'Düşman olmak' da ne demek?

Son günlerde yaptığım bazı eleştiriler sonunda bazı arkadaşlar bizi AK Parti düşmanı ilan etmişler. Geçmişte de yine bize bu şekilde ithamda bulunanlar vardı, onlar şimdi davam dedikleri davalarını yıkmak için elinden ne geliyorsa yaparken, biz yine aynı yerde duruyoruz. Düşmanlık yapmak başka, öz eleştiri yapmak başkadır. Ben AK Parti sayesinde bir yerlere gelip nemalanan birisi değilim, seçilmişte birisi değilim, dün ne ise bu günde aynı yerdeyim. 3 dönem İl Genel Meclisine aday oldum seçilecek sırada iken adaylıktan alındım yine düşmanlık yaparak ve küserek aleyhte bulunmadım. Ancak sıkıntıları görünce uyarılarda bulunuyorum.

Birde şunu anlamıyorum siyaset haşa din değil, iman değil. 20 yıldır hiç bir beklentimiz olmadan arkasında durduğumuz düşüncenin yanlışlarını eleştirince düşman mı oluyoruz? Elbette hataları olacak hata fazlalaşınca söyleyeceksin. Hemen ardından "Şunu elde edemedin onun için düşman oldun" lafı ise oldukça saçma. Asıl o lafı söyleyenler zarar verip partinin altını oyuyorlar.

Bir önceki yazımda neden bu duruma geldiğimizi yazacağımı söylemiştim, özet olarak hatırlatayım. AK Parti'nin kurulmasından itibaren herkes ülkeyi nasıl bir yere getirebiliriz. Sen-ben meselesi olmadan kim olursa olsun onun etrafında kenetlenirken aşk ile çalışıldı.

Birlik beraberlik, büyüklere saygı ve tutkunluk vardı. Bu 2 dönem sürdü. 3'üncü dönemden itibaren konu sen ben meselesin dönüşerek senin adam, benim adam kavgası ve yarışları başlandı. Dava konusu bir tarafa itilerek, parti ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, manevi değerlere karşı samimi olmayanlar bile partiye dolduruldu.

Daha sonra koltuk kavgaları başladı, parti içi çekişmeler ve guruplar arası kavgası başladı. Memleket meselesi düşünülmeden herkes bir başka yakın olduğu kişileri bir yerlere getirmenin çabası içerisine düştüler. Dolayısı ile parti yara almaya başladı.

Dördüncü dönemde hizmet doygunu ve hizmeti unutan bazı kesimler rant işinin peşine düştüler ve bunda da başarılı oldular. Hatta ve hatta vitrin adı altında inanç karşıtı kesimler parti bünyesine alınarak asıl bu işin emektarları bir kenara itildiler.

Nasıl olsa Tayyip Bey'in sırtından seçiliyoruz diyerek, hiç bir maharet ve meziyeti olmayanlar benim adamım diyerek ekip kurma adına siyaseti bilmeyen, siyasi felsefesi olmayanlar partinin üst kesimi ve seçilmişler listesine girerek parti felsefesi bir kenara itildi.

Sayın Cumhurbaşkanımıza yakın görünenler ise o yanıltılarak doğru bilgiler aktarmadılar. Bunlar ise tırnakları kazıyarak bir yerlere gelemeyen atanmışlar tarafından yapıldı. Bunlar ise seçmen etkisini bir tarafa iterek gerçek partililerini dışladılar.

Buna rağmen ülkemizde Tayyip Erdoğan devrim niteliğinde hizmetler gerçekleştirdi. Hizmetlerle beraber hizmet dışı olumsuzluklar devam edince vatandaş rahatsız oldular. Parti her ilde guruplara ayrılan grupçular kendi adamları adı altında kişilerle yönetmeye başladılar.

Parti içi guruplar, aday olan kimseler kendi gurubundan olmayınca partisi için canla başla çalışmadılar. Aksine aleyhte çalışarak bak bizim adayı aday yapmadınız durum bu diyerek bir yerlere mesaj vermek istediler. Bunun en güzel örneği % 80 civarında oy alan parti Aksaray’da Evren Dinçer’in adaylığında başkanlığı kıl payı kurtararak belediye başkanı oldu.

Son dönemlerde bu ve benzeri bir çok yanlışlara ilave Pandemi ve ekonomik sıkıntılar başlayınca eleştirilemeyen AK Parti kendi partilileri dahil herkes tarafından eleştirilmeye başlandı. Vatandaşın cebine dokunduğunuzda babasını tanımaz diye boşa yazmıyoruz.

Efendim şöyle bir dönemde neden partiyi eleştiriyormuşum, düşmanlık yapıyormuşum. Asıl dostluk bu olsa gerek, doğruları konuşmamak dilsiz şeytanlıktır. Aman dikkat edin gidişat iyi değil ülkeyi toparlayın diyoruz. Elbette vatanını milletini seven bir gazeteciyim.

Düşman olsam bırakın uyarmayı, gitsin nereye kadar giderse gitsin der geçeriz. Tayyip Bey'in bir dönem daha kalmasından yanayım, diğerleri beni pek ilgilendirmiyor. Ama gidişatı iyi görmüyorum, onun için uyarıyorum. Hem ülkemiz ve hem de vatandaşımız sağlıklı ve huzurlu olsun istiyoruz. Bunu düşmanlık görenlerde demek ki en ufak bir endişe duymuyor ya da vatandaşın içerisine çıkmıyordur. Biz vatandaşın içerisinde gezip dolaşıyor ve görüyoruz, gündüzü gözünü kapatarak gece yapanları uyarıyoruz, 2002 kuruluşundaki gibi başa dönülsün istiyoruz...

Bu yazı toplam 644 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.