Sigorta Şirketleri Ne Yapmak İstiyor?
Bu haksız kazancın önüne kesinlikle geçilmeli, belli bir standarda kavuşturulmalıdır. Sigorta Şirketleri fahiş zamlardan kaçınmalıdırlar.
Yaklaşık olarak 5 ( beş) yıl önce çok güçlü bir sigorta Şirketinin sahibi ile sohbet ederken, kendilerine topladıkları toplam sigorta bedellerinin % 30’unu hasar bedeli olarak ödüyor muşunuz dediğim de, sen ne yapıyorsun % 30 çok büyük rakam bu rakamı ödersek büyük sıkıntı yaşarız demişti. Bu sohbetten, sigorta şirketlerinin çok büyük oranda kâr ettiklerini öğrenmiştim. Her sene normal enflasyonla uyumlu bir artış olurken son yıllarda ve özellikle bu sene % 25 ve üzeri zam yapıldığı görülmektedir. Bu soyguna en yakın süreçte yetkililerimizin dur demesi gerekmektedir.
Bu güne kadar değişik zaman dilimlerinde kazaya karışan, tutulan raporlar sonucu hiç kusuru olmayanlara hasar bedelinin tamamına yakın meblağı ödenmekle beraber ,bu hizmeti alanların genelinin memnun olmadıklarına da şahitlik ediyoruz. Diyelim ki kusuru olmayıp kazaya karışan 2013 Model bir Otomobil, hatalı aracın sigortası tarafından yaptırılmaktadır. Fakat aracı yaptırılsa, hatta bedelinin tamamı ödense bile kazalı olması sebebiyle satmak istediği zaman piyasa değerinin daha düşük olacağı bilinmektedir. Aslında sigorta şirketleri Otomobilin kusurlarını yaptırmakla birlikte düşen değerinin karşılığı bir bedeli de o otomobil sahibine vermesi gerekmektedir. Ayrıca otomobilin sanayide kaldığı günlerde sigorta şirketi bir araç tahsis etmeli veya günlük bedelini ödemelidir. Adalet ancak bu durumda sağlanır. Aslında Kaskolu araçlarda bu hususlar genel anlamda sağlanmaktadır. Fakat bu kadar çok farklı sigorta yaptırma çeşidi de kafaları karıştırmaktadır. Bence bu kadar ayrıntılı sigorta olmamalı, tek çatı altında sigortaların her biri birleştirilmelidir.
Her türlü araç için Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yapılmaktadır. Zorunlu Sigortanın dışında, otobüslerde Ferdi Kaza Ve Koltuk Sigortası yaptırılması da zorunludur. Bunlara ilave olarak isteyen ayrıca aracını Kasko yaptırmaktadır. Bahsetmeye çalıştığım bu sigortaların her biri, bir sigorta ile çözüme kavuşturulabilir. Aslında tek çatı altında toplanarak çok farklı ödenen ücretlerinde önüne geçmek gerekir. Teke düşürülen sigorta için de makul olan ücret alınırsa, araçlar tüm yönleriyle sigorta edilmiş, karışıklıklarda giderilmiş olur. Mevcut uygulama da kaza yapan aracın hem Mali Sorumluluk sigortası var, hem de Kaskosu varsa bu durumda sadece kaskoyu devreye koyduğu zaman diğer sigortanın bir anlamı olmamaktadır. Bu sistemin adaletli hale getirilmesi mümkündür. Yıllardır aracını kasko yaptırdığı, sigortalarını ödediği halde hiç kaza yapmamış olanlara %50’ler seviyesinde indirimler uygulanmalı, kaza yapanlara da makul bir süre, ödemeleri % 50 fazla alınarak köklü çözüm üretilebilir. Aynı zamanda bu durum da adalet, büyük oranda sağlanmış olur. Trafikte daha çok kusuru olanlar, daha fazla ödeme yapacaklarından daha dikkatli olacaklardır. Bu durum aynı zamanda kazaların azalmasını da sağlayacaktır. Kısacası ödül ve ceza sistemi kurulmalı, her hak sahibine hakkı verilmelidir.
