Nilgün Güney

Nilgün Güney

Samimi yapılan ameller

Samimi yapılan ameller

Gerçek merhametin, karşındaki insanı cennette hazırlamak olduğunu bilirler. Bu sebeple merhamet konusunda ellerinden geldiğince yardımlaşıp ve birbirlerinin noksanlarını tamamlamak için çaba sarf ederler. Müminler arasındaki bu yardımlaşma Kuran ahlakının gereğidir.

... İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Maide Suresi, 2)

Müslümanlar kendilerinden yardım istendiği zaman, "kalp kırmamak" veya "yardım etmezsem ayıplanır mıyım?" gibi bir düşünce ile hareket etmezler. Ayette Rabbimiz doğru olan yardımlaşma şeklinin "iyilik ve takva" konusunda olması gerektiği bildirilmiştir. Yani yardım Allah’ın rızasını kazanmak için yapılmalıdır ve bir karşılık beklenmemelidir.

Ayetlerden de anlaşılacağı üzere, gerçek iyilik anlayışı insanların çoğu tarafından bilinenden farklıdır. İslam ahlakını yaşamayan kişilerin iyiliği; canları istediği zaman ve karşıdakine lütfeder gibidir. Yani bu ahlak kişinin daima değil de, arada uyguladığı bir davranıştır. Bu tip iyilikler genelde, yoldaki bir dilenciye para verme, otobüste yaşlılara yer verme veya yapmış olduğu yemeği komşuna ikram etme gibi küçük şeylerdir. Yapılan bu davranışlarda da ölçü; iyiliğin, kişinin çıkarlarına ters düşmemesi şartıdır. (Samimiyetle yapanları tenzih ederim)

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. (Bakara Suresi, 177)

Ayette de haber verildiği üzere iyilik, iman edenlerin hayatlarının tamamını kapsayan bir davranıştır. Yani insanın canın isteyip, aklına geldiğinde yaptığı bir davranış değildir. Ayrıca yapılan iyilik herhangi bir şarta da bağlı değildir. Müslüman, her zaman iyilik yapmalı ve diğer kişileri de iyilik yapmaya teşvik için tüm fedakarlıkları göze almalıdır.

Müminler arasındaki yardımlaşma gerektiren bir diğer konuda “takva”dır. Takva, Müslüman’ın Allah’tan korkması ve hükümlerine titizlik göstermesidir. Allah’ın katında değerli olan, insanın yaptığı işlerin şekli değil, samimiyetidir. Örneğin kişi fakirlere yardım edebilir, düşünceli ve fedakar davranışlarda bulunabilir. Fakat kişi bunları yaparken, Allah’ın rızasını kazanabilmek için yapıyorsa, davranışı takvaya uygundur. Ama yaptığı iyilik, gösteriş yapmak, birilerinin övgüsünü kazanmak için ise, bu iyiliğin boşa gitme ihtimali vardır. Rabbimiz bu konu ile ilgili bir örneği şöyle haber vermiştir:

Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder." (Maide Suresi, 27)

İslam dini samimiyet üzerine yaratılmıştır. Yani yapılan her davranış samimi olmalıdır. Bu yüzden İslam’da zorlama yoktur. Kişi, isterse iman eder ve Allah’ın hükümlerine teslim olur. Bunun dışında, istemeyerek yada zorla yapılan amellerin değeri ve geçerliliği olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi