Bilindiği üzere savaşta güçlü olmak, galip gelmek için elinizde etkili ve son teknolojik silahların bulunması yanında, bunları iyi bir şekilde kullanacak eğitimli, disiplinli ve tecrübeli bir ordunuzun olması büyük önem arz etmektedir. Savaşı sürdürebilmek için silah sanayinizin olması, lojistik desteğinin düzgün bir şekilde devam etmesi yanında, güçlü bir ekonomik yapıya ve üretim gücüne de ihtiyaç olduğu izahtan varestedir.  Ekonomik gücü olmayan ülke silahını kendisi de üretse eldeki mühimmat bitince lojistik desteği sağlayamayacağı için savaşı sürdüremez.

Günümüzün savaşları daha çok vekalet savaşları şeklinde tezahür etmektedir. Örneğin:   ABD ve Fransa gibi ülkeler  başta olmak üzere  batılı ülkeler,  PKK, PYD,  DEAŞ gibi oluşumları destekleyerek  güneyimizde Kürt devleti kurdurmak ve Akdeniz'e paralel  bir koridor açmak için uğraşmakta ülkemizi 40 senedir meşgul etmektedir.

Geçmişte; ABD  Irak’ı   önce İran’la savaştırmış, savaş sonunda da kayıplarını telafi edersin diye teşvik ederek Kuveyt’i işgal ettirmiştir.  Kuveyt’in işgalinden sonra ABD  Saddam’a  işgali kaldırması için baskı yapmaya başlamış, Saddam  gurur vesilesi yaparak işgalden vazgeçmeyince; buna bahane ederek, Irak’ı işgal etmiştir. Irak’ta örgütlenen FETÖ benzeri keşnişzade örgütünün oluşturduğu cumhuriyet muhafızları ordusu direnmeden ABD'ye teslim olduğu için Irak’ın işgali zor olmamıştır. Irak lideri yaptığı hatayı canı ile ödemiştir.

Rusya Afganistan’ı işgale kalkmış, başta ABD olmak üzere, Türkiye, Pakistan, AB ülkeleri ve bazı ülkeler Afganistan’a yardım ederek işgalin gerçekleşmesini önlemiş, uzun süren bu savaşta Rusya’nın  güç kaybetmesi sonucu SSCB'nin   dağılmasına sebep olmuştur.

Bugün Rusya Ukrayna’nın bazı bölgelerini işgal ederek kendisine ilhak etmesine rağmen, Ukrayna’nın savaşma kabiliyetini kıramamıştır. Savaş yaklaşık 1000 km'lik geniş bir alanda devam etmektedir. Ukrayna, batılı ülkelerden gönderilen silah, mühimmat ve lojistik yardımlar nedeniyle kaybettiği toprakları almaya uğraşmaktadır. Rusya,  Herson bölgesinde geri çekilmek durumunda kalmıştır. Ukrayna’da yaşanan savaşta vekalet savaşıdır. Amerika, Rusya ile Ukrayna’yı savaştırarak Rusya’yı  ekonomik olarak çökertmek istemektedir. Yem olarak ta Ukrayna’yı kullanmaktadır. Savaşta Ukrayna ülkesi harap olmuş durumdadır. Rusya Ukrayna’nın direncini kırmak için yaşam şartlarını ortadan kaldıracak, zorlaştıracak sivil hedeflere saldırılar yapmaya başlamıştır. Su elektrik, doğalgaz, petrol, ulaşım gibi tesisleri vurarak kış şartlarında Ukrayna’yı yaşanmaz hale getirmeye çalışmaktadır.  Rusya ABD nin oyununa gelmemek için savaşta önce uzun süre dayanacak bir hazırlık dönemi yaşamıştır. Kendisine uygulanan ambargolara karşı petrol ve doğalgaz silahını iyi  bir şekilde kullanmaktadır.

Bugün ülkemizin dört bir yanı kuşatılmaya başlanmıştır. Akdeniz ve Ege Denizinde Yunanistan la sorun yaşamaktayız. Yunanistan başta ABD, Fransa ve diğer bazı AB ülkelerinin kışkırtması sonucu onlardan aldığı güçle ülkemizi tahrik etmektedir. Yunanistan, ekonomik çöküntü içinde olmasına rağmen; aşırı bir silahlanma yarışına girmiştir. Allah vermesin Yunanistan’la ülkemiz arasında bir savaş çıkarsa; sahada Yunanistan’la savaşmakla birlikte, perde arkasında, işbirlikçileri ABD, Fransa ve bazı AB ülkeleri olacağından, bu ülkelerle savaşılacaktır. Savaş normal bir savaş olmayıp vekalet savaşı olacaktır. Yunanistan’ın kışkırtılmasının sebebi başta ABD ve Fransa gibi ülkelerin Doğu Akdeniz’de ve Ege Denizindeki petrol ve doğalgaz kaynaklarına el koymaktır. Ülkemiz daracık bir koridora sıkıştırarak hapsedilmek istenmektedir.

Ülkemizin savaş sanayisinde yerlilik oranı artmasına rağmen; halen: Uçak, hava savunma sistemi vb gibi ihtiyaçları bulunmaktadır. Elektronik savaş konusunda savunma sanayinden güzel haberler alıyoruz. Savaş sanayimizi % 100 yerli yapmak, tarımda kendimize yeterli olmak ve sınai kalkınmamızı tamamlayarak güçlü bir ekonomiye ihtiyaç vardır. Ülkemizin savaşma kabiliyetini güçlendirmek içinde şehirlerde, kırsal kesimde güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi ile elektriğimizi, dolayısıyla havanın rutubetinden, buharından suyumuzu elde ederek ordumuzun arkasında bir güç olarak durmaya devam etmek zorundayız. Savaşların can damarı seferdeki orduyu destekleyecek çalışan  diri bir ülke varlığıdır.

Savaşlar yukarıda saymaya çalıştığımız özellikler yanında, taktik, baskın, cesaret, azimle ve kararlılıkla kazanılır. Bizim inancımızda vatan namustur. İnsanımız namusunu ve vatanını korumak için canını ortaya koymaktadır. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, eğer  toprak uğrunda ölen varsa vatandır.

Günümüzde ortamın  her gün biraz daha kızışmaya başladığını da dikkate alarak bir oldu bittiye gelmemek açısından,  barışta sürekli olarak,  savaşa hazır olacak şekilde ordumuzu ve insanımızı örgütlemek ve organize etmemiz gerekir. Hazırlıksız yakalanan bir savaş kaybetme riskini artırır.  Atalar su uyur düşman uyumaz diye boşuna söylememiştir.