Erdoğan Kaya

Erdoğan Kaya

ATSO’da seçim 15 Haziran

ATSO’da seçim 15 Haziran

            Tabi burada provoke sorulardan birisinden de bahsedeceğim.

        ATSO Başkanının yurt dışına gidişi ile ilgili ilimizde yankı bulan bir konu. Nedeni 4000 bin üyesi olan ve sivil toplum kuruluşlarımızın önde gelen bir odamız. Başkanının ticari iflası sonucu ilimizi terk ettiği konuşulurken doğru yâda yanlış farklı bilgiler ortalık da dolaşırken, ATSO yönetimi bir araya gelerek yeni Başkan olarak Ramazan Yılmaz’ı vekâleten başkanlığa getirmiş.

      Daha sonra ATSO Meclisi Abaylar tesislerinde toplanarak bir durum değerlendirmesi yapmıştır. Değerlendirme sonunda basına açıklamada bulunulmuştur. Açıklamaya Başkan Vekili Ramazan Yılmaz yapmış, “ Başkan Ali Öztürk’ün odalarını en ufak bir zarara uğratmadığını tamamen kendi kişisel borçları nedeni ile böyle bir durum hasıl olduğunu. Kendilerinin kişisel borç ve sıkıntıları ile ilgili olarak bir bilgilerinin olmadığını. Sadece Aksaray için manevi olarak iyi olmadığını bunu tasvipte etmediğini. Seçimlerin 15 Haziran 2013 günü yapılacağını” söyledi. Burada öğrendiğimiz sadece bundan ibarettir.

      Tabi işadamlarının ekonomik sıkıntılarının olabileceğini bundan dolayı da işadamlarımızın hangisinde sıranın olduğu gibi yorumların yanlış olduğunu. İşadamlarımızı yıpratmak gibi bir işe girişilmemesi gerektiği konusunda destek isteyerek Yılmaz, “seçimlerde gurup olarak da aday olmayacaklarını odayı seçime kadar temsil ederek seçilen yeni Başkana teslim edeceklerini” söyledi.

       Bunun dışında sorular alındı, bu açıklamanın dışında ciddi manada sorulacak zaten bir soruda olmadı. Sadece bir arkadaşımız odanın yeni binasını yapan mütahitle ilgili ve adını vermeden bir yazarın anılarını yazdığı kitaba sponsor olup olmadıklarını kendisinin de anılarını yazdığında bastırıp bastırmayacaklarını sordu.

      İçerden birisi yazarın kitabına sponsor cümlesi geçince Erdoğan Kaya mı diye ses geldi. Bende gayet benimle ilgisi yok dedim. Başkan vekili de konudan bilgim yok, sizde yazın değerlendirelim demekle yetindi. Fakat bir yazar kimdi bunu anlamak da güçlük çektim. Üstü kapalı isim vermeden bir yazar şeklinde sorulan soru provokeden başka bir şey değildi. Bana göre bu yazar kimse açık bir şekilde ismi de zikredilmeliydi. Üstü kapalı laflar bütün yazarları töhmet altında bırakır.

      Ben soğan yemedim ağzım koksun, çünkü 8 tane kitap yazdım buna hiçbir kurum sponsor olmadı. Sponsor olması içinde hiçbir kuruma bir teklif dahi götürmedim. Kitaplarımı tamamen ben kendi imkanlarımla bastırdım. Sponsor demek bir yazarın kitabının bütün masraflarını üstlenmek ve üzerine sponsor olan kurumun adının yazılarak bastırdığı kitaptır.

      Bildiğim kadarı ile Mustafa Fırat Gül kardeşimizin Aksaray tarihi resimleri ile ilgili bir çalışması ATSO tarafından basılarak dağıtıldı. Aksaray tanıtımına yönelik yapılan çalışmalar varsa sivil toplum kuruluşlarının ana görevi bunları bastırıp destek olmaktır. Öyle anı hayat hikâyesi falan değil, yazabiliyorsanız hayatınızı olsun yazın ben sponsor olup bastırayım, buna söz veriyorum. Burada birçok önemli konu varken meslektaşlarımızın yaptığı çalışmaları kıskanarak işin aslını bilmeden araştırmadan iftira vari dedikodu üretmeye gerek yok.

        Daha sonra Ağaçlıda bir toplantıya katıldım orada bazı arkadaşlar beni kastettiğini ve benim kitaplarımın oda tarafından bastırıldığı zannı ile soru sorduğunu söylediler. Valla ben bu konuyu konuşanı aslında muhatap almam, hangi kurum bana sponsor oldu ise söylesin. 35 yıldır iş yaparsın 3 yıl önce bu işe başlayanlar seni 35 katlar haberin olmaz. Önce herkes kendi durumuna baksın. Sponsor olmakla destek farklıdır, Aksaray tarihi çalışmamın ilk baskısını Eski valilerimizden Sayın Sebati Buyuran teklif bile götürmediğim halde kendisine hediye ettiğim kitabımdan sonra beni arayarak her okulun kütüphanesine bir kitap alarak destek olmuştur, bu şeref bana yeter. Kültür ve tanıtım eserlerini her kurum alıp dağıtabilir, sponsor da olur, buna kimsede mani olamaz. ama ben hiç sponsor aramadım bulmadım da, bahse konu kitabımdan 4 yıl önce odada 50 tane alarak Meclis üyelerine birer tane dağıtmıştır. 8 kitapla 20 bin Aksaraylının evine girmek de benim için bir şeref.

      Kıskanılmak ve dedikodumu yapmak beni rahatsız etmiyor. Ben kimseyi kıskanmıyorum dedikodusunu da yapmıyorum, her geçen gün kendimi yenileyip işime bakıyorum. Ben bana sataşanlara cevap bile vermiyorum, hakkımda yapılan iftira ve dedikoduyu da hukuki suç gördüğüm de hukuk önünde gereğini yapıyorum. Herkes işine baksın, olgun ve kırmızı meyveler ağaçların en tepelerinde olur ona da taş atan çok olur. Erdoğan Kaya’yı ham iken yemeye çalışan dinazorların attığı iftiralardan yıkılmadı ki, olgunlaşıp tecrübe sahibi olunca yıkılsın. Bundan sonra her kolay kolay her boğazdan aşmam yutmaya çalışanın boğazına dururum.

       Beni eleştirip bana taş atanlar önce bana yetişmeye gayret etsinler. İnsanlar ulaşamadıklarına düşmanlık yaparak kıskanırlar. Sonra ben bu meslekten karnımı doyurmuyorum, geçimimi temin edecek kadar gelirim var. Ben mesleğimi sevdiğim için ve hobi olsun diye devam ettirmeye çalışıyorum. Bilgi birikimimi de gelecek nesillere bırakmaya çalışıyorum. Meyvesi olmayanlar meyveli ağaçların kıymetini bilmezler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdoğan Kaya Arşivi