Ülkemizi Karıştırmak İsteyenler Var

Buna paralel olarak da iç savaşı körükleyenlerin sayısı da az değildir. Zaten dış güçlerin amacı da ülkemizde bir iç savaşın çıkmasını arzu etmektedirler. Geçtiğimiz günlerde Türkiye gündemine düşen Milletvekilimiz Sayın Ali Rıza Alaboyun’un yaptığı profesyonel askerlik çağrısına katılmamak mümkün değildir. “ zorunlu askerlik kalkmış olsa idi Bingöl de 10 şehit vermezdik” cümleleri ülkede tekrar gündem oluşturdu. Daha fazla şehit vermemek için hızla zorunlu askerlik kaldırılmalı.

     Türkiye’yi iç savaşa çekmek isteyen köşe yazarları var, bunları okuyan bazı zavallılarda buna alet olmaktadırlar. Kimisi şiddeti ve terörü körüklüyor, kimi siyasiler buna çanak tutuyor ve durmadan açıklama yapıyorlar. Kimisi de terör üzerinden siyaset yapmaya çalışıyorlar. Yaptıkları konuşmalarda sanki ülke bölünmüş gibi “sadece biz kalsak ülkeyi koruyacağız” açıklamaları yaparak gençleri tahrik ediyorlar, toplumun nabzını yükseltmeye çalışıyorlar.

        Allaha şükürler olsun halkımız buna izin vermiyor ve tahriklere kapılmıyor. Elbette şehit olan askerlerimize bizimde içimiz yanıyor. Sayın Alaboyunun açıklamalarını okudunuz bu haliyle askerimizin kayıplarını önleyemeyiz. Anne kuzusu çocuklarımızı hainlerin kucağına düşürüyoruz.

     İnsanların tahrik eden iç düşmanlar gibi komşu ülkelerin dışındaki ekonomik rakiplerimiz olan bazı Avrupa ülkeleri de ülkemizde bir iç savaşın çıkmasını istiyorlar.  Sakın ola bunlara fırsat vermeyelim birlik ve beraberliğimizden zerreyi miktar fırsat vermeyelim. Ermeni-Rum ve Yahudilerin tamamı bizim içten çökmemizi istiyor. Etrafımıza bir baktığımızda her taraf cayır cayır yanıyor, ateşten kaçan ülkemize koşuyor, bunun içinde içimize sızan hainler oluyor ve askerimize saldırıyor.

       Eğer halkımız buna pirim vermezse bunların üstesinden geliriz. Bakın Bingöl de öldürülen bir korucunun ardından halkın BDP binasına yürüyüp PKK’ya karşı birleşerek tepki göstermesi sonucu meclisteki hainler kardeşlikten barıştan kanın durmasından bahsetmeye başladılar.

      Bana uzun uzun terörle masaya oturulur mu diye mektup yazan Hasan Korkut ağabey bilmeli ki oturulur ve talepleri dinlenir. Bu bir parti meselesi değil, siyaset meselesi de yapılmamalı. Bunu söyleyen iktidar karşısında masaya oturacak muhatap olmadığını söylüyor, çünkü bunlar Müslüman değil Ermeni ve Yahudi olmaları nedeni ile Güneydoğu halkı adına değil dış güçler adına anarşistlik yaptıkları için masaya da gelemiyorlar. Mesele Kürt halkının haklarını koruma değil Ülkemizin huzurunu bozarak kargaşa çıkararak iç savaş çıkarmak. Hatta bir kısmı da Ortadoğu da ikinci bir İsrail’in temelini atmak istiyor. Bunun için daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.

       Mevcut ana kuzusu askerlerimiz ile güney doğudaki terörü bitirmek çok zor. Zaman teknoloji zamanı. Bu nedenle Milletvekilimiz Alaboyunun son açıklamasından bazı satırbaşlarına göz atmak lazım. Çünkü buradaki açıklamalar her kesim tarafından kabul görmüş bakın neler söylüyor:

      “Türk Silahlı Kuvvetlerinde toplam 726.000 mevcudiyetinin yaklaşık 201.000 ini Subay, Astsubay, Uzman Çavuş ve Uzman Erbaş gibi profesyonellerden oluşturmakta, bunun yanında 50.000 civarında sivil personel bulunmaktadır. Geriye kalan 475.000 personel zorunlu askerlik yapan er ve erbaşlar oluşturmaktadır. 475.000 kişilik zorunlu askerlik yapacak bir büyük mevcudiyetin tamamını havayolu ile sevk edemezsiniz, açık hedef olma riskine karşı her türlü tedbirleri alarak kara yolu ile sevkiyat yapılmak zorundadır. Zorunlu askerlik olmasaydı bu sevkiyat başka bir şekilde planlanabilir ve bu şehitleri vermezdik. Zorunlu askerlik olmasaydı Afyonkarahisar da uzmanlık isteyen mühimmat konusunda bu kadar şehit vermezdik. Zorunlu askerlik olmasaydı, PKK’nın en fazla hedef aldığı karakollara askerlerimiz gönderilmez ve karakol saldırılarından bunca şehit vermezdik” derken bu konuda asker sayısı ve dünyadaki emsallerinden örnekler vererek şu cümlelerle bitiriyor:

        “Türk toplumunda askerliğin hem vatan borcu olarak görülmesi, hem de içinde yaşadığımız coğrafyanın bir bedeli olduğunu düşünerek yeni bir yapılanmaya gitmemiz lazımdır. Bu çerçevede Askerlik faaliyetlerini ve terörle mücadeleyi tamamen profesyonellere bırakırken, askerlik çağına gelmiş Türk Gençlerine iki haftalık bir askeri kampa alınarak, savaş teknikleri, tehdit algılamaları, askeri disiplin, terörle mücadele ve silah kullanma dâhil birçok konuda yoğunlaştırılmış bir eğitim verilebilir” diyor.

       Profesyonel askerliğe geçilmesi ile hem şehitlerimiz azalacak, hem de terörün hızlı bir şekilde bitmesi sağlanmış olacaktır. Ama şimdilik tahriklere kapılmadan beraberliğimizi bozmayalım, bozmak isteyenlere de fırsat vermeyelim. 

Bu yazı toplam 1464 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.