Ben oyunu canlı değilde bantdan izledim. Aslında Sayın Başkanda izlemiş izlediğini bilsem canlı izlerdim. Ben oyundan kısaca bahsedip burada bir oyuncu var Nadir Ergün ben asıl bu oyuncudan bahsedeceğim. Geçmişte iki ayrı dönem beraber çalıştığım ve muhafaza etmek için kendimi feda etiğim bir kardeşimiz. Onun için kendimi siper etmekle ne kadar iyi ettiğmi şimdi daha iyi anlıyorum. Sayın Başkan oyun sonunda yaptığı konuşmada, “ amatör ruhla hazırlanmış bir oyun” diye bahsetti. Aslında bu oyun amatör ruhlada olsa profosyönelce ortaya konan bir oyun. Bu oyunu tiyatro oyuncularından da güzel oynayan kendi çocuklarımıza teşekkür ediyorum. Ahmet Er döneminde Basın Yayın Kültür ve Turizm Müdürü idim, Memiş Akın döneminden kalma bazı personeller vardı. Tabi CHP iktidarı döneminden kalma elamanlar yeni gelmiş muhafazakar bir iktidara uygun değil. Bir süre beraber çalışıp kendisini çok yetenekli gördüğüm Nadir Ergün işinin erbabı ve tam benim birmin elamanı. Bir duydum bu arkadaş dışarı işleri için başka birimlere verilmek isteniyor. Sayın Er’le görüşüp mani oldum. Sağolsun Başkan beni kırmadı Ergünü bıraktı. Nadir Bey o kadar yetenekli bir arkadaş ki, yeri geldiğinde 10 personele bedel, üretir, çalışır ve aldığı görevi yerine getirir. Biz Sayın Ahmet Er döneminde bir yıl içinde kendi elemanlarımızla üç tane çok önemli tiyatro oyununu hazırlayıp sahneledik. Tabi bunun başında Nadir bey vardı gece gündüz mesai mefhumu demeden çalıştı ve bir saatlik mesaide ücretide ödemedim. Oyunlar ne mi idi, “Çiçekler susadıkça solar”, “Bekçiler” ve Hekimoğlu İsmailin “ Su” isimli eserlerini sahneye koymuştuk. Bu eserler profosyenel oyuncuların bile zor sahneye koydukları oyundu. Ama biz b defalarca oynadığımız bu oyunları salonları ayakta doldurmuştu. Ardından ben bir yandanda Mehter takımı kurmaya çalıştım ve Mehter takımını kurmuştum. Kimlerlemi eli ne kadar saz tutan içerden dışarıdan insan varsa topladım ve İstanbuldan parça parça topladığım malzemelerle Mehteri ortaya çıkarmıştık. İlimizde oynandığı gibi çevre illerede gidip gösteri yapıyorduk. Sonra ne oldu biliyormusunuz bir İstiklal marşı hadisesi ile ben başka göreve gittim ve Mehter takımı dağıldı elbiseleride çeşitli okullara foklor elbisesi olarak dağıtıldı ve önemli günlerde Konya ve Kırıkkaleden mehter getirir olduk. Bunların başında bana son derece destek olup fikir üreten Nadir Bey vardı. Sayın Ahmet Er aradan geçen 8 yıl sonra beni ziyarete gelerek helallik istemiş ve şartlar öyle getirdi senin görevini değiştirmek durumunda kaldım. Ama sen Belediyede işine doyulmaz takdire şayan bir idareci idin” dedi. Böyle bir dönemi doyasıya yaşamadan ayrılmıştım. Sayın Osman Ertuğrul Döneminde Tekrar Basın yayın ve Kültür Müdürlüğüne getirilmiştim ve yine Nadir Beyle beraber çalışmak nasip oldu. Daha ilk altı ayı doldurmuştuk ki, Osman Bey bir gün beni çağırdı odasına girdiğimde elini üzerin kapattığı bir liste masasının üzerinde idi. Bana dedi ki; “ Senin oradan birkaç kişiyi alıp Park Bahçeye vereceğim” dedi. Kim olduklarını sordum, birisi yine Ataist olarak lanse edilen Nadir Ergündi. Diğerlerine bir şey demem, istersen tamaını al ama Nadir Beyi alırsan benide görevden al. İnsanların fikirleri ile işlerini karıştırmamak lazım, fikir konusu ise ben sizden daha önce bu arkadaşı teklif ederim. Ama işini bilen ve yapan bir personelin alınmasını istemiyorum” diyerek kendimi ortaya koydum. Israrlara rağmen onun yenmesine izin vermedim. Daha sonra Aksaray’ın geçmişini ve tarihini gündeme getirmek için yaptığımız ödüllü resim yarışmasına sponsor olması için Mercedes Benzin gönerdiği üç beş anahtarlığı ayıp olur diye dağıtmadım. Nedenini o günkü personel iyi biliyor ve ardından Ertuğrulun bana söylediği çok ağır bir söz üzerine Müdürlükten istifa ettim. Buna o dönemin Meclis üyesi Mustafa Saatçioğlu ve Av. Cihat Satılmış şahit çok ısrar edilmesine rağmen dönmedim. Ama sonra adımız eşantiyon saklamaktan görevden alınan müdür olarak lanse edildi. Yalaklar ve salaklar akıllı insanları istemezler, onların bulunduğu yerde haraket alanları daraldığı için zeki insanları sürekli yıpratrak hakkında dedikodu çıkararak onun oradan uzaklaşmasını sağlmaya çalışırlar. Bizde hep bunu sıkıntısını çektik, yani aklımızın faturasını yanlış yönlendirenlere kestirdiler. Nadir Bey de akıllı ve zeki bir kişilik, sanatın idolojisi olmaz, Berhan Şimşeğin Minyeli Abdullahı oynadığını unutmamak lazım. Her insanın bir konuda kabiliyet ve yeteneği vardır bu insanlar kolay yetişmiyor. Bende Nadir beyi bundan dolayı muhafaza ettim, işte meyveleri devam ediyor.