Anadoluda Huzur ve İstikrarı Yakalayabilmek
Anadolu ve ön asya denen bölge medeniyetin beşiğidir. İnsanlık tarihinde önemli gelişmeler hep bu bölgeden başlamıştır. Bilinen tarihe göre Anadolu’da mezepotamya bölgesinde Sümerler, Van bölgesinde Urartular, Diyarbakır bölgesinde Artuklular, Anadolunun muhtelif bölgesinde Frikyalılar, Lidyalılar, Etiler(Hititler), Asurlular, Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar, Persler , Selçuklular, Osmanlılar gibi daha nice kavimler- milletler yaşamıştır. Anadolu ve mezepotamya bölgesi tarih boyunca sürekli mücadelelerin kaynağı ve odağı olmuştur. Ülkemizin bulunduğu topraklar tarih boyunca buraya sahip olmak isteyen milletlerin hep iştahını açmıştır. Bunda; stratejik konum, iklim, verimli topraklar, medeniyet merkezi olması, maden sahaları, yaşam şartları, dünya ticaret yolu üzerinde olması gibi çeşitli sebepler etkili olmuştur. Bu gün ülkemizin petrol havzasının hemen üzerinde yer alması, uranyum, toryum, bor, krom , altın vb madenler açısından çok zengin olması, askeri olarak dünyanın en önemli stratejik merkezlerinden bir olması nedeniyle, ülkemiz üzerinde iştahı kabaranların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu bölgeye iştahı olan emperyalist devletler burada her türlü karışıklığı yaratarak iç savaş ayaklanma çıkartarak, kendi arzularını gerçekleştirmek için ellerinden gelen 5. kol ve diğer bozguncu faaliyetleri sahneye koyarak uygulamaktadırlar. Her türlü komplo, entrika, tezgâh bu ülkeler tarafından hazırlanarak uygulamaya konulmaktadır. Tarih boyunca bu olgu, sahne ve oyuncu ve figüranlar değişse de, sürekli tekerrür etmiştir. Anadolu da bu yüzden birçok medeniyet kurulmuş ve savaşlarla bu medeniyetler yok edilmiştir. Sebebi de bu coğrafya her konuda dünyanın en kıymetli ve önemle merkezi olmasıdır.
Anadolu’nun Türklere yurt olmasından sonra, özellikle Osmanlı İmparatorluğunun 6 asırlık hükümranlık dönemde hem Anadolu da hem de Ön Asya da huzur ve istikrar hakim olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun duraklama devrinden itibaren tekrar bu bölge ile ilgili oyunlar tezgaha konularak Osmanlıyı parçalayarak yutma hesapları, planları yapılmıştır. Osmanlının 23 milyom km2 gibi toprağından sadece 778 km2 lik yurdumuz kalmıştır. Emperyalistler bu topraklara da göz dikmiştir. Onların bu iştahları tarih boyunca olduğu hep olmaya devam edecektir. Ancak;bu coğrafyanın huzuru bulmasının yegane yolu, ülkemizin ekonomik ve askeri güç olarak Osmanlı devleti nin güçlü olduğu dönemlerdeki gibi olması gerekmektedir. Devletimiz güçlense de emperyalistlerinin iştahını kesemez. Ancak; özlemini duyduğumuz güç karşısında onların icraları bir netice doğuramaz. Zira güç, oyunu bozacaktır.
Bu kadar önemli bir coğrafyada yaşamanın bedeli ağır olduğunu bilerek kendimizi ona göre hazırlayarak, programlayarak, bir birimizle mücadeleyi bırakarak hep birlikte bu ülkeyi kalkındırarak müreffeh bir refah seviyesini yakalamak hedef olmalıdır. Kalkınma ile birlikte ulaşılacak ekonomik potansiyel ,siyasi ve askeri güç de yaratacağı için düşmanlarımızın hevesi kursağında kalacaktır.Ülkede ve bölgede huzur ve istikrarı sağlamak için milletimizin gücüne açıkça ihtiyaç vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.