Yaklaşık olarak Ülkemizdeki 13 (On üç milyon)’a yakın ve 2.5 (İki buçuk Milyon)’u aşan Motosikletsahipleri, sigorta şirketlerine çok büyük meblağlar ödemektedirler. Sigorta şirketlerinin çok yüksek oranlarda kazanç arzuları sigorta bedellerininde yükseltilmesine vesile olmaktadır. İnsanlarımızın bu fahiş fiyat uygulamalarından acilen kurtarılması gerekmektedir. Sigorta şirketleri ikide birde Çok hasar bedeli ödüyoruz. Bundan dolayı zarar ediyoruz demektedirler. Zarar ediyorlarsa yapmasınlar. Bu işi onlara kimse zorla yaptırmıyor. Bu hamasi nutuklardan kendilerini arındırmaları lazımdır. Gerçekleri şeffaf olarak bilmek hakkımızdır. Sistem şeffaf değil. Yetkililerimizi göreve çağırıyorum, hangi sigorta ne kadar hangi kategoride para toplamış ve ne kadarını hasar bedeli olarak ödemişler. Bu şeffaf olarak açıklanmadığı sürece sigorta şirketlerinin zarar ediyoruz ifadeleri gerçeklerden uzak sözler olarak anlaşılmaya devam edecektir.
Sistemin şeffaf olarak denetlenmesi sonucu, sigorta şirketlerinin zorunlu sigorta kapsamında ödedikleri ne kadar olduğu açıkça görülecektir. Sonucunda yapılan fahiş zamların haklı tarafının olup olmadığı görüleceğinden, kararlar daha isabetli verilebilecektir. Temel amacımız, hizmeti sunanda, hizmeti alanda zarar etmesinler. Dengeli bir kâr limiti söz konusu olsun. Aynı zamanda şeffaf denetlenebilir bir sisteme dönüştürülmesi gerekmektedir.
Bazı yetkililerden aldığımız bilgiler ışığında diyebilirim ki sigorta şirketleri inanılmaz kârlar kazanmaktadırlar. Gerçekten gözleri doymak bilmiyor. Her türlü aslı esası olmayan bahaneyi büyük oranda zam yapmak için kullanmaktadırlar.
Sigorta şirketleri, yaklaşık olarak iki yıl önce çıkartılan bir yasa sebebiyle, trafik kazalarındaki sağlık giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmasına karar verildiğini, sonucunda primlerin % 10’luk kısmını SGK’ya devretme zorunluluğu sebebiyle geçtiğimiz yıl bu kuruma 300 Milyon TL para aktardıklarını öne sürerek fahiş zamlarına gerekçe bulmaya çalışmaktadırlar. Bu durum doğru olsa bile yıllık enflasyon ve bu ödemeler sonucu yapılan zammın % 15 seviyesinde olması gerekirken, neredeyse bu rakamı bile ikiye katlayan zamlar yapmaktadırlar. Aslında değişen bir durum yok, önceden kazaya karışanların sağlık giderlerini ilgili sigortaları karşılarken, şimdi de aynı işi SGK üstlenmiştir. Tabi ki bu üstlendiği giderleri de almak durumundadır. Zaman zaman aynı işi yapan sigorta şirketlerinden bazıları daha ekonomik sigorta yapmakla birlikte, ayrıca müşterilerine promosyon olarak çok çeşitli hediyelerde vermişlerdir. Kar etmeseler ek yükü ayrıca nasıl karşılayabilecekler. Demek kihsls kârdan fedakarlık yapabilecek konumdalar. Bir de sigorta şirketlerinin yanlışlıklarını düzeltecek muhatap bulmak da oldukça zor. Çok sevdiğim bir şirket sahibi kardeşimizin Otobüsü geçtiğimiz yıl içinde yaklaşık olarak 14.000TL’ye kasko yaptırılmış, iki ay çalıştıktan sonra Otobüsü satmak istediğinden, kaskosunun iptalini istemiş, fakat ilgili sigorta şirketi Otobüsünüz ipotekli iptal edemeyiz demiş. Cevaben sizi niye ilgilendiriyor gönüllü Kasko yaptırdım, borç benim borcum ipotekle sizin ne alakanız var demesine rağmen günlerce cevap alamıyor, her geçen gün için de Kasko bedelini almaya devam ediyorlar. Otobüsündeki ipoteki halledip, belgelerini göndermesine rağmen günlerce cevap alamıyor, neticede yoğun bir mücadele sonrası ancak iptalini sağlayabiliyor. Muhatap bulmak çok zor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
İşini düzgün yapan makul olmaya çalışanlara teşekkürlerimi belirtmek isterim. Ancak yanlış yapanlara da gerekenleri sormak en tabii hakkımızdır. Sigorta şirketleri gerçekten zarar mı ediyorlar yoksa yalan mı söylüyorlar! Bu sistemin şeffaf olarak denetlenmesi ile anlaşılabilir. Yetkililerimizi bu konuda göreve davet ediyor, en yakın zamanda çözüme kavuşması dileği ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.