28 Şubat Korkusu Silindi Mi?

 6 ay ceza aldım bereket versin Rahşan affı denk geldi de paçayı yırttık. Neydi o günler, hukuk devletinden dem vuranlara soruyorum şu aşağıya yazacaklarımdan dolayı nasıl hukuk devletinden bahsedebiliriz?

        O dönemin YÖK Başkanını bilmeyen var mı? Hemen söyleyeyim Kemal Gürüz, şimdi ki YÖK Başkanını bilen var mı ilgisi olmayanların bilmesi mümkün değil. Vallahi ben bu yazıyı yazarken internetten baktım öğrendim. Öğrenemezsiniz çünkü şimdi herkes işi ile meşgul, ikide bir çıkıp devlete kafa tutar beyan ve açıklamalar yaparak devlet içinde devlet olursanız sizi herkes tanır. Asıl görevinizi bırakıp ülkede kargaşa çıkarmakla ile uğraşırsanız sizi herkes tanır.

     Şimdiki Yargıtay Başsavcısının adını bilen var mı? Nereden bileceksiniz adam işi ile meşgul. Eski savcıyı bilen var mı nasıl bilmezsiniz belleğinize terleşmiştir. Sabih Kanadoğlu ve Vural Savaşı bilmeyen mi var. Adamlar ikide bir parti kapatma davaları ve Başbakan yargılaması dosyası hazırlar. Seçilmiş kişilere kafa tutarak onlar hakkında açıklamalar yaparak davalar açarsa elbette tanırsınız.

      Genel Kurmay Başkanı dışında diğer komutanların adını bilen var mı? Nereden bileceksiniz herkes işi ile meşgul. Ya eski komutanların tamamını bilmeyen var mı? Nasıl bilmezsiniz ikide bir muhtıra yazarlar ve hükümeti uyarırlar, devletin idaresinden ellerini çekmezler.

        Nasıl bir iş ki, kimse asıl görevini yapmayıp başka işlerle uğraşıp seçtiğimiz insanları hiçe sayarak devlet idaresini perde arkasından idare ederler. Eğer idare ettirmezseniz, hemen el altından namlunun ucunu gösteriverirler. Yâda Sincan da tankları yürütüp, irtica hortluyor diye yaygara yaptırarak tezgâhlar kurdurarak ihtilala zemin hazırlarlar. Hele bir iki sahte şeyh Ali Kalkancı Emine şahin buluverirlerse iş daha da kolay olur.

        Allah aşkına mecliste dinlenen 28 Şubat sürecindeki insanların beyanlarını dinleyince inanın tüylerim diken diken oluyor. Nasıl bir demokratik ülke imişiz ki, herkes belli kesime alet olup hizmet etmişler. Vurduğun vurduk, kıldığın kırdık bir düzen yaşanmış.

      Bir örnek vereyim, 28 Şubat sürecinde, valiliklerde 7 kişilik bir ekip kurarak her 15 günde dini vakıf, cemaatler ve okullar denetlendi. Bu denetlenenler içinde bende varım o dönem vakıf başkanıyım. Hiçbir faaliyetimiz yok, zaten yapmaya da cesaretimiz yok. Bir bakmışın denetlemeye gelmişler, hiçbir şey bulamayınca Vakfın resmi mührü yok. Para toplama kanununa muhalefet ediyorsunuz, izinsiz para topluyorsunuz. Vakıfların resmi mühür yaptırma gibi bir durumu yok resmi daire değil muhtarlık değil. Vakıflar kanununda böyle bir şey yok, mührünüz niye yok hemen tutanak.

       Dışarıda para toplamanız zaten imkânsız, vakıfların verdiği makbuz dışında bir makbuz kullanmanız zaten mümkün değil. Hadi sizi doğru mahkemeye verirler, vakıflar kanununu gösterirsin kanunu kimse tanımaz onlar daha iyi bilir. Mesele üzüm yemek değil bağcı dövmek, mesele sindirmek ve vakıfları kapatmak. Bu tür kıl kendir meseleden dolayı 4 yıl mahkemeye gidip geldim.

      Hâkim beye en sonunda dedim ki: “ efendim ben bir memurum buraya gelip gitmekten utanır oldum, ya ceza verin yâda berat edin de gideyim” teklifinde bulundum. İyice arkadaş olduğumuz hâkim bey bana dedi ki; “ vakfı kapatırsan seni berat ederim, aslında bende usandım”  dedi. Sonra bana 6 ay ceza verdi. Allahtan Rahşan affı çıktıda paçayı yırttık.

       Allah aşkına şimdi bu vakıflar yok mu? Kime ne zararları var, ülkenin geleceğini tehlikeye atacak ne gibi faaliyetleri var? Allah şahidim, devlete güvenim sarsılmıştı, ha bugün bir iftiraya yâda bir gerekçeye maruz kalacağım diye bundan üç yıl öncesine kadar endişe ile yaşadık. Telefonumuz dinleniyor, tanımadığınız sivil askeriler sizi bazı tanıdıklarınızdan sürekli soruşturuyor. Arabanıza bir şey konmasından korkuyorsunuz, cebinize bir şey konmasından yani her şeyden korkuyorsunuz. Canınız gibi sevdiğiniz vatanınızda adam gibi yaşamaktan korkar hale gelmiştik. Sanki korku devletinde yaşıyorsunuz, etrafınızdan ve çevreden endişe eder bir durum vardı.

     Bugün Demokrasiden dem vuranların kulakları çınlasın, dün bizlere demokrasi yok mu idi? Kimin tavuğuna kış demiştik, suçumuz inançlarımızın gereğini yerine getirmek mi idi? Bu ülke için hayatını ortaya koyacak insanlarız, vatanınızı bu kadar severken vatan düşmanı gibi görüntülenmek kadar zor bir şey yok. Herkesin fişlendiği ve dinlendiği bir dönem yaşadık, şükür kimse bir şey bulamadı. Onun için 28 Şubattan nefret ediyorum herkes işi ile meşgul olup, kendi işine baksın.

Bu yazı toplam 1520 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.