Abdullah Güdendede

Abdullah Güdendede

Genç Olmak

Genç Olmak

Yaratılışımızdan bugüne kadar insanlar ‘sosyal bir varlık’ olmalarının bir gereği olarak, belirli yerlerde belirli sürelerle birlikte yaşamışlardır. Çoğu zaman kalabalık nüfuslarıyla Dünya üzerinde devlet adı altında örgütleşmiş bu yapıların altında toplanmış, bu yapıları irade dâhilinde veya gayri iradi olarak belli yaptırım kuvvetleri tanımış veya bu yapıların özleri gereği; kendisine tanıtılmıştır. Bu organizasyonlar zaman içerisinde farklı sosyal niteliklere sahip olmuş, kimi zaman bu niteliklerini değiştirmiş bazen bu nitelikleri sayesinde ayakta kalmış bazen bu nitelikler aracılığıyla tarihin tozlu sayfalarına yollanmışlardır. Bu sosyal yapının içi irdelenecek olursa şüphesiz karşımıza ekonomi, birey, kurum, toplum, sınıf vb. birçok kavram ve kavram grupları gelecektir. Bu kavram ve kavram gruplarını her ne kadar objektif ve nitelik bakımından yeterli bir tasnife gücümüz yetmeyecek olsa da grubun içinde en aktif yapıyı gençlerin oluşturduğu aşikâr bir gerçekliktir... Bu açıdan genç olgusu bizi toplumun önemli bir yapı taşı olan ve o toplumun devamlılığını sağlayan dinamizme götürür. Bu dinamizm; hareketliliği ve sürekliliği içeren bir kavram olmakla beraber aynı zamanda ihya geleneğinin bir vazgeçilmezidir. Bu bakımdan genç olgusu üzerinde ehemmiyetle durmak üzerinde kafa yormak ve en önemlisi bu kavrama ve kavramın sıfat yönünü taşıyan gençlere sabırla yaklaşmak gerekmektedir. Genç olgusu hakkında konuşacaksak eğer konuya bir ön kabulle girmenin ilmi açıdan eksik ama anlamı yakalama açısından doğru bir tavır olduğunu ortadadır. Bu ön kabul; genç -olabilmenin de yetiştirebilmenin de- kolay olmadığını ama zorlu sürecin sonuncunda elde edilenin mükemmel bir haz duygusuyla beraber, mükemmeliyet olduğu gerçeğidir. Bu mükemmeliyet aslında genç kelimesinin sözlük anlamında gizlidir; genç Farsça bir kelime olup Farsçada hazine anlamına gelmektedir. Bunun da ötesinde ‘Genç’ denilince farklı dönemlerde bir birinden farklı onlarca tanım yapılmış, Kimileri biyolojik bir yaklaşımla fiziki zindelik kimileri de sosyal bir nitelendirmeyle yaş sınırları olarak değerlendirilmiştir. Biz bunları ölçüt olarak almak yerine, bir insana genç denmesi için merhum Necip Fazıl’ın ‘Genç’in işlev ve inanç boyutuna dikkat çeken ‘genç ideal ve inançları uğruna fedakârlık yapabilendir.’ tanımını baz almaktayız. Bu tanım genci inandığı şeyler uğruna gözünü kırpmadan muharrik olabilen ses getiren ve/veya götüren(!) vazgeçmesi gerekiyorsa vazgeçebilen, pes etmemesi gerekiyorsa sonuna kadar gidebilen bir karakter üzerinde tanımlamıştır. Bu tanımda ki genç karakterini özellikle diğer tanımlardakilerinden ayıran unsur ‘ruh’udur. Tanım bizi içeriğindeki tefekkür vesileleriyle bilinenin aksi bir sonuca, beden gibi zamanla eskiyen değil, akıl gibi kullanıldıkça yenilenen, ruh gibi hissettikçe kuvvetlenip hayat bulan bir metafora sevk etmektedir.Yukarıdaki tanımlamaların lafzi cazibesi üst düzeyde olduğu kadar reeldeki elde edilebilirliği de bir o kadar meşakkatli ve girifttir. Bu karmaşık yapıdan kurtulabilmek ve neticedeki o mükemmelliğe ulaşabilmek için belki yapılması gereken en temel şey, daha genç kelimesini ağzımıza almadan, kelimeler henüz zihnimizin kıvrımlarında dolaşırken, genç olmaktır. Genç olmayan hiçbir dimağa genci düşünmek yaraşmaz ve yanaşamazdır. Bu noktada Gençten değil ancak genç adayından bahsetmek mümkündür. Bu adayının ilk özelliği öncelikle gönüllü olmasıdır, zorlamayla değil gönlünü koyarak hareket etmesi ve bu gönüllü tavrı toplum, sosyal grup veya nitelikli beraberlikler için değil bilakis kendisi için gösterecek olmasıdır. Genç; ahlak sahibi olmalıdır. Onun asla taviz vermemesi gereken en temel esası budur. Ahlak varlık alanını ancak toplumda bulabilse bile, ahlakın öznel tarafı hiçbir zaman kaybolmamakta, en yalnız ve kimsesiz zamanlarda bile varlığını göstermektedir. Bu bakımdan gencin ahlak sahibi olması demek gence yüklenen yeni bir vasıf yahut modifiye bir fonksiyon değil, bilakis asli bir unsura çekilen dikkatten ibarettir. Daima genç kalabilmek ümidiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdullah Güdendede Arşivi