Yarınını düşünen…
Hem bu dünyasını hem de ahretini düşünen adam yetiştirsin.
Geçenlerde bir yazarın yazısını okuyunca içim cız etti (Batuhan Çolak, 10 Mart 2016, Yeniçağ Gazetesi).
O yazar yazısında PKK’nın özellikle Kuzey Kıbrıs’takiler gibi puanı düşük olan üniversitelere öğrenci yerleştirerek, avukat yetiştirdiğini belirtiyordu.
PKK gibi vatanın birliğine bütünlüğüne kast eden, bölücü, kan emici terör örgütünün yaptığını duyunca kendimi şöyle bir sorguladım.
Acaba ben bir vatansever olarak, o memleketin insanını sever olarak kaç vatan evladının yetişmesine karınca kararınca destek veriyorum.
Bu yaşıma kadar kaç vatan evladına önder oldum, bir yerlere gelmesine vesile oldum.
Öte yandan biraz daha yelpazeyi genişlettim.
Memleketimi düşündüm.
25 bin nüfuslu Eskil’de acaba kaç çocuğun elinden tutup bu bizim yarınımız olacak diye destek verdiğimiz genç var?
Koyun almaz, kuzu emmez hesabı…
Büyük küçüğe sahip çıkmayınca, bir süre sonra da küçük, “Ben annemden babamdan başka büyük tanımam, çünkü ben okurken o baba benim için yemedi yedirdi, içmedi içirdi, o anne ki evladı için saçını süpürge etti başkasını tanımam” diyor.
Tabi bizim de hazırcıların, okurken bir kez selam vermediği çocuk bir yerlere gelince aman şurada bizim doktorumuz, avukatımız, hakimimiz vs var demesinin anlamı ne?
Dinimiz ne güzel buyurmuş, “Öğrencinin eşiği altından olsa bile zekat verilir ve İlim öğrenmekte olanın 40 yıllık nafakası olsa dahi, buna zekât vermek caizdir’
O halde toplum olarak çevremize duyarlı olalım. Onların dertleriyle dertlenelim, eğer bugün elinde imkanı olan bunu yaparsa onu gören genç kuşakta ileride aynısını sürdürecektir.
Eğer hem bu dünyada hem de ahrette yarınımızı düşünüyorsak, zekat verelim, onu verirken de elinden tuttuğumuz gençler olsun.
En azından yılın 6 ayında ayda 50 TL para göndereceğimiz bile olsa bir öğrencimiz olsun.
Bu rakamı ve öğrenci sayısını gücümüze göre artıralım.
Ne mutlu bu şekilde bir gönle girebilenlere…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.