Erdoğan Kaya

Erdoğan Kaya

“Bayrağımızla bölücülük yapmak “

“Bayrağımızla bölücülük yapmak “

        İlimizin sakin ve terör olaylarından uzak kardeşlik içinde yaşadığımızı söylememiz bile bazılarını rahatsız etmişti. Hatta bu ülke ve bayrak düşmanlarına neden destek oldunuz diyenler vardı. Aksine ben birisi dışında olumsuz olanı görmedim.

      Akil insanlar içinde bulunan Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hilal Kaplan Perşembe günkü yazısında bu ithamlara çok içerlemiş olmalı ki, konuyla ilgili bir yazıyı kaleme almış. Bende bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum.                            

    Secde dışında hiçbir şeye alnını koymayan ben,  bayrağımızı çekinmeden öpüp alnıma koyarım. Neden? Çünkü o ay yıldızlı bayrak, her şeyden evvel İslâm'ın bayrağıdır. Adımı aldığım hilâl, Allah'ı; onun merkezindeki yıldız ise Hz. Peygamber'i (s.a.v.) temsil eder. Pek çok İslâm devletinin bayrağında bu simgelere rastlayışımız da bundandır.

     Gençlerimizin laik devlet adına değil, İslâm'ı temsil eden o bayrak adına bu dünyadan feragat ettiğine ve şehâdet mertebesine eriştiğine inanırız

    Çünkü ne kadar bastırılmaya çalışılırsa çalışılsın, bu topraklar İslâm toprağı, bu bayrak da İslâm bayrağıdır. O yüzden bayrağımız Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Arap demeksizin bu ülkede yaşayan ve Millî Mücadele'yi yürüten Birinci Meclis'te Mustafa Kemal’in dediği gibi 'anasır-ı İslâmiye'yi, yani İslâm unsurlarını temsil eder.

Bu sebepten ötürü, sözde bölücülüğü engelleyeceğim diye hepimizin kıymetlisi bayrakla üzerimize yürüyenler esas bölücü fiili işlemektedirler.

      Ay yıldızlı al bayrak, 1844'te 'Osmanlı Bayrağı' olarak kabul edildiğinde de, Millî Mücadele yıllarında Bediüzzaman Said Nursî gibi alimlerimiz başta olmak üzere millet tarafından 'İstiklâl Bayrağı' olarak tanımlandığında da, Cumhuriyeti kuran bürokratik oligarşinin laikliği anayasaya soktuğu yıl adını 'Türk Bayrağı' koyduğunda da aynı şeyi temsil ediyordu.

     İstiklâl Mahkemeleri'nde hocalarımızın asılmasına hükmedenler, bu korkunç fiili bayrağımızın önünde işlediler.

     Yassıada Mahkemeleri'nde halkın seçtiği Başbakan Menderes ve bakanların ölüm fermanını da bayrağımızın önünde imzaladılar.

      1971 ve 1980 darbesinde gençlerimizin idamına karar verenler veyahut onlara işkence edenler de bayrağımızı kendilerine siper etmişlerdi.

      28 Şubat'tan 27 Nisan'a kadar Cumhuriyet Mitingleri'nde başörtülü kadınların üzerine de yine bayrağımızla yürümüşlerdi.

       Lâkin bu çirkin fiillerin hepsi, o bayrağın üzerine bir toz bile konduramadı, anlamını aşındıramadı. O yüzden merak buyurmayın, bayrağımızın anlamını siz de aşındıramayacaksınız.

       Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü temsil eden bayrak, bizleri bayrak üzerinden bölüp dışlamak isteyenlere rağmen birlik ve bütünlüğün temsili olarak dalgalanmaya devam edecektir.”

       Bu yazının altına imzamı atarım, sürece destek olmamız nedeni ile bize de saldıranlar var. Bayrak ve ülkem için canımı feda edecek kadar ülke Sevdalısıyım. Bayrağımı ve ülkemi canım kadar seviyorum bunu içtenlikle de söylüyorum. Vatansız ve bayraksız bir ülkede düşünemiyorum. Bayrağımıza kim saldırıyorsa soysuzun ve şerefsizin ta kendisidir.

       Dün bayrağımızın yerine Leninin, Marksın resimleri ile kızıl bayraklar taşıyanlar bize bayrak sevgisinden bahsedemezler. Mustafa Kemalin adını anmayıp komünist liderlere sarılanlar kızıl duvarlar yıkılınca kemalizim ismi altına sığınanlar bize Mustafa Kemal savunuculuğu yapamaz. 23 Nisana da bile işyerine bayrak asmayanlar bize bayrak dersi veremez. O bizim her şeyimiz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdoğan Kaya Arşivi