YAMALI PANTOLON

 

Kasette anılar, türküler ve anaları ağlatmak için özel hazırlanmış ağıtların hepsi mevcuttu. Onca arabesk türkü, anlatılan çocukluk anısı ve ağıttan aklımda iki cümle kalmış:

“Burası Karamancı’ların boğazı, burada geçirdik baharı yazı.”

”Ne pantolonlar giydim dizi yamalı, beni nöbete yolladılar beli kamalı.”

Yamalı pantolon, Anadolu insanında tutumluluğunun hazin bir yansımasıdır resimlere.

Çocukluğunda yamalı pantolon giyenlerdenim. Sadece yamalı pantolon mu? Elbette değil, yamalı yemeni, yamalı göynek, yamalı çorap…

Yama o kadar yaygındı ki, ulama diye yüzlerce yamadan oluşan bir örtü bile yapmışlardı. Torosların güney yamaçlarında ulama rengârenk elbiselerin eskilerini değerlendirmek ve geri dönüşümlerini sağlamak için yapılmış olsa da, ulamayı öyle önüne gelen kesip dikemezdi. Renklerin birbiriyle olan uyumundan asimetrik kesim şekline, ebatlarından kullanılan malzemenin birbiriyle olan uyumuna kadar hepsinin incelikle hesaplanması gerekirdi. Bu işi öğrenmek için bu konuda uzmanlaşmış yaşlı kadınlardan fırça yeme pahasına ders alırlardı genç kızlar ve taze gelinler.

Çocukluğumuzda pantolonlarımız arka kısım, sağ ve sol diz olmak üzere üç noktadan yıpranır, analarımız da o noktalara pantolonun rengine ve kumaşına uygun yamalar yapardı. Kapan kurarken, karda kayarken, ağaçlara çıkıp motosiklete bindiğimizi zannederken, hep o noktalar yıpranır ve yamanırdı.

Bir de lastik ayakkabılarımıza yama yapardık; ama bu kez yamayı kimselere bırakmaz, kendimiz yapardık.

Lastik ayakkabılara, “yemeni” derdik.

Kara lastik yama tutmaz; fakat çıltılıya elli yama vursan bana mısın demezdi.

Kız çocukları yeşil ve pembe renkte plastik yemeniler giyerken, biz erkekler mavi ya da siyah Akdeniz marka yemeniler giyerdik genellikle. Akdeniz yemenisinin kenarları çok keskin olur, çorap giyilmediğinde ayakları keserdi.

Çorap giymeyen çocuklara, analarından daha iyi söz tuttururlardı.

Yemeniye yama vurmanın da şartları vardı elbet. Bu işlem için öncelikle odun ateşi, bir parça yemeni eskisi ve cetvel biçiminde bir demir çubuk ya da tımlı parçası gerekirdi.

Ateşin közünde kıpkırmızı olan tımlıyı bir bez parçası yardımıyla tutup, daha önceden yamanacak kısım için ayarlanan eski yemeni parçasıyla yemeninin yırtık kısmının tam birleşme noktasında tımlıyı araya sokunca çok keskin bir plastik kokusu gelir, demir çubuğun iki parça arasından çekilmesiyle de yama güzelce yapışırdı.

Üstten alttan düzeltmeleri tamamlanan yemeni, soğutulduktan sonra giyilmeye hazır hale gelirdi.

Bu yazı toplam 2813 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.