Zor anda da kolay anda da şükür içinde olmak

 

Bu anlarda dünyanın geçiciliğini daha iyi farkeder. Kendisine Allah’tan başka hiçbir gücün yardımda bulunamayacağını anlar ve çok samimi Rabbine dua eder. İnsanın böyle durumlarda şuuru tam açıktır, gerçekleri daha iyi kavrar. Kişi böyle zamanlarda samimiyetinin farkındadır, Allah’a olan bu yakınlığı çok hoşuna gider. Aslında insan bu anlardaki samimiyetini hayatının her aşamasında sürekli korumak ister.

Ancak Allah insan üzerindeki sıkıntıyı kaldırdığında kişi duasını ve samimiyetini unutur, tekrar başına böyle bir sıkıntı gelinceye kadar o samimiyeti yakalayamaz.

“İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken Bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara Bizi hiç çağırmamış gibi döner-gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir.’’ (Yunus Suresi, 12)

İnsanın Allah’a yakın olmak için illaki sıkıntılı hallerde O’na yönelmesine ve dua etmesine gerek yoktur. Kişi her anında, başına gelen her olayda Rabbine yönelip, şükür içinde olabilir, aczini bilip, kedisine verdiklerinden dolayı dua edebilir. Samimiyetin bir sınırı yoktur. Rabbimiz sonsuz güç ve güzellik sahibidir. Kulunun samimiyeti oranında ahlakından insan üzerinde tecelli ettirebilir. Bu yüzden insanlar bir tek zor anlarında değil, her anlarında Rabbine yakın olmak için dua etmelidirler. Bu, Allah sevgisine daha uygundur.

Kişi Rabbinin sürekli gücünü, yarattığı varlıkların mükemmelliğini, verdiği nimetlerin güzelliğini düşündüğünde, Allah’ı daha iyi takdir edecek ve O’na olan yakınlığını arttıracaktır. Allah’a olan yakınlığı artan kişi ise O’nu daha çok sevecek ve korkacak, güzel ahlak göstermekteki sabrı derinleşecektir.

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.’’ (Bakara Suresi, 164)

İnsan darlık, sıkıntı, yokluk içinde nasıl samimiyetle Allah’a yöneliryorsa, bolluk, refah ve mutluyken de Allah’a yöneldiğinde etrafındaki güzelliklerin daha çok farkında varacak, tüm bunların kendisine Allah’tam bir nimet olduğunu bilmenin şevki ve heyecanını yaşayacaktır. Allah’a karşı samimi olan kişi verdiği nimetlerden dolayı şükrünü daha da arttırır, bu nimetlerin kendisini şımarıklığa sürüklememesi için Allah’a sürekli dua eder ve samimiyetini sürekli kontrol eder.

Samimi insan Allah’ın verdiği nimetleri her an kendisinden alabileceğinin şuurunda olan kişidir. Çünkü Allah insanı hem yoklukla hem de varlıkla deneyecektir. Bu yüzden kişi her halde de aynı güzel ahlakı göstermelidir.

“Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.’’ (Enbiya Suresi, 35)

Her anında Allah’a yönelen kişi, Rabbinin kendisine lütfettiği nimetlere alışkanlık gözüyle bakmaktan şiddetle sakınır. Allah’ın şefkatine, sevgisine layık olamamaktan korkar, davranışlarını her an daha çok mükemmelleştirmek için çaba gösterir. Kişinin bu güzel ahlakı onu her zaman şevkli, neşeli, huzurlu ve mutlu olmasına vesile olur. Güzel ahlakta sabır gösterdiği için Allah bu kulunun her işini kolaylaştırır, zorda da kalsa kalbine huzur ve güven duygusunu indirir. Bu samimi kuluna Allah’ın bir lütfudur.

Bu yazı toplam 1930 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.