Cerdoğlu

Cerdoğlu

1970’lerin Eskil’i! 2

1970’lerin Eskil’i! 2

 Henüz o yıllarda Çernobil’in zehirli atıkları Karadeniz’in çayına bulaşmamıştı. Merdiven altlarında kaçak çay üretip, sahte ambalajlara koyan ahlaksız esnaflar da türememişti…

Ben, ilk televizyonu Hasan Dinek’in kahvehanesinde pencereden seyrettim yaşımız küçük olduğundan içeri alınmaz ya pencere kenarından izler ya da bir yakınımızın koltuğuna sığınır televizyon izlemeye çalışırdık. O sıralarda, Kıbrıs Barış Harekatı başlamış; Akşam üzeri televizyon kahvehanenin dışına alınır, savaş haberlerini izlemek üzere kadın-kız ve çocuklara kadar herkes televizyonun yakınına gelirdi. Karaoğlan televizyonda görünür görünmez, müthiş bir alkış tufanı kopardı. Hepimizin evinde baş köşeye asılan  Karaoğlan posterleri de o yıllara rastlar…

Kasabanın yaşlıları; başta Adil Ağa (ALTAN), Enver Emmi (GÜDEN), Memduh ÇIRIK, Katibin Hoca (ÖZTÜRK), Celal Emmi(ALTAN), Ömer Emmi(ALTAN), Muhsin MUTLU…

İddialı domino taşı oynarlar; Adil Ağa’nın oyun oynadığı masanın etrafı seyirci dolar, çoğu oturacak yer bulamaz, oyunu ayakta seyrederdi. Rahmetli Adil Ağa; Eskil’in Nasrettin Hocasıydı. Müthiş zeki, hazır cevap ve sohbeti zevkle dinlenen bir insandı. O, sadece çocuklarının Adil Ağası değildi. O tüm Eskil’in ve Aksaray’ın Adil Ağasıydı… yediden yetmişe herkes ona’’ADİL AĞA’’der, saygıda kusur etmezdi. O da herkesi sever, büyükle büyük, küçükle küçük olurdu. Herkese de KIRIŞIM diye hitab ederdi. Kendisini en son ziyaretimde; yatağın içinde dizlerinin üstüne koyduğu yastığa, iki kollarını dayamış sigara içiyordu.

-Adil Ağa, daha kahvaltı yapmadan niye sigara içiyorsun? Dedim.

-Yağın içinden çıkmadan, yarım paket sigara içerim kırışım, sonra kalkar kahvaltımı yaparım. Demişti.

Enver Amca;Eskil’in tarihini ve Eskil’de yaşayanların geçmişini en iyi bilen,nükteli,hoş sohbet bir insandı. Adil Ağayla, Enver Amca’ya herkes çok saygılı,onların söylediği hiçbir söze alınmazlardı…

        Eskil merkezinde oturanlar,tan yeri ağarırken Kara Emmi’in(Keramettin ALTAN) ve Hacı İbiş’in(İbrahim ORUÇ) otobüslerinin sert korna sesleriyle uyanırlardı. Belli başlı iki büyük otobüs vardı: Genellikle Konya yolcusu fazla olduğu için Konya’ya çalışırlardı. Aksaray yolcularını da küçük bir minibüsle,Ahmet ve Hacı Altan kardeşler taşırlardı. Şimdiki gibi, bir sürü taşıma aracı yoktu, her saat başı da  araba bulunmazdı. Ayrıca o yıllarda otobüs ve minibüs sahipleri de şimdiki gibi sık sık kavga etmezlerdi. Rekabette adilceydi, henüz hormon ona da bulaşmamıştı…

Bizim çocukluğumuzun ilk belediye başkanı Cavit Meral’di. Cavit Meral; masmavi gözleri, çıkık elmacık kemikleri, özenle düzeltilmiş bıyıkları ve düzgün traşıyla Yeşilçam aktörleini kıskandıracak kadar yakışıklı bir insandı. Gayet şık, ütülü takım elbisesi, başına geçirdiği fotr şapka ve keskin bakışları kendisine gizemli bir hava verirdi…

Sonradan; Derviş Mehmet Caymaz belediye başkanı oldu. Derviş Mehmet Caymaz; feleğin çemberinden geçmiş, gün görmüş, kendisini yetiştirmiş bir insandı. O da bakımlı ve şık giyimli bir insandı. Kısık kısık konuşur, kimseyi kırmamaya özen gösterirdi.12 Eylülle beraber kendisinin başkanlık serüveni de  son bulmuş oldu.

1980 sonrası malüm!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Cerdoğlu Arşivi