Burada basınla alakası olmayanların bile ismi var ama Aksaray da her gün yazan üç beş tane köşe yazarı var bu yazarların ismi burada yok. Davetlerde buna göre yapıldığı için bizler Aksaray da yalpan hiçbir etkinlikten haberimiz olmuyor diye Sayın valimize iletmiştik. Vali beyde talimat vererek ilave edilmemizi istemişti ama hala tık yok.

       Sayın Basın Müdürü yaşar Bey bu konu ile alakadar değil yâda talimat verilmedi diyorsa Sayın Valimize yeniden hatırlatıyoruz. Yapılan etkinliklere davet Valiliğin listense göre yapılıyor dolayısı ile bizlerin ismi olmadığı için haberdar değiliz. Sonra yapılan çalışma, etkinlik ve güzellikleri yazmadığımızda kurum ve kuruluşlar bize sitem ediyor. Evet, iddia ediyorum etkinlik ve çalışmalardan günde 15 bin okuyucusu olan bir yazarın haberi olmayacakta kimin olacak. Gazetemiz dışında 12 ayrı sitede yayınlanan yazılarımız Avrupa da daha çok okunmaktadır.

        Bu konunun üzerinde durmaya devam edeceğim bilinmeli. Ancak sevgili eski meslektaşım Gençlik ve Spor il müdürü Süleyman Arısoy bunları biliyor. Bildiği halde yaptığı etkinliğe bizleri davet etmedi, bende gününü ve saatini bildiğim halde davet edilmediğim için sakatlara dağıtılan araba törenine katılmadım. Ama Sayın valimizin konuşmasının bir kısmına yinede yer vereceğim.

        Şimdi gelelim dünya sakatlar gününe, yazımın başlığını okuyunca amma da merhametsizmişsin diyenler olabilir. Bu söz bir doktor arkadaşıma ait, “onlara acımayın sevin, sahip çıkın” demişti. Sakatlar acınmak ve ağlanmak için yaşamıyorlar. Onlara ağlamak ve acımak yerine yardımcı olmalıyız, onlara moral ve hayata tutunmalarına yardımcı olmalıyız. Hepimizin birer özürlü adayı olduğumuzu unutmamalıyız. Onları aşağılama ve horlama yerine onlara sahip çıkmalıyız. Hatta onlarla dalga geçip eğlenenlere fırsat vermemeliyiz.

         Sakatlar günü değil onları hatırlama günü demek bence daha doğru olur. Hiçbir kimsenin ne zaman ne olacağı belli olmayan bir hayat yaşıyoruz. Özürlü vatandaşlarımız yani kardeşlerimiz çok zekidirler. Bakın ben bunu bir anımla anlatayım.

        13 yaşında hafızlığa çalışıyorum, bizim kuran kursunda birde ağma Ali İhsan var. Ali İhsan benden iki yaş büyüktü, çoğu zaman ben ona kuranı okurum oda dinlerdi, üç okurum dördüncüye o kur ben dinler yanlışlarını söylerim ve beşincide tıkır tıkır bir sayfayı ezbere okurdu. Ben kendi dersime çalışayım diye kaçardım. Bir gün beni bulamasın diye lambaları söndürüp saklandım. Çocukluk ya biz karanlıkta görmeyince Ali İhsanda görmüyor zannederdik, ama o gelir karanlıkta bizi yakalardı.

       Aradan 23 sene geçti, Belediyede Trafik Zabıta Müdürüyüm, bir Salı günü Salı Pazarındayız. Gezerken bizim Ali İhsan gözüme takıldı. Baktım amcasının çocukları ile karpuz satmaya gelmiş. Amcasının oğluna, “sakın söyleme ben ses vermeyeceğim beni çıkaracak mı” dedim.

        Elinden tuttum, amcasının oğlu, “bu kim seni tanıyor” dedi. Elimden tuttu burnumu, gözümü, saçımı, parmaklarımı ve nefesimi dinledi. Yemin ederim hiç ses vermedim; “ bu bizim yaramaz Erdoğan” deyip bana sarıldı. İkimizde ağladık sordum, “nasıl tanıdın” diye nefesimden bilmiş. Beni 23 sene sonra nefesimden tanıyan zekâya bakın, “aman yarabbi sen nelere kadirsin” dedim.

        Özürlü vatandaşlarımızın inanın çok büyük bir zekâ ve kabiliyete sahiptirler. Yeter ki onların ellerinden tutulsun. Tutulması da gereklide zaten devletimizin resmi kurumlarda kontenjanları bunlar için var. Pazartesi günüde pet şişe kapakları ile toplana arabalar Gençlik ve Spor Müdürümüz Süleyman Arısoy’un yaptığı bir organize ile devlet erkânı birlik de dağıtılmıştır.

      Sayın Valimiz konuşmalarında; “ Bugünü bir kutlama anma olarak değerlendirmiyoruz, bu günü toplumda engelliler var olduğunu bilincinde onlara acımaksızın hayatlarını daha kolay yaşayabilme noktasında neler yapabilmek lazım geldiğini, devlet olarak sivil toplum olarak ve birey olarak neler yapmamız lazım geldiğini daha iyi anlatabilmesinin bir günü hatırlatma günü olarak değerlendirmek lazım geldiğini düşünüyorum. Engelli vatandaşlarımızın desteksiz nasıl yaşayabilinecekleri konusunda kendilerine destek olmamız lazım” diyerek engellilere destek olmaya devam edeceklerini söyledi.

       Türkiye’nin %12 özürlü olunca 8 milyona yakın kişi Türkiye de engelli. 5.5 ton toplanan kapak karşılığında 27 engelli vatandaşımıza bu törende tekerlekli araba dağıtılmıştır. Bu arabalarda emeği geçen herkese ve Süleyman Beye teşekkür ediyorum. Onlara acıma yerine sevelim, şefkat gösterelim.