Aynı gün Sayın Orhan Ağaçlıyı ziyaret eden oda başkanları kendilerine Aksaray-ı tanıtımda emekleri olduğu için bir plaketle ödüllendirdiler. Daha sonra bir buçuk saate yakın sohbetimiz oldu, bu sohbette o kadar güzel konular görüşüldü ki inanın bazı bilmediğim konuları da bu vesile ile öğrenmiş oldum. Bu sohbetten bazılarını sizlerle paylaşayım.

Tarım platformundan Kırmızı et üreticileri birliği başkanı Hamit Özkök, Ziraat odası Başkanı Emin Koçak, Koyun ve Keçi Birliği başkanı Mahmut Aktürk, Ziraat Mühendisleri Birliği Başkanı Şaban Çiftçi, Başkan yardımcısı Mustafa Kaya ve ben ikindiüstü Sayın Orhan Ağaçlıyı ziyaret ettik. Platform üyeleri önce Sayın Ağaçlıya şehrimizin tanıtımına katkıda bulunması nedeni ile şehrimizin tarihi ve tarımını simgeleyen bir pano ve bir plaketle onurlandırdılar.

Bizi kapıda karşılayan Ağaçlı her zaman olduğu gibi bir terbiye ve nezaketle sıcakkanlı bir şekilde bizi misafir ederek özel bölümde birlikte oturduk. Her misafirine yaptığı güzel ikramlarını yaptıktan sonra bana sitemde bulundu, “ çoktandır görüşmüyoruz gelip gitmiyorsun” diye. Hakikaten de çoktandır kendisini uzun zamandır ziyaret edip o güzel sohbetlerinden istifade etmiyordum. Hatta kendisinin hatıralarını kayıt altına alarak kamuoyu ile paylaşılmak üzere bir televizyon belgeseli çekme teklifi etmiştim, bu teklifimi yeniledim kendisi bu sefer kabul etti.

Ancak beni konuşturmanız lazım ben biraz unutkanım dedikten sonra; “ ben bu söyleşiyi rahmetli Mahir ağabey (hoca) ve Turgut Yiğidim falan birlikte yapalım diye düşünmüştüm nasip olmadı rahmetlinin sağlığı elvermedi. Rahmetli Mahir ağabey çok zeki ve unutkan değildi, bir gün sordum ağabey bunca hatıraları o günü yaşıyor gibi anlatıyorsun bir yerlere not mu ettin de yazıyorsun dediğimde, Hocam aynen şunu dedi, “hiçbirisini not etmiyorum bugünkü gibi hafızamda” derdi. Onun için o yaşına rağmen mükemmel bir zekâya sahip olan hocamla beraber düşünmüştüm olmadı” dedi.

Kendisinin tesisler ile ilgili düşüncesini sorduğumuzda, “babası ile ayrıldıktan sonra bu işe başladığını. Ancak çok büyük bir ticari kafaya sahip olduğu için Babasının kendisini ayırmak istemediğini, ama ısrarla ayrılıp kendi başına iş yapma düşüncesinde olduğunu. Babasından aldığı sermaye ile önce birçok Avrupa ülkesini gezdiğini buralarda inceleme yaptığını ve daha sonra neden Avrupa da bu tesisler varda bizde yok düşüncesi ile tesis kurmaya karar verdiğini” anlattı.

“Ben ilimizi düşündüğüm için bu tesisi kurdum, bu tesisi Aksaray’a değil de başka bir yere kursa idim daha çok kazanırdım” derken,” mesele kurmak değil önemli olan işleterek yaşatmaktır” dedi.

“Ülkemizin çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, ev alma komşu al misali maalesef çok nadir dost komşularımız var. Herkes bir taraf dan ülkemiz aleyhinde çalışma yapıyor. Türkü, kürdü, alevisi, Çerkezci vesairesi ile birlikte bu ülkeyi ayakta tutmuşuz. Adam Kürt diye dışlayabilirmisiniz, önemli olan bu ülkenin vatandaşı olarak ülkesine sahip çıkması. Zaten PKK örgütünün maneviyatla dinle alakası yok, Müslüman kesim onları bölgelerinde de kabul etmiyor. Allah Başbakanımıza sağlık sıhhat versin, dün bize vize uygulamayan ülke yoktu. Bugün bu hükümet tarafından 70 ülkede vize kalkmış.

1960 yılında Avrupa’ya gittiğimizde vize mize yoktu, ben bir başka ülkede iken biraz dolaşalım derken farkında olmayarak Almanya’ya geçmişim bu kadar serbestti. Menderes olsa idi çok daha farklı değişimler olacaktı Allah rahmet etsin ömrü kifayet etmedi.”

Veteriner Fakültesi için kendisinden destek istendiğinde, “ benim üzerime ne düşerse yapmaya hazırım. Konu Ankara’ya gitsin her desteği veririm, Aksaray yararlı işlerin yanında olduğumu bilin” derken. Bir yaraya parmak basması ise içimi cız ettirdi. Bunu Milletvekili Ali Rıza Alaboyun dan da duymuştum. Orhan amca neden Kırşehir’e Tıp Fakültesi izni verildi de Aksaray’a verilmedi meselesi gündeme gelince; “ Dorikin civarında yerler ayrıldı, Hacettepe Üniversitesinde Milletvekilleri, giden Rektör, ben, Hacettepe Üniversitesi Rektörü ve bazı kimseler Tıp Fakültesinin açılması için çalışmalar yapıldı ve kesin sözü alında ama adını söyleyemeyeceğim bir kişi tarafından engellendi” dedi. Bende bu ismi biliyorum ama şimdilik açıklamak istemiyorum, anladım ki nüfus sayısı falan hikâye imiş. Mesele bir kişinin ihtirası nedeni ile Tıp Fakültesi Aksaray’dan kaçmış.

Efendim o kadar çok şey konuştuk ki, inanın buraya sığması çok zor. Orhan amca o gün formunda idi, umarım bir formunda olduğu günde kendisi ile belgesel çeker sizlerle paylaşırım.