Bu konferans izlediğim yararlı konferanslardan birisi idi. Yıllardır televizyonlarda izlediğimiz ünlü sağlık uzmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu Tiyatro salonunda sevenleri ile buluştu. Konferans öncesi Efor AVM de kitaplarını imzalayan Saraçoğlu izleyenlere yararlı bilgiler verdi. Ben konferansın içeriğine geçmeden böyle bir yararlı konferansı düzenleyen Sayın Belediye Başkanı Palta’ya teşekkür ediyorum.

Ben salona 20 dakikalık bir gecikme ile Saraçoğlu’nu merak eden oğlum Bahadırla beraber gittim. Salona girdiğimde koridorlar bile dolmuştu, burada slâyt gösterisi ile dışarıda kalanlara konferans izletilmek istenmişti. Önce bende buradan izlemek istedim ama oğlum içeriye girmemizi istedi. İçeriye girdiğimde konuşma yeni başlamıştı, ama içerisi tıklım tıklım dolu idi, böyle bir ortamda dikkatlerin dağılmasını sağlamayı hiç sevmem. Salondan sessizce geri çıkacaktım, Sayın Başkan bir boş yer görmüş ve bana işaret ederek gösterdi bende oraya geçip oturdum.

İzleyiciler konferansı pür dikkat dinlediler, süt ve domatesle başlayan konuşma telefon ve elektronik dalgalanma zararları ile devam ederken, soru ve cevaplarla son buldu.

Burada genel olarak sebze ve meyvelerde tohumlama olayına değindi. Bu gerçekten çok önemli idi, eskiden kış mevsiminde pırasa, lahana, turp, havuç gibi kış sebzeleri bulunur. Ara sırada portakal ve mandalina görürdük. Şimdi mevsimsiz bütün sebzeleri görmemiz mümkün, bunların ne tadı var nede lezzeti. Saraçoğlu salatalığın buzdolabında çürüdüğünü ne zaman gördüğümüzü sorarken çok haklı idi. Bırakın kış mevsiminde yetişen sebzelerin lezzetini yazın yediğimiz domates ve salatalıkların tadı yok. Oda zaten mevsimsiz ve doğal olmayan sebzelerin yenilmemesini istiyordu.

Ben tamamen doğal ve gübresiz bahçemde yetişen bazı sebzelerin neden tadı yok diye düşünüyordum. Bunu bu gece öğrendim, dikilen sitil ve tohumlar eskiden kendi evimizde yetişirdi. Şimdi bunların tamamını satın alıyoruz ve bunların hepsinin ithal olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.

Burada Sayın Saraçoğlu’nun bir özelliği dikkatimi çekmişti, televizyon konuşmalarında inançlı bir insan olduğunu tahmin ediyordum. Ama bu gecede kendisinin sağlık ve şifa ile ilgili birçok ayetlerin meallerini bilmesi ve bunlardan örnekler vermesi çok hoşuma gitti. İyi bir inanç sahibi olduğu ve bu ayetlere kesin inanılması gerektiğinin üzerine basa basa söylemesi çok hoştu.

Çünkü Allah her şeyi daha iyi bilen ve ona göre program yapan yaratıcımızdır. Tüp bebek konusuna değindiğinde yüce yaratanı tanımamak ve o ne zaman isterse o zaman ihsan eder diye çocuksuz ailelere büyük teselli verdi.

Ben konuşmanın büyük bölümünü kayda aldım ve eve dönüşte yazımı yazmadan tekrar dinledim. Soru cevap bölümlerinde her soruya cevap vermememside bir ayrı konu idi. Bitkisel tedavi olunmayacak konularda doktorlara başvurulmasını söylemesi de tıbbı inkâr etmemiştir. Burada takıntısı para kazanmak için insanların sağmalı inek gibi kullanılmasına karşı çıkıyordu. Para üzerine kurulan bazı ilaçların hastaları tedavi değilde ömür boyu ilaç satmak için kullanıldığını belirtti.

Elbette eczacılarımız ve doktorlarımız bu tür konuşmacıları sevmezler. Ama Lokman hekimi unutmamak lazım ve ilaçlarında doğadan yapıldığını bilmeyen yoktur. Ben kendisini paracı olarak da görmedim, benim kitaplarımı almanız şart değil bunlar benim internet sitelerimde var bakabilirsiniz diye soru soranlara yol gösterdiği gibi. Bazı konuların hekimlere danışılmasını da tavsiye etmiştir.

Uzun lafın kısası, bu tür konferanslara ihtiyaç olduğu görüldü. Hiçbir konferans bu kadar salon doldurmamıştır, sorulan soruların tamamına cevap verse sabaha kadar devam ederdi. Ben burada tekrar Sayın Nevzat beye ve tüm emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu tür konferansların devamını bekliyorum.