Nilgün Güney

Nilgün Güney

Samimiyetsiz Yaşanan Din

Samimiyetsiz Yaşanan Din

 

Ayetini bilen Müslüman sözlerinde ve davranışlarında asla kendine beğendirme psikolojisi içine girmez. Konuşamlarında samimi, tavırlarında içtendir. Hiçbir dünyevi beklenti içinde olmadığından daima iyiliği anlatıp, kötülükten meneder.

Allah korkusu zayıf bazı insanlar belki oruç, namaz, zekat gibi ibadetlerin taklidini yapıp inanları kandırabileceklerini sanırlar ancak samimiyetin taklidini yapamazlar.

Allah korkusunu ve Allah sevgisini derin yaşamayan insanlar, Rablerine karşı birtakım zanlar içinde olduklarından, O’nu hoşnut etmek yerine, dünyevi çıkarılarının olduğu insanları hoşnut etmeye çalışırlar. Bundan dolayı, karşılarındaki insana sürekli kendilerini beğendirme çabası içindedirler. Bu onları yapmacık tavırlara, samimiyetsiz konuşmalara iter. Aslında karşısındaki kişi de bunun farkındadır. Ancak o da, Rabbine çok bağlı olmadığı için, aynı samimiyetsizlikle kendisine yapılan bu tavırları makul karşılar.

Bu yapmacık tavırlar, insanları birbirlerine karşı güvensizliğini de meydana getirir. Çünkü samimi davranmayan kişi, çıkarıyla çatıştığı anda, arkadaşını, eşini, patronunu… bırakıp, menfaatine uygun tarafı seçebilir. Yine çıkarı için yalan söyleyip, her türlü sahtekarlığı yapabilir. Bu güvensizlik ortamı aslında Rabbimizin kullarına bir hatırlatmasıdır. Allah’tan yüz çeviren bu kişiler asla istedikleri huzuru ve güveni yaşayamazlar. Çünkü Allah bu kişileri bu duygulardan uzak tutmaktadır. Rabbinin rızasını değil de, insanların rızasını gözeten bu kişilerin durumunu Allah bir ayetinde şöyle haber vermiştir:

“Allah'ı birleyen (Hanif)ler olarak, O'na (hiçbir) ortak koşmaksızın. Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir.’’ (Hac Suresi, 31)

Dindar olarak bilinen bazı insanlarda yapmacık tavırlarda bulunabilirler. Gösteriş olsun diye namaz kılıp, fakirlere yardım edebilirler. Böyle insanlar genelde yaptıklarının bilinmesi için, ya yaptıklarını anlatırlar yada gösteriş yapacakları yerde ibadetlerini yaparlarken, kendi başlarına kaldıklarında ibadetlerinde titizlik göstermezler. Bu insanların durumunu Rabbimiz bir ayetinde şöyle bildirmiştir:

“İşte (şu) namaz kılanların vay haline, Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar, Onlar gösteriş yapmaktadırlar.’’ (Ma'un Suresi,4- 6)

Ancak Müslümanlar Allah’ın izniyle bu tür insanların samimiyetsizliklerini hemen farkederler. Bir insan namazın, orucun, zekatın taklidini yapabilir ancak, Allah’a teslim olmanın getirdiği huzurlu, mutmain, dengeli bir insanın ruh halini taklit edemez. Konuşmalarındaki tedirginlik, korkular ve nefsi ön plana çıkaran üslup bu insanları belli eden özelliklerdir.

"Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından tanırsın. Andolsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Allah, amellerinizi bilir." (Muhammed Suresi, 30)

Bu insanların samimiyetsiz tavırlarından kurtulmaları Allah’ın izniyle çok kolaydır. Allah korkusunu ve Allah sevgisini arttırmaya çalışarak, yaptıklarından sadece Rabbine hesap vereceğini bilerek hareket eden kişi, asla böyle bir samimiyetsizliğin içine düşmez. İnsanlar çocukluk yaşlarından itibaren bu samimiyetsiz tavırların telkiniyle yetişirler. Yıllardır beyne yerleşmiş olan bu tavırlar, Allah’a yapılan samimi ve içten bir dua ile hemen kaybolur. Tabii kişinin bu yönde fiili dua da yapması şarttır. İnsan samimi olmaya niyet ettiğinde, Rabbi kendini destekleyecektir. Çünkü Allah dünyayı bir imtihan ortamı olarak yaratmıştır ve Kendine yönelen kulları için, her zorlukla beraber bir kolaylık kılmıştır.

“Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.’’ (İnşirah Suresi, 5-6)

“… Kim Allah'tan korkup-sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir.’’ (Talak Suresi, 4)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi