Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Mescidi Haramdan Mescidi Aksa’ya yolculuk ve Mîrac

Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.s.)’in Mescid-i Haramdan, Mescid-i Aksaya kadar olan yolculuğuna, İsra “gece yürüyüşü” denir. Bu, gece yürüyüşü (İsra) hadisesi Kuran-ı Kerim ile sabittir. İsra Sûresin 1.âyet-i kerimesinde: “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye Muhammed kulunu Mescidi Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir” buyurulmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) gecenin bir anında, Mescidi Aksa’dan Cenab-ı Hakkın dilediği yüksekliğe çıkarılması hadisesine Mirac denir. Mirac, hadis-i şeriflerde anlatılmaktadır.

Mîrac; Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.),  Mekke döneminde bir gece, zerreden kürreye, her şeyin yaratıcısı Allah (c.c.)’ın  daveti üzerine gerçekleşen, sonsuz kudretinin eserlerini temaşa etmesi için önce Mescid-i Aksa’ya, oradan da semaya yaptırılan hikmet yüklü bir yolculuk ve mucizevî bir buluşmadır. Recep ayının 27.gecesi Mîrac hadisesi vuku bulmuştur. Mirac bir arınma ve Allah’a yükseliştir. Mirac’ın lügat manası, yükselmek, yukarı çıkmak anlamlarına gelmekle birlikte erdem yolculuğu, kâmilliğe yükseliştir. Sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve varlığın düzeylerinde, hakikat göğünün katmanlarında değil, insanlığın Allah’a ulaşan yolunun duraklarında da gerçekleşmiş kutlu bir yolculuktur. Merhum Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinde: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, sahradan semaya Mirac denilen asansör gibi yukarı çıkma aleti ile çıkmıştır. Burak ile yolculuğunun belli bir bölümünü gerçekleştirmiştir. Semadan sidreye Cebrail (a.s.)’ın kanadı ve daha ileri refref ile gittiğini belirtmiştir.

Beş vakit namaz Miracta farz kılınmıştır. Namaz Mü’minin miracıdır. Peygamberimizin Hz. Muhammed (s.a.s.) miracta Peygamberlerle görüşmüş, cennet ve cehennemlikler kendisine gösterilmiştir. Mîrac; Süleyman Çelebinin "Şeş cihetten ol münezzeh zül-celâl, Bîkemukeyf âna gösterdi cemâl" şeklindeki ifadesiyle "mahiyetini, nasıllık ve niceliğini bilemediğimiz bir şekilde yüce Allah ile görüşen" sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, şirk koşmayanların affedilebileceği müjdesi, Bakara Sûresi'nin son iki ayeti (Amenerrasûlü..) ve beş vakit namaz hediyesiyle yüce âlemlerden döndüğü gecedir. Mîrac Gecesi; “Allah(c.c.)’ın huzurunda; Peygamberimiz (s.a.s.) öncelikle, dil, beden ve mal ile yapılan ibadetlerin hepsi Allah(c.c.) içindir” demiştir. Buna cevaben de Allah(c.c.) tarafından: “Ey Nebi-i Zişan! Sana selam olsun! Rahmetim ve bereketim de senin üzerine olsun!” buyurulmuştur. Resulullah (s.a.s.) Efendimiz, Ümmetinin de bu şereflerden istifade etmesi için: “Rabbimizin selamı, bizim üzerimize (bütün Peygamberlerin üzerine) ve Allah’u Teâla’nın bütün Salih kulları üzerine de olsun” diyerek ümmetini çok sevdiğini göstermiştir.

Miraç olayı, gaybe inananlarla, İman etmeyenler için bir imtihan olmuştur. Zira İsra Sûresi 60. âyette: “…Sana gösterdiğimiz o görüntüleri…” buyurulmuştur. Müfessirlerin çoğunluğuna göre, ayetin “görüntüler” ile tercüme edilen “rüya” kelimesi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, Mirac gecesindeki müşahedeleridir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Mirac haberini verdiği gün, Mekke müşrikleri inanmayıp, Mescid-i Aksa’nın şeklini, yoldaki kervanların durumlarını sormuşlar, Peygamberimiz de hepsini birer birer haber verdiği halde, Müşrikler yine de inanmamışlar ve Hz. Ebubekir (r.a.)’a giderek senin inandığın peygamberin geceleyin Mescid-i Aksa’ya gidip geldiğini söylüyor ne dersiniz diye sorulduğu zaman  bunu “Hz. Muhammed (s.a.s.) mi söylüyor, O söylüyorsa doğrudur” diyerek hiç düşünmeden ve tereddütsüz olarak derhal kabul edip inanmıştır. Sadakat böyle olmalıdır…

Önemli gün ve geceleri beklemeden her zaman düzenli olarak ibadetlerimizi yapmakla mükellefiz. Ancak böyle müstesna gün ve gecelerde daha çok ibadet ve taâtta bulunup artırmalıyız. Önemli gün ve gecelerde; Kur’an-ı Kerim okunmalı, nafile namazlar kılınmalı, tevbe istiğfar yapılmalı, Salat -ü Selam getirilmeli, Kelime-i Tevhid çekilmeli, Yetim’e, fakir fukara ya yardım edilmeli, kısacası iyi, güzel, faydalı ve yararlı işleri çokça yaparak bu geceyi değerlendirmeliyiz. Gündüzünde de oruçlu olmak büyük sevaptır. Böyle müstesna gün, ay ve gecelerin manevi kıymetinden gereği gibi faydalanmalıyız. Maddi ve manevi yönden, elimizden gelen yardımı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalı, nefsimizin, şeytanın istek ve arzularından uzak durup, günahlarımızdan kurtulup, sevaplarımızı artırmaya çalışmalıyız.

Malumunuz 03/04 Nisan Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece Mirac Kandili’dir. Mirac Kandilimizi tebrik eder, bu vesilesi ile iç dünyamıza bir yolculuk yapmamızı, arınmamızı, Âlem-i İslam’ın ve bütün insanlığın yüksek değerlerle bütünleşip yücelmelerine, her iki cihanda kurtuluşa erenlerden olmamıza vesile olmasını Cenab-ı Allah (c.c.)’tan niyaz eder, sıhhat ve afiyetler dilerim.    [email protected]

Bu yazı toplam 34995 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.