar. En önemlisi bir Selçuklu ve bir Osmanlı şehridir.
Aksaray çok mağdur olmuş ve boynu bükük kalmış bir şehirdir. Niğde ilinden çok büyük ve eski bir tarihe sahip olmasına rağmen bizim yarımız kadar olmayan bir ile illiğimiz elimizden alınarak oraya bağlanmışız. Bunu açık açık söylemiyorlar saklıyorlar, “siyasi nedenden dolayı” deyip geçiştiriyorlar. Ama ben açık yüreklilikle söyleyim Aksaray muhafazakâr ve maneviyat şehri olması nedeni ile ceza görmüştür. İstanbul un İslamlaşmasında öncü olan Aksaray adeta cezalandırılarak o günün sosyal demokratı olan Niğde’ye bağlandık.
Bizim parçamız olan İstanbul semtleri bile bizden daha meşhur olurken, biz Niğde’nin gölgesin de kaldık. Benim şehrim Ulemayı islamın bayraktarlığını yapmış, İslam ülkelerinde bile bulunmayan mabetler benim ilimdedir. Osmanlının gümüş parası benim ilimde basılmış ve matbaası hala kırık dökük ayakta. Ben bu şehri sevmeyeyim de kim sevsin?
Bundan dolayıdır ki, bu şehri tanıtamamışız, çünkü geçmişte garip kalmış bir yer. Nüfusları bizden çok az olan iller illiğin sefasını sürerek adım adım tanınmışlar. Kimde var bir Eğri Minare, kimde var bir Sonucu Baba, kimde var Ihlara vadisi, Kimde var Osmanlının matbaası daha neler neler.
İşte bundan dolayı emekli olunca ilk işim Aksaray tarihini yeniden gözden geçirmek oldu. Çok teferruatlı bir şekilde ele alıp genişçe yazardım. Ama imkânlar ölçüsünde bütün köyleri kasabaları adım adım gezerek ele aldım. Tamamını renkli bir şekilde Aksaraylı hemşerilerime sundum. üç binin üzerinde baskı yapan bu eser dün bıyık bükülürken bugün arayanlar bulamıyor. Keşke bana destek olan olsaydı da emeğimin karşılığında hiçbir kuruş almadan daha geniş çalışma yapsaydım.
Aksaray ile ilgili tez hazırlayan ve Aksaray dışında yaşayan hemşerilerim beni sürekli arayıp soruyorlar. Daha birkaç gün önce arayıp bulduğum bir tane kitabı hâkimlerimizden birisine verdim. Aksaray-ı yazmak ve tanıtmak benim için bir görev olmuştur. 1983 yılında İstanbul’da Gazeteciliğim esnasında Aksaraylıyım deyince hangi Aksaray cümlesi ile karşılaşmak beni çok üzüyordu.
Bu sahada görevimi yeterlice yaptığım kanaatindeyim. Şimdide altıncı eserimden sonra gelecek nesle rehber olması için hazırladığım “ Aksaray Gündemi” ismini verdiğim siyasi ve güncel konuları içeren esrime yine Aksaray ismini verdim. Üç gün önce piyasaya çıkan esrim yine tamamen Aksaray konuları ile dolu. İnanın İstanbul’da basım yapıp tüm Türküye ye dağıtım yapan eserlerin baskısı kadar baskılar yapan eserlerim Aksaraylı hemşerilerimin teveccühüne mazhar oluyor.
Bunu şuna bağlıyorum, kim ne derse desin, kim nasıl kıskanırsa kıskansın. Hiçbir siyasinin gezmediğinin on katı bütün kasaba ve köyleri geziyorum. Eğer bir Karaörende, Karacaörende, Dikmende, Gözlü kuyuda erkeği kadını beni bağrına basıp kendilerinden biri olarak görüyorsa ben bunu mesleğimin hakkını verdiğime bağlıyorum. Çoğu siyasiler belki de Eskinuz köyünün yolunu bilmezler, ama erkeği kadını bizim Erdoğan diyorsa bu şeref bana yeter. Demircide 70 yaşındaki Ayşe teyze beni görünce gel sana yine tandır fasulyesi pişireyim de ye diyorsa ne mutlu bana.
Ben onları seviyorum onlar beni seviyor, onların anlattıkları dertleri, problemleri ve sıkıntıları Gazetem ve Televizyonum sayesinde sizler ve yetkililerle paylaşıyorum. Yeri geliyor Gazetemde çarşaf çarşaf onlara yer veriyorum. Kahvehaneye giriyorum yanımda götürdüğüm mahalli sanatçılar buna şahit herkes oyunu bırakıp etrafımızı çevirip bizim Erdoğan geldi deyip sohbet ediyoruz. Onları tarlada bahçede ziyaret ediyorum, her köye ve kasabaya en az 20 sefer gitmişliğim var.
Kısacası Aksaray’ımı seviyorum onlarda beni seviyor, onların dertlerinden dolayı bazen zülfiyare dokunduklarım oluyorsa kusura bakmasınlar. Ne yapayım eleştirdiklerim de beni sevmeyip konuşmuyorlarsa konuşmasınlar hiç önemli değil. Bundan dolayı çıkan her eserim bir ay içinde sevenlerim tarafından tüketiliyor. Bana bu çalışmalarımda en büyük desteği veren Yeni Aksaray Gazetesi Sahibi Ali Südemen Beye ve K68 Sahibi Dr. İbrahim Yücel Köseye şükranlarımı sunuyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.