İnanın gidemediklerimin hiçbirisine art niyet besleyerek gitmezlik yapmıyorum. Son bir yıl içinde inanın o kadar konferans yapılıyor ki yetişmekte güçlük çekiyoruz, konferanslar toplum ve insanların aydınlatılması için çok güzel bir organize. Ama bazen önemli mazeretlerimiz oluyor yetişmediklerimiz oluyor, onları yazamadığım zaman inanın üzülüyorum kesin art niyetim yok.

       Salı günü iki konferans vardı, birisi Belediye Başkanlığımızın konferansı idi. Bu bana gelen mesajda saat 16 00 yazıyordu, gündüz konferansa pek iştirak edilmeyeceğini düşünerek Başkan yardımcısı Altınsoyu birkaç sefer aradım ulaşamadım, sonra bende saatte bir yanlışlık var diye vaz geçtim.

       Akşam MÜSİAD’ın organize ettiği “ İslam da Ticaret Ahlakı” isimli konferans Kültür merkezinde idi. Kendi kendime konferanslara pek iştirak olmuyor neden bu büyük salonu tuttular diye endişe etmiştim. Ama endişem giderildiği kanaatindeyim, çünkü üç beş boş koltuğun dışında tamamen dolu olması endişemi giderdi. Yalnız konuya geçmeden buradan bu tür etkinliğe gelen hanımlara bir uyarım olsun, yada böyle etkinlik yapanlar dikkat etsinler. Kardeşim hanımlar yanlarında yaramaz çocukları getiriyorlar salon sanki çocuk yuvası.

        Kardeşim konferansın başından sonuna kadar ben çocuk sesinden rahatsız oldum. Hem ahengi, hem de konsantrasyonu bozar, kendilerini düşünmüyorlarsa buraya gelenleri düşünsünler. Çocuklarına baş gelemiyorlarsa evlerinde otursalar bence daha iyi olur.

         Gelelim konferansa ney kavalı ile başlayan gecede Somuncu Baba Camii imam hatibi Özgür Öztürk hoca efendinin güze sesinden dinlediğimiz kuranı kerim tilavetinden sonra kürsüye gelen MÜSİAD Aksaray şube Başkanı Serdar Uyar İslam da ticaretin ahlaki boyutunu hadislerle süslediği konuşmasından sonra konuşmacı İlimiz Müftüsü Sayın Bekir Gülce hocam sakin ve kesintisiz bir ses tonu ile dinleyicilere İslam da Ticaret Ahlakını anlattı. Ben sizlere bir saat gibi bir süreye sığdırdığı konuşmasından kısa notlar aldım bunları aktarayım:

        “ Kominizim uzun yıllar insanlığa çok sıkıntı çektirdi, bu tam 70 yıl sürdü ve sonra yok olup gitti. İslam dünyası maneviyattan ve ticaretten uzaklaşırken, son dönemlerde yeniden toparlandığını görmekteyiz. Helal rızık istiyorsan çalışacaksın, yatarak helal rızık kazanılmaz.

        Mehmet Akif’in, “ topal tilki gibi olma, sende bir aslan gibi ol ve aslanın artığını bekleyen topal tilki gibi bekleme.”  Peygamberimize sahabe sormuş helal rızık hangisi diye; Resulullah efendimiz cevap vermiş, “ el emeği ve alın teri ile kazanılan rızık” buyurdular.

      Tüccar çok önemlidir, tüccar olmazsa hiçbir mesleğin önemi olmaz. Çiftçinin mahsulünü, sanayicinin ürününü ve bütün mesleklerin ürettikleri malları tüccar vasıtası ile satabiliriz. Bu nedenle dürüst tüccarlara ihtiyaç vardır. İslam’ın Ticaret anlayışı ne kominiz im’i nede kapitalizmi tasvip eder. İslam da alışverişte serbestlik esastır, serbestlikte de yine dürüstlük esastır.

        Hz. Ömer ticareti bilmeyeler ticaret yapmasın demiştir, hatta ticareti bilmeyenlerin işyerlerini kapatmıştır. Tüccar alacağı malı kötülemez, satacağı malı da övmediği gibi yalan söyleyerek yemin etmez.  Borçtan sakının, borç insana yüz kızartır, zaruret halinde borç alınabilir. Borç alınmalı, ancak alınan borç zamanında yerine iade edilmelidir. Borcunuza sadık olmalısınız, borç aldığınız insanları mağdur etmemelisiniz” diyerek demirin önemi ile konuşmasını tamamladı.

       Burada bir husus dikkatimi çekti, kolundan saatini çıkararak konuşma saatine uyarak zamanında konferansını noktaladı. Ticaret gerçekten çok önemli ve veballi bir iş, bu anlatılanları keşke bütün ticaret erbapları dinlese idi. Konferansta emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.