Mehmet Emin Parlaktürk

Mehmet Emin Parlaktürk

Adaletin şaşmaz ölçüsü: Ödül ve ceza

Adaletin şaşmaz ölçüsü: Ödül ve ceza

ÖZGÜRÜZ AMA BAŞIBOŞ DEĞİLİZ

De ki: “Gerçek, Rabbinizden (gelen)dir. Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." (Kehf,29)

Evet, özgürüz. Aklımız ve irademiz var. Söz ve davranışlarımızda, hür irademizi dilediğiniz gibi kullanabiliriz. Lakin, Bu serbestiyet bize, canlı cansız hiçbir varlığa kötülük yapma, zarar verme hakkı tanımaz. Böyle yaparsak zalimlerden oluruz. Bu da cezasız kalmaz: "Biz, ZALİMLERE öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Susuzluktan imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!..” (Kehf,29)

Ya sorumlu davrananlar?..

Özgürlüğünün sınırını bilip faydalı işler yapanlar?..

Onlar da elbette ödülsüz kalmayacak: "Allah’ın ayetlerine yürekten İMAN eden ve bu imanın gereği olarak GÜZEL ve YARARLI davranışlar ortaya koyanlara gelince; İyilik yapanların emeklerini elbette boşa çıkarmayacağız." (Kehf,30) Dahası...

Ödül sağanağı var: "İşte ayaklarının altından ırmakların aktığı ve mutluluğun üretildiği merkezler olan Adn cennetlerini böyleleri için hazırladık. Orada onlara altın künyeler-bilezikler takılacak; dahası ince ve kalın ipekten sırmalı yeşil elbiseler giyerek oradaki tahtlara (krallar gibi) kurulacaklar: Ne güzel bir ödül ve ne hoş bir konaktır orası..." (Kehf,31).

Ceza ve ödül, adaletin gereğidir. Bunlarsız hiçbir sistem olmaz. Allah'ın sistemi de bu adalet üzeredir. İnsanlar: "Bunlardan haberimiz yok" demesinler diye, Yüce Allah ayetlerini açık açık anlatıyor. Ey Allah'ım! Sana hakkıyla iman edip razı olacağın işleri yapmayı, böylece dünyada da ahirette de kazananlardan olmayı bizlere nasip eyle!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Emin Parlaktürk Arşivi