Sosyal medyaya daha da çok yaptırım getirilmeli

Son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın torununun doğumuyla birlikte çirkin yorumlar yapılarak aile mefhumuna yapılan ağır saldırılar hazmedilemeyecek cinsten. Bu Cumhurbaşkanı torunu olsun veya başka bir kim olursa olsun, bu tür saldırılar nefret vericidir. Tabi ardından sosyal medyayayla ilgili yaptırımlar konusunda kanun hazırlığı başlamıştır. Keşke bu yaptırımlar daha öncelerden yapılsaydı.

Sosyal medya ortaya çıktıktan sonra, çocuklarımızın kontrolü elden çıktı. Gençler evlilik ve arkadaş bulma bahanesiyle ailelerini ikinci plana itmiştir. Aileler takılmaz ve dinlenilmez hale geldi. Toplumun ahlakı dejenere oldu ve ayıplar alenen değil de sosyal medya üzerinden yapılarak nerede ise sosyal medya fahişeliği başladı.

Bırakın bekarları, evli kadın ve erkekler bu medya üzerinden yuvalar yıkmaya başlamıştır. Kadınlar erkekleri sollayarak üç beş çocuğunu bırakarak hiç görmediği erkeğe sosyal medya üzerinden tanışarak kaçmaya başlamıştır.

Sosyal medya artık aklı selimli olmayan insanları bırakın güya kültürlü, saygın ve önemli insanların ve çocuklarını baştan çıkararak yoldan çıkarmıştır. Düzgün diksiyonlu ne idiğü belirsiz kişiler her önüne gelenin aklını çelerek evden kaçmalarını sağlamaktadır.

Bu nedenle sosyal medyaya daha ağır yaptırım getirilerek toplumun ahlakını ve insanların toplumda küçük düşürülmesinin önüne geçilmelidir. Geçen bir yerde okuduğum aydın bir ailenin genç kızının bir çözüm yazarına yazdığı mektubun önemli bölümlerini sizlerle paylaşayım ki, bu sosyal medyanın ne olduğunu öğrenelim. Bu ve benzeri kandırılmanın binlercesi mevcuttur.

“Koronavirüsünün ilk çıktığı zamanlardı. Biraz zaman geçirip eğlenmek için girmiştim.

Derslerden çok bunaldığım bir zamandı. Sitede bir profil dikkatimi çekti. İyi bir üniversitede mühendislik okuduğu yazıyordu. Ben de merak edip yazdım. Amacım kimliğimi ortaya çıkarmak ya da flört etmek değildi. Anonim bir şekilde konuşmaktı.

Bana kendini eğitimi oldukça yüksek, dürüst, samimi biri olarak tanıttı. Normalde kimseyle internetten tanışıp kendimi ortaya çıkarmazdım ama bir şekilde oyuna geldim.

Bana sürekli dürüstlükle ilgili laflar ediyordu. “Çok dürüstüm, yalanı sevmem” deyince ben de çabuk kandım.

Ağzı iyi laf yapıyordu. Beni uydurduğu acıklı hayat hikayesiyle vurdu. Kimsesiz olduğunu söyledi. Okulu çok zor şartlarda kazandığını anlattı. Ben de kandım. Sonra telefon numaralarımızı verdik birbirimize.

15 gün boyunca sabah akşam onunla konuşuyordum. Ben de ona kendi hikayemi anlattım. Sürekli fotoğraflarımı atıyordum ona. Hakkımda çok şey biliyordu.

Evlilikten bahsediyordu. “Durumum iyi seni okuturum. Bana kaçar mısın?” dedi.

Ben de “Ailem olmadan yapamam” dedim.

Beynime girmeye çalıştı, beni ailemden soğutmaya uğraşıyordu. Ondan etkileniyordum. Evlilik fikri artık mantıklı gelmeye başlamıştı, sanki ailem önümüzdeki bir engelmiş gibi beni etkiliyordu.

Okuduğum şehirde onunla gizlice evlenmeyi bile planlamıştık.

“Ailenle konuşurum” diyerek bana güven kazandırmaya çalıştı. Resmen hipnoz olmuş gibiydim. Kafamda hayali bir karakter yaratmıştım. Daha sonra sürekli cinsellikle ilgili konuşmaya başladı. Hatta benden açık fotoğraf bile istemişti ama atmadım.

Tüm kötü yanlarını görmezden geliyordum. Ona hediyeler gönderdim. Mektuplar yazdım. Tanımadığım bir insana birkaç haftada bağlanmıştım.

Sonra annemin ve babamın haberi oldu. Annem ve babam avukat olduğu için durumu kısa sürede anladılar. Bu tarz insanlar sosyal medyada kızları kandırıp evden kaçırtıp kötü yollara düşürüyormuş. Bu tipler belalı işlerle uğraşırlarmış.

Annem ve babam, o kişiyi araştırdı ve bana söyledikleriyle alakasız bir insan çıktı. Kıl payı kurtulmuşum.

Kendimi affedemiyorum, şimdi. Benim gibi bir insana bu hiç yakışmadı. Geldiğim aileye, kültüre yakışmadı.

Annem hala kızıyor, haksız da sayılmaz. Öyle bir sitede hiç işim olmamalıydı. Annem ve babam öğrendikten sonra bir daha beni rahatsız etmedi.”

Hadi buyurun bakalım, sosyal medya olmasa idi bu adamları nereden tanıyacaklardı? İyi ki, anne ve babası duruma el koymuş kızcağız kurtulmuş.


 

Bu yazı toplam 1845 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.