Siyaset zor zanaat
Siyasette bir sanat olduğuna göre bunu yapanlarda siyaset sanatçısı sayılır. Çünkü bunu herkes yapamaz, bu işi iyi bilmek lazım. Bu zanaatın en zor olanını iktidar partisi mensupları yaparlar. Pazartesi günü AK PARTİ İl Başkanı Sayın Muhammet Fatih Yıldırıcı ile beraberdim. Sevgili başkan öğle sonu partiye gelen seçmen ve vatandaşlarla görüştüğü için beni de götürdü, görüşmeleri bir süre dinleyip izledim.
Bu izlenimimi sizlere aktaracağım, ama önce siyaset niye zor zanaat önce bunu bir hatıramla anlatmak istiyorum.
Rahmetli Emin Gürün döneminde daire müdürüyüm, rahmetli rahatsızlığı nedeni ile yurt dışına ameliyat için gitmişti. Yerine Cemal Hoca (Cemal Kılıç) vekâlet ediyordu. Rahmetli gibi Cemal hocamda beni severdi, o dönem henüz 27 yaşında idim, bana yetki vermişlerdi sokak aralarından mahallelere kalkan mahalle minibüslerini 12 ayrı minibüs hattı kurarak kişilerin elinden alıp toplu taşımaya dönüştürmüştüm. Elinden kişisel durakları gidenlerden tehditlerde almıştım, ama bunda kararlıydık ve başardık da. Bir gün bana dedi ki;
“ Erdoğan oğlum adamların ellerinden ekmekleri gitti, bunlar birkaç kişi ama Aksaray’ın hayrına bir iş yaptın. Seni bana durmadan şikâyet ediyorlar görevden almamız için ben bunlara meydan vermeden arkanda duruyorum. Şu bana haksız isteklerde bulunanlara siyasetçi olmamız nedeni ile hayır diyemiyoruz. Hayır deyince bizi oyla tehdit ediyorlar ben sana göndereyim sen ne yaparsan yap başımdan bunları uzaklaştır” demişti.
Gelenleri dinler bana gönderirdi, vatandaş bana gelmeden dahili telefonla beni arar, “ gönderdiğim kişiyi ne yaparsan yap bana tekrar gönderme” derdi.
Kanunsuz talepte bulunan insana bunu yapmanın yasal olarak suç olduğunu söylesen de, “ sen istersen yaparsın, Başkan yap dedi de sen neden yapmıyorsun” diye diklenirlerdi.
Bende son kozumu oynar, “ bakın Başkan siyasi bir kimse bugün var yarın yok, o vatandaşın işinin yapılmasını ister. Ama bizler memuruz çocuklarımız var yasaya uygunsuz iş yaparsak ekmeğimizden oluruz. Bizim çocukları kim besleyecek” der vatandaşı gönderirdik. Vatandaş ne Başkana kızar nede bize kızardı. Bir nevi Başkanın yükünü sırtından alır onu rahatlatırdım.
Cemal hocama dedim ki, “ Başkanım iyi güzelde yarın siz gidersiniz biz kalırız, vatandaş bize düşman olmaz mı” dedim. Hocam dedi ki, “ Erdoğancığım siyasi yerde çalışmada zor, siyaset yapmak da zor. Ama asıl bizim işimiz zor. Anlayacağın siyaset zor zanaat, insanlar alıştırılmış haksız işi de olsa, haklı işi de olsa bunlar siyasetçi mecbur yapacaklar zihniyeti hakim. Bundan nasıl bu insanları kurtarırız bilemiyorum” demişti. Siyaset zor zanaat sözü bana hatıra olarak oradan kaldı.
Gelelim Ak Parti İl Başkanı Yıldırıcının işinin zorluğuna. İki saate yakın odasında oturdum, her gelenin derdini tek tek dinliyor. Eğer vatandaşın talebi haklı yâda kanunsuz değilse yardımcı olmaya çalışıyor. Gerekli mercilerle tek tek görüşüp çözüm bulmaya çalışıyor.
Bazen öyle taleplerle karşılaşıyor ki, inanın çok komik. Çoğu insanlar iş bulmada zorlanırken kolay yerde görev almak isteyenlere de çıkışıyor.
Bir ara referans oldukları bir insanın çalıştığı yerdeki tutum ve davranışından rahatsız olup, amirine, “ eğer yanlış yapıp işinizi aksatarak asalaklık yapıyorsa derhal işine son verin” demesi benim çok hoşuma gitmişti. Yani kendilerinin referans oldukları insanların çalıştıkları yerde yüzlerini ak etmesini istiyordu. Bu konuda Başkanı ne kadar takdir etsem azdır.
Genelde iş konusu için gelenler var, ne iş olursa yaparım dönemi bitmiştir. İş isteyenlere necisin kimsin demeden mesleğini soruyor, eğer meslekleri varsa işte var. Mesleğin yoksa onlara meslek edinmeleri için devletin açtığı kurslara katılmalarını söylüyor.
Gördüğüm önemli bir husus ise kimseye ne partisini soruyor nede referansını. Yardımcı olabiliyorsa herkese yardımcı olmaya çalışıyor. Herkesle nazik ve güler yüzle ilgileniyor, oradaki görevli sekreter hanım Zeliha kardeşim herkesi kırmadan nezaketle Başkanla görüştürüyor.
Uzun lafın kısası Sayın yıldırıcının zanaatı zor zanaat. Ama bu işi biliyor, meselelere hakim ve oturduğu kotluğun hakkını veriyor. Vatandaş da ilgi ve alakadan memnun bir şekilde ayrılıyor. En önemlisi artık vatandaş siyasetçilere çok nadir haksız talep getiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.