Dönüşte Naci ağabeyin eskiden ek mesleği ile ilgili sohbet ederken, ben Aksaray da baterinin kurucusu Naci ağabeyi zannederdim. Meğer bilmediğim bir sırrı bana anlatırken; “ gel yolumuzun üzerinde seni asıl benim hocam da olan Baterinin asıl ustasına götüreyim” dedi. Neyse ki, baymış köyü yakınlarında Ankara yolu üzerinde 18 km. mesafedeki kirazlı bahçeye götürdü.

       Yoldan gelip geçerken ben burasını normal ev bahçesinde de kiraz yetişip satılan bir yer olarak bilirdim. Meğerse burası muhteşem bir sosyal tesismiş. Tesisle ilgili konuya geçmeden önce ben buranın sahibi ve Aksaray’ın İlk Bateristi Metin Çokan’dan bahsedeyim.

       Uzun boylu sarışın bir Baterist ile karşılaşıyorum. Bahçe içinde muhteşem bir yüzme havuzu, çocuklar içinde yüzüyor. Bizde havuzun bir kenarındaki ağacın gölgesine oturduk. Metin Bey güngörmüş ve beyni ile aklını kullanan aynı zamanda bir teknik eleman.

       Karadeniz’den çok küçük yaşlarda Aksaray’a gelmiş, aslında gelmemiş, babası Rahmetli Emin Gürünün Babası Bayram Ali Gürün’ün Belediye Başkanlığında buraya iş için gelmiş. Rahmetli Güründe, “ gel burada aş da var iş de var, biz ekmekleri hayvanlara veriyoruz” demiş. Bu söz üzerine Aksaray’a gelen Çokan’ın babası çocukları da alıp gelip Aksaray’a yerleşmiş.

      Çokan’ın Babası müzisyen olması nedeni ile Aksaray Belediyesine girerek Bando takımını kurmuş. Burada diğer arkadaşlarını yetiştirerek uzun dönem çalışmış. Daha sonra Nevşehir Belediyesine giderek orada Bando takımı kurmuş. Ama büyüyen Metin Çokan Aksaray da kalarak bando görevini babasının yerine bir süre Aksaray Belediyesinde devam ettirmiş.

       Ardından ilk Bateri ekibini kurarak müziğe başlamış. İşte Naci Ağabeyde onun ilk talebelerindenmiş, biz zannederdik ki, bateriyi Naci ağabey kurdu. Naci Ağabeyinde bir hocası olduğunu söyleyelim. Metin Bey daha sonra muhteşem bir şekilde yer altı suyu ile ilgili proje ve motopomplar kurarak Türkiye’ye açılmış birçok için başlamasına ve yapımına vesile olmuş.

       Hatta burada da bir tesis kurarak Baymış yakınlarına işyeri açmış. Burada tesisi kurarken bir hisseli tarla kardeşler arasında anlaşamakta imişler, kardeşin birisi bu tarlayı almayı teklif etmiş. Aslında tarlayı hatır için almış ama aradan uzun zaman geçtikten sonra Türkiye’de yetişen kirazları aldığı bu 8 dekar tarlaya dikerek çevre düzenlemesi yapmış. İçine de bir görevli koyarak muhteşem kiraz ağaçları yetiştirmiş. Kirazın dışında diğer boş alanlara da Aksaray da bulunmayan cins kayısı fidanları ile ceviz ağaçları dikmiş. Bahçe ise muhteşem bir yeşil alana dönüşmüş.

      Sonra burayı değerlendirmek istemiş ve sosyal alan yapmayı kafasına koymuş. Buraya bir lokanta ve çay bahçesi yapmış. Bahçe içine fırın, et mangal keyfi, çocuklar için Trambolin, air hokey, gençler için internet cafe, Langırt, en önemlisi muhteşem bir yüzme havuzu. Çocuklar için ayrı bir bölüm yapmış. Hatta düğün yapılabilecek bir alan ayırmış.

        Dışarıdan baktığınızda sıradan bir bina gibi görülmesine rağmen bahçeye indiğinizde doğa harikası bir yeşillik sizi karşılıyor. Her iş ile bizzat ilgilenip misafirlerini ağırlıyor.

       Kendisine sordum, “ bu kadar masraf yapıp 18 km. yere insanlar nasıl gelecek gidecek” dedim. Meğerse her iki saat de bir servis kaldırıyormuş. Servisi de B. Bölcek köprüsü civarından kaldırdığını söyledi. Yani her şeyi hazırlamış ve Aksaraylıların hizmetine hazır hale getirmiş.

       Kendisi ile uzun uzun sohbet edip hatıralarını dinlediğimiz Metin Çokan sevimli ve hoş sohbet bir ağabeyimiz.

       Bu güzel tesisi yapması nedeni ile bizde kendisi ilk tanışmış olduk. Aksaray’a böyle güzel bir tesis kazandırması nedeni ile bende kendisine tanıtım için bir katkım olsun diye bu güzel tesisi sizlere anlatmayı kendime bir görev bildim.