TEVEKKÜLE ENGEL BİR AHLAK; BÜYÜKLENME

 

 Çünkü büyüklenen insanlar, kendi benliklerini Allah’tan bağımsız olarak düşünmekte ve hareket etmektedirler. Başarılarını yada yeteneklerini kendilerinden bilmekte ve her defasında çevrelerine bunu hissettirmeye çalışmaktadırlar.

Yine büyüklenen insanlar, sahip oldukları gereksiz gururlarından ötürü sevmeyi de bilmez, çevrelerindeki insanlarla güçlü bir dostluk bağı kuramazlar. İnsanlarla güzel şeyleri paylaşamaz, iltifat etmenin hazzını tadamazlar. Menfaatlerine ağır gelen bir konuda hemen çevrelerindeki insanları terk eder, gönül olmayı bilmezler. Bu yüzden arkadaş sahibi olamaz, genelde kendilerini yalnız hissederler. Çevrelerindeki insanlar da bu kişilerin yanında kendileri rahat hissedemezler.

Büyüklük gururuna sahip olan insanların çekindikleri bir konu da, hata yapma korkusudur. Bu insanlar, bedenlerini ve akıllarını sahiplendiklerinden hata yaptıklarında hırçınlaşır, bunalıma girerler. Hatalarından dolayı uyarıldıklarında ise kavgacı bir ruh haline bürünürler. Çünkü bu insanlar için hata yapmak, küçük düşürücü bir konudur. Bu yüzden hata yapmamak için kasılır, rahat ve içlerinden geldiği gibi hareket edemezler.

İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. (Lokman Suresi, 18)

Büyüklenen insanların hazzını yaşayamadıkları diğer bir konu da tevekküldür. Tevekkül, insanın kendini Allah’a teslim etmesinden kaynaklanan bir ruh halidir. Allah’tan inananlara bir rahmettir. Allah’a tevekkül eden insan, hayatının her anından zevk almasını bilir. Allah’ın yarattığı her olaya hayır ve hikmet gözü ile bakar. Tüm bunların ötesinde kişi, tevekkül ile Allah’a olan sevgisini göstermiş olur.

Tevekkülü yaşayan kişi, Allah’ın izniyle her işinde bereketi yaşar, sorunlarına çok kolay çözüm bulabilir. Allah’a teslim olamayan insanlar ise, O’na güvenip-dayanmadıkları için yaşadıkları her olayda sıkılacakları, içinden çıkamayacakları bir konu bulabilirler. Yaşadıkları olayların hayır yanlarını göremediklerinden, küçücük olayları dahi büyütür, çözümsüzlüğe götürürler. Başlarına olumsuz olaylar gelmese dahi, sanki olumsuz bir şey olacakmış hissine kapılır, gereksiz bir telaşın içine girerler. Kaderi anlayamadıkları için, yaşadıkları olumsuzlukları kendilerinin çözeceklerini zanneder, sıkıntıya girerler. Elbette inanan insan, başına gelen olumsuzmuş gibi görünen olaylarda tedbirler almalıdır. Ancak aldığı tedbirleri de, işin sonucunu da Allah yaratmaktadır. Müslüman, bunun bilinci ile olaylara baktığında tevekkülü yaşayabilir.

De ki: Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler. (Tevbe Suresi, 51)

Büyüklük gururu daha burada saymadığım birçok olumsuzluk meydana getirmektedir. İnsanın bu ahlaktan kurtulabilmesinin tek yolu Allah’ı tanıması, O’na güvenmesi ve Kuran ahlakını benimsemesidir. İnsan, dünyaya imtihan için geldiğini; bolluk ve darlık, güzellik ve çirkinlik, hastalık ve sağlık vs. deneneceğini iyi idrak etmelidir. Bunun bilincinde olan bir insan, Allah’ın izni ile her durumda yaşadıklarından razı olur. Allah’ı sevdiği için, kendisine verilen her nimet güzelliğe dönüşür.

Bu yazı toplam 1662 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.