. Bu işi bir türlü çözemedim gitti, vatandaşla bire bir görüşüyorsun, ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Siyasetçiye soruyorsun halinden çok memnun, siyasetçi vatandaşın ayağına gittiğinde ya da herhangi bir yerde karşılaştığında vatandaş siyasetçiye methiyeler yazıyor.

Bu işte bir terslik var ama bir türlü anlayamadım. Kim kimi kandırıyor bunu da çözemedim, sokakta bana esnaf diyor ki, “ ya Başkan bizim bu caddeye bir gelse söyleyeceği biliyorum, bir yazda bizim caddeyi de gezsin.” Bir süre sonra baktım Başkan oradan geçerken esnafla selamlaşıyor.

Esnaf ne diyor biliyormusunuz, “ Allah razı olsun Başkanım sizden ve çalışmalarınızdan çok memnunum.” Ertesi günü esnafa soruyorum, “ hani sen Başkana sitem edecektin şu kaldırımlar için” diyorum. Cevaba bakın: “ ya hocam adam daha Başkan ola ki Belediyeye işim düşer falan eder işim görülmez yüz göz olmayayım” diyor. Sokak da her maşallah diyen adamınız değil benden söylemesi.

Bu iktidardaki insanlara yapılıyor da muhalefete yapılmıyor mu? Üç beş bin oy alacak parti temsilcilerini görsünler onlara da barekallah maşallah arkandayım diyor. Onlarda havalara giriyor, neden doğruyu söylemediğini sorunca da, “ memleketimizin çocuğu ne yapalım küstürelim mi” diyor.

Rahmetli duayen gazeteci Mahir Südemen hocam ne zamana gazetede karşılaşsak hemen Aksaray siyaseti ve gündemi ile ilgili sorular sorar duyduklarımızı dinlerdi. Bana da hep Zaptiye derdi, bir gün dışarıdan geldim masasında oturuyordu elini öptüm çikilotamı verdi, “ otur bakalım Zaptiye çarşıda pazarda ne var ne yok. Bende az önce Salı pazarından geldim kafam allak bullak oldu, kime sorsam farklı konuşuyor” dedi. Hocam aslında o gün gündemdeki Belediye seçimlerini sorarak pazarda nabız tutmuştu. Bana da seçimle ilgili düşüncelerimi sormuştu.

Daha sonra bana dedi ki, “ İnsanlar dürüst konuşmuyor, kimseyi de kırmamak için herkesi idare ediyor. Sende öylemi düşünüyorsun zaptiye, vatandaş siyasetçiden çok siyasetçi olmuş. Şimdi adaydan çok parti oy alıyor ama insanlarda belki ola ki kazanır hesabı ile herkese evet diyor, birde kimseyi kırmamak istiyor. Vatandaş Nevzat Beyden çok Sayın Başbakanı konuşuyor, seçimi yine Nevzat kazanır” dedi. Hakikaten de rahmetlinin dediği oldu, çarşı nabzını yinede iyi tutmuştu.

Rahmetlinin tahmini doğru idi ama vatandaşın yüz yüze konuşmasından bir şey anlaşılmadığını söylemişti. Çünkü seçmen her adaya gaz veriyor kimseyi kırmamak istiyordu. Siyasetçilerde bunun farkında olmadığı için dünyayı ben mi yarattım havasına giriyorlar. Etrafında dört dönen insanların seçimi kaybettiğinde bir gecede kazananın yanında olduğunun farkında olmuyorlar. Çünkü kimin kime söz ve oy verdiğini bilmek çok zor, belli başlı kişilerin dışındaki insanları çözmek inanın çok zor.

Belediyede 5 ayrı siyasi partiden seçilmiş Belediye başkanı ile çalışma fırsatım oldu. Hepsi ile de belli sürelerde daire müdürü olarak çalıştım. Bu Başkanlardan birisi kendi partisinin meclis üyeleri ve parti yöneticileri ile arası açılmıştı. Bende gelecek seçimlere bu insanların yine lazım olacağını kendisine söylediğimde bana; “ Sen onları si……..et ben bağımsız aday olsam 25 bin oy alırım, benim kimseye ihtiyacım yok” demişti. Çünkü etrafındaki yalaka ve fırıldak takımı ona öyle gaz veriyordu.

Bunu hatta çevresindeki daire müdürleri bile söylüyordu, “ Başkanım hava alanı gibi yollar yapıyorsun bağımsız aday olsan kazanırsın” derken arkasındanda, “ bu gazla bir süre daha gider” diyorlardı. Sokak da karşılaştığı bazı vatandaş da aynı şeyleri söylüyordu.

Netice ne oldu biliyormusunuz üçüncü parti ve tarihten silindi. İnsan bu lafları duyarken el altından birde eşe dosta kamuoyu yoklaması yaptırmalı. Hem de yalakalık yapmadan sağlam ve doğru konuşanlar olmalı. Yoksa ne önünüzü, ne arkanızı görürsünüz nede tepenizi, tepe taklak gidersiniz.

Siyasetçi seçmene karşı samimi, sıcakkanlı, ona tepeden bakmayan, kendisine oy verenlere vefalı, onların sırtından bir yere geldiğini hatırlayarak onlara yaklaşması, onların sırtından bir yerlere gelip de onlara sırtını dönmediği zaman vatandaş hem samimi, hem de ona karşı dürüst olduğunu göstermiştir. Sayın Başbakanın bir yıl önce söz verdiği bir garibanın evine bir yıl sonra çat kapı gittiği gibi samimi olan siyasetçiye halk da samimi olmaktadır. Halka karşı samimi olmayanlara halk da samimi gibi görünüp sandık sağ gösterip sol vuruyor.

Herhalde kim kimi kandırdığının örneği sandık da belli oluyor. Sanmasın ki kimse şahsi sempatisinden dolayı seviliyor. İşi tepedeki sevilenler götürüyor diğerleri de onun rüzgârı ile gidiyor.