Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Rahmet, Mağfiret ve Cehennemden Azâd Ayı Hoş Geldin

Rahmet, Mağfiret ve Cehennemden Azâd Ayı Hoş Geldin

     Kısmet olursa Önümüzdeki 5 Haziran Pazar akşamı ilk teravih namazını kılıp, gecesinde ilk sahura kalkıp 6 Haziran Pazartesi gününden itibaren de Oruçlarımıza niyetleneceğiz. Üç aylar’ın sonuncusu, kendisinde Kur'an-ı Kerim’in indirildiği, içinde bin ay­dan daha hayırlı olan, Kadir Gecesinin bulun­duğu, Oruç Ay'ı olan, on bir ayın sultanı Ramazanı Şerifimizi tebrik eder, kurtuluşumuza vesile olmasını Rabbimizden dilerim.

Cenab-ı Allah (c.c.) âyet-i kerimesinde: "Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye size sayılı günlerde farz kılındı, içinizde hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyi­lik yaparsa o iyilik kendisinedir. Oruç tut­manız eğer bilirseniz sizin için hayırlıdır. Ramazan ayı ki onda Kuran, İnsanlara yol göstererek yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ay’ı idrak eden, onda oruç tutsun, hasta veya yolculukla kalan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.Bütün bunlar,sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık,Allah’ı tazim etmeniz,şükretmeniz içindir." buyurulmuştur. (Bakara Suresi Ayet :183,184,185)

 

Ramazanda bu ümmete Kuran, oruç ve çok rahmet verilmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimiz Hadisi Şeriflerinde:"Ramazan'ın evveli Rahmet, Ortası mağfiret, sonu da cehennemden azâd olmaktır." (Et-Tergîbve’t-Terhîb, II, 94-95) buyurmuştur.

Ramazan: Yanmak manasına olup bu ay’a bu ismin verilmesine sebep Ramazanda Allah-u Teâla’nın kullarının içlerinin açlık ve susuzluktan yanması, tutulan Oruç karşılığı olarak da günahlarının yanması ve gönüllerinin kötü işlerden temizlenmesi murat olunmaktadır. Oruç, namaz gibi bedeni ibadetlerden başka sadaka ve hususiyle fitre gibi mali ibadetlerin de bu ayda yoğun olarak yapılması sebebiyle içtimai yardım ayı demek de gerçekten anlamlı olur. Zekât vermesi gereken kardeşlerimiz, sahip olduğu malının üzerinden bir kameri yıl geçtikten sonra, İslâm’ın beş ana temelinden olan bu ibadetin gereğini yerine getirir. Zekât ibadetinin süresi dolmadan önce verilmesi faziletli iken, tehir edilmesi, Müslüman’ın günaha girmesine vesile olur.

Biz Müslümanlar; Ramazan ayının önemini idrak ederek, Cenab-ı Hakkın Rahmet ve mağfiretine nail olmaya, cehennemden azad olup, Cennete girmeye hak kazanmak için çalışmalıyız. Geçen Ramazan'dan bu Ramazana kadar ki bir sene içinde Allah-u Teâlâ’nın Rızasına uygun acaba ne yaptık? Ne gibi kıymetli emirleri yap­mayıp bıraktık? Yahut hangi haramları işledik?  Her geçen gün, hayat defterimizden bir yaprağın kapandığını tefekkür ederek, nefis muhasebemizi yapıp, ömrümüzün kalan kısmını en bereketli ve hayırlı geçirmek için çalışmalıyız. Dünya ti­caretinde her tüccar sene sonunda o senin ge­lir ve giderini, kârını ve zararını gösteren bir bilanço tanzim eder. Kazandıysa kârı artırmak, zarar ettiyse bunun sebeplerini gidermenin yolunu araştırır. Buna göre yeni sene için bir program hazırlar. Haklı olarak gerekli önlemleri alan bir tüccar gibi,bizlerde Manevi kirlerden arınmak için gerekli önlemleri almalıyız.Allah (c.c.) ve Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)’in emrettiklerini yapıp,yasaklarından kaçınarak Manevi bilançomuzu kârlı hale getirmeliyiz.

      Âhiret ticaretimizin muvaze­nesi  için de  sene  başı  Ramazanın  ilk günleridir. Rabbimizi sena ederek kulluk  görevimizi en iyi bir şekilde yerine getirmeliyiz. Kusurlarımızdan dolayı tövbe etmeliyiz. Bu mübarek ayı ganimet bilerek gaf­let uykusundan uyanmalıyız. Bir senenin günahları ile kirlenmiş kalplerimizi bol bol tevbe ve İstiğfar ederek Rabbimizin Rahmeti ile yıkamaya çalışmalıyız.

     İftar ve sahur sofrasının başında geçireceğimiz dakikalardaki mağfiret dileklerimiz muhakkak kabul olur. Böylelikle arınmış kalplerle yapacağımız ibadetler de Rabbimizin katında kabul olur. Şu fani dünyanın mahkemelerinde muhakeme olu­nurken insanların çektikleri sıkıntıları çok iyi biliyoruz. Mahkeme-i Kübra da hesaba çekildiğimiz de sıkıntı duymamamız için imtihanda olduğumuz bu dünya hayatımızı iyi, güzel yaşayalım ve kurtuluşa erebilelim.

     Dünya ki imtihan ve teftişlerde her birimiz ter dökmekteyiz. Ya Allah-u Teâla’nın  huzu­runda muhakeme olmak, hesap vermek ne ka­dar güçtür, işte bu dehşetli günü dünyada çok düşünerek ona göre davranmamız gerekir.Mahkeme-i Kübra'nın çok zorlu hesap ve ceza­larından kurtulmak, dünyadaki kulluk imti­hanını kazanmakla olur. Cenab-ı Hak Kemal sıfatlarla muttasıf,noksan sıfatlardan münezzehtir. Bizim yapacağımız ibadetlere O’nun ihtiyacı yoktur. Yaptığımız ve yapacağımız ibadetlere bizim ihtiyacımız vardır.O’nun içindir ki manevi feyiz ve bereketi çok olan bu Ramazan-ı şerifi kurtuluşumuza vesile olacak şekilde değerlendirmeliyiz.

Rahmeti gazabını geçmiş Rabbimiz, yapacağımız iba­detleri bahane ederek biz kullarını bağışlamak ve rahmetine gark etmek istiyor. Bunun için Namaz, Oruç,Zekât,Hac gibi emirler vermiştir.

Bir başka güzeldir, şimdi simalar,

Bir başka açılır, yüce semâlar,

Bir başka yükselir, hamd-ü senâlar,

Hoşgeldin.. Ey on bir ayın sultanı.Cengiz Numanoğlu

     Cenab-ı Allah (c.c.), Ramazan-ı Şerifi, İslam Âleminin birlik ve beraberliğine, uyanışına,bağışlanıp,kurtuluşumuza vesile kılsın.Sıhhat ve âfiyetler dilerim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Lütfi Ersöz Arşivi