İlhami İnceöz

İlhami İnceöz

YOLDA YARALANMAK 1

YOLDA YARALANMAK 1

Yolun başladığı ilk nokta, neresidir? Doğum mu? Ya öncesi?

Yolun başladığı ilk nokta, neresidir? Yürümeye nerden başlarsınız? Oturduğunuz evdeki o koltukta yürüme işini düşünmekten mi yoksa o koltukta doğrulup yürümek için attığınız ilk o adımdan mı başladığınızı var sayarsınız? Ya da evin kapısını açıp, kapı eşiğini geçen o ilk adımınızla mı, yahut kendi sokağınızdan yahut mahallenizden ötesine attığınız ilk adımla mı? Daha da ötesi şehrinizin dışına, anavatanınızın dışına, bulunduğunuz ana kıtanın dışına yahut da aya ulaştığı varsayılan insanoğlu gibi dünyanın da dışına attığınız ilk adımla mı başlar, yürümek? Yolun başladığı ilk noktayı soran akıllar bilir yalnızca, bazı şeyleri.

Kendini bulmak diye bir şey var bütün kitaplarda, öncelikle aramaya ondan, yani kendimden başlamak gerekir diye, tuttum bütün eski defterlerimi karıştırdım. Gündelik yazdığım yazıların arasında belki geçmişe dair huzur verici birkaç şey saklamışımdır diye, ümit ediyordum. Hani kendime yaklaşmış olmak, kendime az da olsa sığınabilmek, sokulabilmek için…

Aklıma bu sıralar en çok takılan şey, on üç yaşımdan beri, hayalim olarak gördüğüm şeylerin neresinde olduğumdur. Yani yolun başladığı o noktanın, ‘’ötesinde’’ , nerelerde olduğumdur.

Bunu benden başka kim bile bilir ki, değil mi? Bana çok yakın, yüzlerce arkadaşım olmuştur. Zaman zaman kardeşlikten öte, bazen de sevgiliden öte annem kadar, babam kadar yakın olanları. Onlar bile benim aklımdakilerin ne olduğunu bu güne dek asla, tam anlamıyla bilememişlerdir. Söz etmem pek. Ama az da olsa hep ipucu vermişimdir. Akıllı yahut zeki olanları beni az çok anlar. Ama çoğu da var ki, ya deliliğime yorar yahut da saflığıma. Bu en çok da, onların akıllarını yorar aslında. Benden bekledikleri şeyleri, ne kadar yapabileceğimi düşünmeleri, sadece beyinlerinin enerjisini tüketir, kendi hayatlarını kıyaslarken beni ipe asıp, dönüp kendi aynalarına bakarlar.

Dediğim gibi, çoğu için sadece kıyas noktasıyımdır. Onlardan iyi bilardo oynar, onlardan güzel goller, çalımlar atar, hızlı koşar, onlardan yakışıklıyımdır, düzgün ve akıcı konuşur, şiir sever, güzel şiirler yazar, ezberler ve söylerim. Onlardan fazla yer görmüş, çok insan bilir, ünlü bazı kimseleri iyi tanır, onlardan fazla kitap okur, fazla konuşur, çok anlatırım. Ama asla onlara hayallerimi anlatamam. Yahut da bir gün bir yerlerde nelere sahip olacağımı, neleri satacağımı, yıkacağımı, kuracağımı kesinlikle bilmezler. Bile bildikleri bazı şeyler de, sadece oyalansınlar diye, benim onlara sunduğum gündelik hayal cümleleridir. Bir dükkan açma fikri, bir kızla evlenme telaşı, birine yakın olmak için şehirden taşınma gibi, gündelik normal insan heveslerine dair…

Yolun başladığı o ilk nokta-sına ne kadar yakınım? Arkadaşlarım da bunu bilmez…

Şu an, ona ne kadar yakın olduğumu düşünsem de, ilk başlama noktası neresidir, o hala çözemediğim şeydir. Oysa kolay akıllılar hemen, ‘’bunu bilemeyecek ne var?’’ Der, susar. Ben öyle değilim, ne değişir, bilemem!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlhami İnceöz Arşivi